2.2. Siz ya da bir yakınınız ciddi ya da önemli bir rahatsızlık yaşadığınızda / yaşadığında, bu hastalıkla ilgili olarak daha çok nereden ya da kimden bilgi almayı tercih edersiniz?

Bu soruya katılımcıların 13 farklı seçenek (şık) arasından “en öncelikli üç seçeneği” belirterek yanıt vermeleri istenmiştir. Birden çok seçenekle yanıt veren katılımcıların yarıya yakını ilk sırada, bilgi kaynağı olarak doktorları işaret etmişlerdir (f=2353, %41,7). Daha sonra sırasıyla; “Eş, dost, yakın akraba, arkadaş ve komşular” (f=638, %11,3), ”Eczacılar” (f=625, %11,1) ve “Daha önce bu hastalığı yaşamış olanlar ya da yaşayanlar” (f=591, %10,5) en fazla başvurulan bilgi kaynakları olmuştur. Buna karşın kitle iletişim araçlarından bilgilenme oranı ise oldukça düşüktür. Bu araçlar arasında en çok başvurulan kaynak İnternettir (f=317, %5,6). İkinci sırada televizyon gelmektedir (f=131, %2,3). Gazete, kitap ve dergiler için ise bu oran bir hayli düşüktür.



Tablo 220. Siz ya da bir yakınınız ciddi ya da önemli bir rahatsızlık yaşadığınızda, bu hastalıkla ilgili olarak
daha çok nereden ya da kimden bilgi almayı tercih edersiniz?
 Soru 2. Siz ya da bir yakınınız ciddi ya da önemli bir rahatsızlık yaşadığınızda, bu hastalıkla ilgili olarak daha çok nereden ya da kimden bilgi almayı tercih edersiniz?
Frekans
%
İfadelerin Yüzdesi
Doktorlardan
2353
41,7
94,1
Eş dost, yakın akraba, arkadaş, komşulardan
638
11,3
25,5
Eczacılardan
625
11,1
25,0
Daha önce bu hastalığı yaşamış olanlardan ya da yaşayanlardan
591
10,5
23,6
Diğer sağlık görevlilerinden (Hemşire, diyetisyen, ebe, hasta bakıcı)
550
9,7
22,0
İnternetten
317
5,6
12,7
Aktar, baharatçılardan
152
2,7
6,1
Televizyondan
131
2,3
5,2
Ciddi bir hastalık yaşamadım, yakınımda da yaşayan birisi olmadı.
114
2
4,6
Bilimsel, tıbbi akademik yayınlardan
82
1,5
3,3
Gazeteden
62
1,1
2,5
Kitaplardan
22
0,4
,9
Dergilerden
6
0,1
,2
TOPLAM (En öncelikli ilk 3 seçenek kodlanmıştır)
5643
100


Katılımcıların vermiş oldukları yanıtlar seçenekler açısından değerlendirildiğinde, önemli bir rahatsızlık yaşandığında doktordan bilgi alma % 94,1 oranındadır. Bir başka ifadeyle doktordan bilgi almayı tercih etmeyen yalnızca % 5,9’luk bir kesim bulunmaktadır. Eş, dost, yakın akraba, arkadaş ya da komşulardan bilgi aldığını söyleyenlerle (%25,5) eczacılara danışanların oranı (%25) birbirine eşit durumdadır. Gazete, kitap ve dergilerden bilgi alma oranı ise genel olarak düşük bulunmuştur. Ancak İnternetten (%12,7) ve televizyondan (%5,2) bilgi alma daha fazladır.

Başvuru kaynakları arasında açık ara ilk sırayı alan “Doktorlardan” seçeneğini dile getiren 2353 kişi arasında cinsiyet, medeni durum, gelir düzeyi, sağlık güvencesi türü, eğitim düzeyi ve meslek değişkenleri bağlamında önemli bir farka rastlanmamıştır. Coğrafi bölge değişkeni açısından verilen yanıtlar incelendiğinde yanıtları farklılaşmaktadır. Genel sonuçlardan farklı olarak bu seçenek Karadeniz (f=219, %48,2) ve İç Anadolu (f=417, %46,9) Bölgelerinde daha çok; Ege’de (f=342, %35,7) ise daha az dile getirilmiştir. “Doktorlardan“ seçeneği kırda yaşayanlar (f=773, %44,4)  arasında; büyükşehir (%41,6, f=796)  ve kentlerden (f=784, %39,4)  daha yüksek çıkmıştır. Yaş değişkeni bağlamında da bu seçeneğe en yüksek oranda katılım 55-65 yaş grubunda tespit edilmiştir (f=213, %44,9).

