4.6. Televizyondaki sağlık konulu haber ve programlara ilişkin olarak katıldığınız ya da katılmadığınız düşünceler - V

“13. Bunların denetlendiğini düşünmüyorum” ifadesine yanıt veren 1457 kişinin %45,2’si (f=659) “Evet, aynen katılıyorum” demiştir. “Kısmen (biraz) katılıyorum” diyenlerin oranı %23,1 (f=336) iken, katılımcıların %31,7’si (f=462) ”Hayır, hiç katılmıyorum” şeklinde yanıt vermiştir.  Erkeklerin %48,9’u (f=303) “Katılıyorum” derken, bu oran kadınlarda %42,5 (f=356) olarak tespit edilmiştir.
Medeni durum değişkeni açısından ise boşanmış/dul katılımcıların yarıya yakını “Katılıyorum” demiştir (f=32, %47,1). Bu yanıt en düşük oranda bekâr katılımcılar tarafından verilmiştir (f=159, %43,2).Katılımcıların eğitim düzeyleri açısından verilen yanıtlar değerlendirildiğinde “Katılıyorum” yanıtının daha az oranda diplomasız/okuryazar olmayan (f=37, %42) bireylerce; en yüksek oranda ise ilköğretim (f=389, %46,6) düzeyinde eğitime sahip bireylerce verildiği belirlenmiştir. Bölgeler açısından ise “Katılıyorum” yanıtı en yüksek seviyede Marmara Bölgesi’nde (f=236, %48,3) yaşayan bireylerce verilirken, “Katılmıyorum” yanıtı ise Ege Bölgesi’nde (f=87, %42,4) yaşayanlarca dile getirilmiştir. Bölge türü değişkeni ile bakıldığında “Katılmıyorum” yanıtının en yüksek seviyede büyükşehirlerde (f=170, %39,7) yaşayan katılımcılar tarafından; en düşük seviyede ise kentlerde (f=145, %26,1) yaşayan katılımcılar tarafından verildiği ortaya konmuştur. Yaş değişkeni açısından yanıtlar incelendiğinde 65 yaş ve üzerindeki katılımcıların verdikleri yanıtlar genel eğilimden farklılaştığı anlaşılmıştır. Bu yaş grubundaki katılımcılar “Hayır, hiç katılmıyorum” yanıtını en yüksek oranda veren gruptur (f=35, %40,7). 55-64 yaş grubundaki katılımcıların ise yarısının “Evet, aynen katılıyorum” yanıtını verdikleri belirlenmiştir (f=73, %50,7).Katılımcıların bu ifadeye verdikleri yanıtlar gelir değişkeni açısından incelendiğinde, gelir düzeyi yükseldikçe “Hayır, hiç katılmıyorum “yanıtına katılma oranın daha yüksek çıktığı belirlenmiştir. Dolayısıyla bu yanıt, en yüksek oranda en üst gelir grubundaki katılımcılar (3.200 TL ve üzeri; f=24, %41,4) tarafından verilirken, en düşük seviyede ise 799 TL’nin altında gelire sahip olanların yer aldığı en alt gelir grubundaki katılımcılar(f=118, %29,4) tarafından dile getirilmiştir. Katılımcıların sahip oldukları sağlık güvencesi bazında tüm grupların genel eğilim ile paralellik gösterdiği anlaşılmıştır. “Evet, aynen katılıyorum” yanıtı en çok Yeşil Kartlılar (f=59, %46,5) tarafından verilirken, “Hayır, hiç katılmıyorum” yanıtı ise en yüksek oranda SGK’lılar (f=378, %32,6) tarafından dile getirilmiştir. Meslek değişkeni bağlamında ise emeklilerin yarıdan fazlasının “Katılıyorum” dediği belirlenmiştir(f=67, %52,8). Bu cevabı verenler arasında en altta ise %35,1’lik (f=13) oranla işsizler bulunmaktadır. Televizyonda yayımlanan sağlık konulu haber ve programlara güvenme düzeyi ile bu ifadeye verilen yanıtlar karşılaştırıldığında, “Pek güvenmem” yanıtını verenlerin yarıdan fazlasının ifadeye aynen katıldığı belirlenmiştir (%51,2). Buna karşın ifadeye katılmayanlar açısından bakıldığında da en yüksek oranın “Oldukça güvenirim” diyenler arasında olduğu ortaya çıkmıştır (%48,2).

