Tablo 221. Muayene olduğunuz
doktordan duyduğunuz, öğrendiğiniz bilgiye ne kadar güveniyorsunuz?
Soru 3. Muayene olduğunuz doktordan duyduğunuz,
öğrendiğiniz bilgiye ne kadar güveniyorsunuz?
|
Frekans
|
%
|
Her zaman güvenirim
|
1158
|
46,7
|
Çoğunlukla güvenirim
|
703
|
28,4
|
Kısmen (Bazen) güvenirim
|
407
|
16,4
|
Nadiren (Seyrek) güvenirim
|
128
|
5,2
|
Hiçbir zaman güvenmem
|
82
|
3,3
|
TOPLAM
|
2478
|
100
|
Demogafik özellikler
açısından bu soruya verilen yanıtlara bakıldığında; cinsiyet değişkeninin
önemli bir fark yaratmadığı anlaşılmaktadır. Genel dağılıma paralel olarak erkek
katılımcıların %47,2’si (f=581) ve kadın katılımcıların ise %46,2’si (f=577)
“Her zaman güvenirim” yanıtını vermişlerdir. Katılımcıların yaş dağılımı
açısından da önemli bir farklılığa rastlanmamıştır. Tüm yaş grubundaki
katılımcıların en çok verdikleri yanıt “Her zaman güvenirim” şeklindedir.
Katılıcıların yaşları yükseldikçe “Her zaman güvenirim” seçeneğine katılma
oranları artmaktadır. En alt yaş grubundakilerin “Her zaman güvenirim”
seçeneğine katılıma oranı %41,2 (f=216) iken, en üst yaş grubunda bu oran
%56,2’ye (f=86) çıkmıştır. İleri yaşta olanların gençlere göre doktorlara daha
çok güvendikleri görülmüştür. Medeni durum
açısından da verilen yanıtlar arasında önemli bir fark yoktur. Yalnızca “Evli”
(%50, f=802) katılımcıların“Her zaman güvenirim” seçeneğine “Boşanmış/dul”
(%39,1, f=43) ve “Bekâr” (%40,8, f=311) katılımcılardan daha
fazla oranda katılım gösterdikleri tespit edilmiştir.
Eğitim durumu açısından verilen yanıtlar
değerlendirildiğinde genel tablodan farklılık gösteren tek grubun en üst düzey
eğitim grubundaki bireylere ait olduğu ortaya konmuştur. Bu gruptaki
katılımcılar en çok, genel tabloda ikinci sırada yer alan, “Çoğunlukla
güvenirim” yanıtını vermişlerdir (f=153, %39,9). Genel tabloda ilk sırada yer
alan “Her zaman güvenirim” yanıtı ise bu grupta ikinci sırada gelmektedir
(%35,8, f=137). Ayrıca bireylerin eğitim düzeyleri arttıkça “Her zaman
güvenirim” yanıtına katılım oranlarının azaldığı da not edilmelidir.
Katılımcıların meslekleri açısından yanıtlar
değerlendirildiğinde genel tablo ile paralellik gösterdiği tespit edilmiştir.
“Her zaman güvenirim” seçeneğine en yüksek katılım oranı %50,4 (f=202) ile
ticari faaliyetlerde bulunanlara, en düşük katılım oranı ise %41,1 (f=106) ile
öğrencilere aittir.
Ankete katılanların toplam hane halkı gelirleri açısından
ise en alt gelir grubunun (799 TL ve altı) en çok güvenen grup olduğu ortaya
çıkmıştır (f=348, %53,7). Dördüncü gelir
grubunun (2.400-3.199 TL) ise ülke geneline göre farklılık gösterdiği tespit
edilmiştir. Bu gruptaki katılımcıların ülke genelinden farklı olarak %38,5 (f=74)
ile en yüksek katılım gösterdiği seçenek “Çoğunlukla güvenirim” seçeneği
olmuştur.