“Eş, dost, yakın akraba, arkadaş, komşulardan” bilgi aldığını belirten 638 kişi arasında cinsiyet, medeni durum, yaşanılan bölge türü, yaş, gelir ve meslek değişkenleri bağlamında önemli bir farklık yoktur. Coğrafi bölge değişkeni açısından incelendiğinde yanıtlarda farklılaşmalar tespit edilmiştir. Karadeniz Bölgesi’nde yaşayanlar genel eğilimden farklı olarak bu seçeneği daha az belirtmişlerdir (f=33, %7,3). Buna karşın Karadeniz Bölgesi’nde ikinci sırada gelen yanıtın “Diğer sağlık görevlileri” olduğu belirtilmelidir (f=64, %14,1). Katılımcıların sağlık güvenceleri açsından bakıldığında da genel dağılımdan farklı olarak bu seçenek en çok Yeşil Kart sahibi bireyler tarafından dile getirilmiştir (f=69, %14,3). Eş, dosttan ya da yakınlardan bilgi alma oranı özel sigorta sahipleri arasında (bu kişilerin sayısı az olmakla birlikte) en az seviyededir (f=14, %8,6).  Katılımcıların eğitim düzeyi açısından sorulara verilen yanıtların farklılaştığı ve bireylerin eğitim seviyesinin arttıkça bu seçeneğe katılım düzeylerinin azaldığı tespit edilmiştir. Bu bağlamda en yüksek katılım diplomasız/okuryazar olmayan gruptadır (f=79, %19,6); en düşük katılım ise ön lisans ve daha üstü eğitime sahip kişiler arasındadır (f=76, %8,9).

“Daha önce bu hastalığı yaşamış olanlardan ya da yaşayanlardan” diyen 591 kişi olup verilen yanıtlarda cinsiyet, medeni durum, yaşanılan bölge türü, yaş, gelir, sağlık güvencesi türü ve meslek açısından önemli bir fark yoktur. Coğrafi bölge açısından ise sonuçlar farklılaşmaktadır. Genel eğilimden farklı olarak, Marmara Bölgesi’nde (f=239, %13) bu yanıta katılım fazla iken; Karadeniz Bölgesi’nde (f=32, %7) katılımın daha az olduğu ortaya konmuştur. Bireylerin eğitim düzeyleri de verilen yanıtlar üzerinde etkili olduğu anlaşılmıştır. Bu bağlamda bireylerin eğitim düzeylerinin arttıkça bu seçeneğe katılımlarının azaldığı; dolayısıyla ilgili seçeneğin en az katılımın ön lisans, lisans ve üstü eğitim düzeyine sahip bireylerce dile getirildiği tespit edilmiştir (f=66, %7,7). Diplomasızlar arasında bu oran daha yüksektir (f=51, %12,6).
“Eczacılardan” bilgi aldığını dile getiren 625 kişi arasında da incelenen değişkenler açısından önemli bir fark ortaya çıkmamıştır.

“Diğer sağlık görevlilerinden (Hemşire, diyetisyen, ebe, hasta bakıcı)”  yanıtı 549 kişi tarafından verilmiş olup cinsiyet, medeni durum, bölge türü, yaş, gelir, eğitim düzeyi ve meslek değişkenleri bağlamında verilen yanıtlarda fark olmadığı tespit edilmiştir. Coğrafi bölgeler açısından yanıtlar ele alındığında farklılıklar tespit edilmiştir. Daha önce belirtildiği gibi Karadeniz Bölgesi’nde bu seçenek daha çok verilirken (f=64, %14,1), Marmara’da ise daha az dile getirilmiştir(f=114, %6,2).

Bireylerin sahip oldukları sağlık güvencesi türü bağlamında da yanıtlar farklılaşmaktadır. Bu seçeneğe en az katılım (sayıları az olsa da) özel sağlık sigortası ve diğer sigortalara sahip bireyler arasında olmuştur (f=11, %6,7).

 “Aktar, baharatçılardan” bilgi edindiğini belirten 152 kişi vardır ve incelenen değişkenler anlamında belirgin bir farka rastlanmamıştır. 