Öte yandan vatandaşlarla gerçekleştirilen yüz yüze görüşmelerde daha genel bir soru yöneltilerek “Televizyondaki sağlık yayınlarını olumlu ya da olumsuz olarak nasıl değerlendiriyorsunuz, neden?” diye sorulmuştur. “Olumlu” bulunan yanıtlar bir önceki soruda ifade edilmiştir. Burada ise “olumsuz” yanıtlar örneklendirilecektir. Ancak ondan önce, kimilerince “olumlu” bulunan nedenlerin, diğerlerince “olumsuz” bulunabildiğinin altını çizmek gereklidir. Sezaryen konusuna yönelik iki farklı ifade bu konudaki en çarpıcı örnektir:
-   (A) programında (canlı yayında) sezaryen bile izledim. Kadın can çekişirken görüntülerini izledik. (…) Açık kalp ameliyatı yapıldı. Etik anlamda doğru bulmuyorum. Bu yaşananların hasta haklarına da aykırı olduğunu düşünüyorum. (…) Gazetelere nazaran televizyonda ticari kaygı daha fazla hissediliyor. (…) Telefonda teşhis konuyor. (…) Hastalar yönlendiriliyor (AKA; Kadın).
-   Ben panik atak hastasıyım. Bir süredir tedavi görüyorum. Bu konuyla ilgili televizyonda yayınlanan programları, İnternette yazılanları takip etmeye çalışıyorum. Saygı duyduğum, çok bilinen, güvenilir ve meşhur bir profesör, psikiyatrist X, A kanalında öğleden sonra yayımlanan Y’in sunduğu programda bir şey söyledi; dedi ki “Panik atak hastalarına Diazem verilmez. Acile gidiyorlar, hemen Diazem’i yapıveriyorlar. Bu hastalara Diazem verilirse şok geçirirler. Ölümlerine neden olur.” Ben bu sözü hiç unutmadım. Bir gün belim tutulmuştu. Yerimden hareket edemedim. Acil doktorları eve geldi. Diazem yapmak istediler. “Asla olmaz, siz ne yapıyorsunuz? Beni mi öldüreceksiniz?” dedim. “Bir şey olmaz” dediler ama ben yaptırmadım. “Yok öyle bir şey” dediler ama inanmadım. Sonra kendi gittiğim psikiyatriste danıştım. O da “öyle bir şey yok” dedi. Ama benim içim rahat etmedi. hâlâ da asla Diazem yaptırmam… Ya bir şey olursa?” (NL, Kadın).
-   (…) Ama bir arkadaşımın eşinin bu program yüzünden hastalık hastası olduğunu duydum. Bazı kişilerin bu programlar yüzünden her şeyi çok fazla düşünüp hastalıklardan fazla korkarak yaşadıklarını düşünüyorum (NA, Kadın).
-   Olumsuz buluyorum. (M) falan, hepsi bana şovmen gibi geliyor. Çok şey biliyor olabilirler ama insanları korkutmanın, her şeyden ölecekmişiz gibi anlatmanın mantığı yok. Ailemde hekimler de var ve onlar da bize her şeyin bu kadar basit olmadığını söylüyor. Aman domates yedim, iyi tamam kanser olmayacağım ya da aman bunu yedim bir şey olacak gibi şeyleri saçma buluyorum. İnsanları bu kadar sınırlamanın ya da korkutmanın gereği yok. Hayat zaten zor (EK, Kadın).
-   Televizyon hiç izlemiyorum. Oradaki haberleri yalan yanlış buluyorum (TY, Erkek).
-   Doktorların değil de ünlülerin katıldığı programları magazinsel buluyorum. Bilimsel bir şey olmuyor (ÜS, Kadın).
-   Alternatif tıp ürünlerinin tanıtımlarının sağlık programlarının büyük bölümünü teşkil ettiğini düşünüyorum (ŞÇ, Erkek).
-   Çok fazla detaylı bilgi vermiyorlar. Bedava bilgi vermek istemiyorlar (GÖ, Kadın).
-   Kafaya yatarsa… Bazı doktorlar ilaç satmak için yapar, bazı doktor sağlığı anlatır (AÇ, Kadın).
-   Bence televizyondaki sağlık programları amacından saptı. Yani sağlıktan ziyade bir hani reyting kaygısı çok fazla öne çıkıyor (HSİ, Kadın).
-   (Bunlar şov programı). Şifayı programda aramak çok mantıksız bir şey yani (EG, Erkek).