Bu soruya “İnternetten” cevabını veren kişi sayısı 317 kişidir. Bu seçenek için cinsiyet ve coğrafi bölge değişkenleri açısından önemli bir farkın olmadığı tespit edilmiştir. Medeni durum değişkeninin elde edilen yanıtlar üzerinde fark yarattığı tespit edilmiştir. Buna göre bekâr bireyler İnterneti bilgi edinme amaçlı olarak daha fazla kullanmaktadır (f=161, %9,1). Boşanmış/dul bireyler ise İnterneti bilgi amaçlı en az kullanan gruptur (f=5, %1,9). Katılımcıların yaşadıkları bölge türü bağlamında da veriler farklılaşmaktadır. Bu seçenek en çok büyük şehirlerde yaşayan katılımcılar tarafından dile getirilmiştir (f=169, %8,8). Yaş değişkeninin de bu seçeneğe katılımda belirleyici olduğu görülmektedir. Genel dağılımdan farklı olarak bu seçenek en çok 24 yaş ve altı (f=103, %8,6) katılımcılar tarafından dile getirilirken en az ise 55-64 yaş (f=11, %2,3)  ve 64 (f=2, %0,6) yaş üzeri gruplar tarafından yinelenmiştir. Bütün bunları genel olarak İnternet kullanım oranı ile ilişkilendirmek ve “normal” bulmak olasıdır. Ayrıca gelir değişkeni de bu seçeneğe verilen yanıtlar üzerinde belirleyicidir. Bu seçeneğe en yüksek katılım en üst gelir grubunda (f=35, %11,9), en düşük katılım ise en alt gelir grubunda (f=22, %1,5) gerçekleşmiştir. Bireylerin gelirleri arttıkça bu seçeneğe katılım düzeyleri de doğru orantılı olarak artmaktadır. Sağlık güvencesi değişkeni bağlamında verilen yanıtların farklılık gösterdiği anlaşılmıştır. Bu bağlamda genel eğilimden farklılaşan gruplar yeşil kartlılar ve özel sağlık ve diğer sigorta türüne sahip katılımcılardır. Yeşil Kartlılar yalnızca 8 kişi olmakla birlikte bu seçeneğe en az oranda katılım gösteren gruptur (%1,7). Buna karşın en yüksek katılım ise özel sigorta ve diğer sigortalara (f=14, %8,6) sahip katılımcılar tarafından olmuştur. Bireylerin eğitim düzeylerinin de İnternetin bilgi amaçlı kullanımı üzerinde belirleyici olduğu, bireylerin eğitim düzeylerinin arttıkça İnterneti bilgi amaçlı kullanma oranlarının da doğru orantılı olarak arttığı tespit edilmiştir. Bu bağlamda bu yanıta en yüksek katılım, en üst düzey eğitime sahip bireylerce sağlanırken (f=108, %12,6), en az oranda diplomasız/okur-yazar olmayanlarca gerçekleştirilmiştir (f=4, %1). Meslek değişkeni bağlamında da verilen yanıtlar farklılaşmaktadır. Bu bağlamda genel eğilimden farklı olarak bu seçenek en az emekli (f=10, %2,2) ve ev hanımları (f=54, %2,9) tarafından; en çok ise öğrenci (f=63, %10,6) ve işçi/memurlar (f=148, %9,2) tarafından ifade edilmiştir.
“Ciddi bir hastalık yaşamadım, yakınımda da yaşayan birisi olmadı” yanıtını veren ve “Gazeteden”, “Televizyondan”, “Kitaplardan”, “Dergilerden”, “Bilimsel, tıbbı akademik yayınlardan” bilgi aldığını ifade edenlerin sayısı toplam 417 kişi olup verilen yanıtlarda incelenen değişkenlere göre önemli bir fark tespit edilmemiştir.

Öte yandan vatandaşlarla gerçekleştirilen görüşmelerde önemli bir rahatsızlık karşısında ne yapacakları “neden” sorusuyla birlikte yöneltilmiştir. Alınan yanıtlar örnek olarak çoğunlukla şu şekildedir:

-   Ciddi bir hastalıktan söz etmişse başka bir doktora görünmek isterim (NA, Kadın).
-   Devlet hastanelerini tercih ederim (DS, Kadın).

Literatürde Sütlaş (2007:32) doktordan bilgi edinme konusunda şöyle demektedir: “Hastalar gittikleri hekimlerin yanında yeterince kalamaz. Kalsalar da onlara her aklına geleni soramaz. Dolayısıyla hasta ve yakınları için bilgi alma, bilgilenme sıkıntısı süreklidir. Denize düşen yılana sarılırmış. Hasta ve yakınları da gereksindikleri bu tür bilgiler için medyadan yararlanırlar.” Sütlaş, magazin niteliğindeki haberlerin bile etkili olabildiğini belirterek, “Burada yazılıp çizilenler bir süre sonra hekimin önüne gelir: Gazete şunu yazdı, televizyon bunu söyledi. Acaba bende bundan var mı? Bu tür sorularla hekimler, sağlıkçılar sık karşılaşırlar.”
Hatırlanacağı üzere, araştırmanın görüşmeler bölümünde bu soru (medya içeriklerinden etkilenerek size gelen hastalar var mı?) medya profesyonellerine sorulmuştur. Cevap verenlerin üçte ikisinden fazlası “elbette var” yanıtını vermiştir. “Yok” diyen kişi sayısı yalnızca 6’dır.