Kişilerin sosyal güvenlik durumları dikkate alındığında bu
soruya verilen yanıtlar arasında önemli bir fark tespit edilmemiş, tüm
katılımcıların “Her zaman güvenirim” seçeneğine yüksek oranda katıldıkları
belirlenmiştir. %57,7 oranı (f=116) ile
en yüksek güven düzeyine Yeşil Kartlılar sahipken, en düşük güven düzeyi ise
%45,4 ile (f=893) SGK’lı katılımcılarda tespit edilmiştir.
Coğrafi bölgelere göre verilen yanıtlar değerlendirildiğinde
tüm bölgelerin ülke geneli ile paralellik gösterdiği tespit edilmiştir. “Her
zaman güvenirim” seçeneğine en yüksek katılımın Ege Bölgesi’nde olduğu
belirlenmiştir (f=209, %59,7). İç
Anadolu ve Marmara Bölgelerinde “Her zaman güvenirim” ve “Çoğunlukla güvenirim”
seçeneklerine ait katılım oranlarının birbirine yakın değerlere sahiptir.
Bölge türü açısından ise sadece kırda yaşayan katılımcılar
“Her zaman güvenirim” seçeneğine diğer katılımcılardan daha fazla katılım
göstermişlerdir (%57, f=462).
Öte yandan vatandaşlarla gerçekleştirilen görüşmelerde
katılımcılara “muayene olduğunuz doktordan duyduğunuz, öğrendiğiniz bilgiye ne
kadar güveniyorsunuz?” sorusuyla birlikte “neden” diye sorulmuştur. Alınan
yanıtların güvenmekle güvenmemek arasında çeşitli nedenleri ortaya koyduğu
söylenebilir. Ancak neden güvendikleri ya da güvenmedikleri de bu nedenler
arasından okunabilmektedir. Doktorların almış oldukları eğitime olan güven,
doktorların hastayla iletişimi güvenin önemli dayanaklarını oluşturmaktadır.
Şüpheci bakanlar da doktorun verdiği bilgiyi ya başka bir doktorla ya da İnternet
üzerinden kontrol ettiklerini söylemektedirler. Örnek olarak bazı yanıtlar
şöyle sıralanabilir:
- Çocukluğumdan
beri aynı doktora muayene oluyorum. Güveniyorum (AC, Kadın).
- Doktorsa
işini yapar diye düşünürüm. Böyle bir şüphecilik yaşamam (NB, Kadın).
- Güveniyorum.
Sonuçta ihtisas yapmış bir adam doktor. Karşılıklı olarak benimle ilgilendiğini
düşündüğüm doktora güveniyorum. Yani gerçekten hastalığımın hikâyesini dinleyen
doktora… Ama diyelim ki belli, beni dinlemediğini fark ettiğim anda çok güven
vermiyor (HSİ, Kadın).
- Yüzde
95 güvenirim. Doktorlar evrensel tıp eğitimi aldıkları için… Bazen ise isabet
etmeyebiliyorlar. Başka bir doktora muayene olduğunda durum anlaşılıyor.
Geğirme rahatsızlığım vardı. Üç ayrı doktora gittim. Üç doktor da
rahatsızlığıma farklı yollardan yaklaştılar. Üçünün de etkili olmadığı sonucu
ortaya çıktı. Şu anda rahatsızlığım az da olsa devam ediyor (ÇD, Erkek).
- Yüzde
60 güvenirim. Nedeni, doktor olmak için 6 sene okumuş, bilgisi vardır, Hipokrat
yemini etmiş (KS, Erkek).
- Muayene
olduğum doktora güveniyorum fakat verdiği bilgileri yeterli bulmuyorum. Bu
yüzden ilaçları kullanmadan önce mutlaka İnternette araştırıyorum. Çünkü doktor
olsalar dahi ilaç anlaşmalarında bazı parasal çıkarlar olabiliyor (GS, Kadın).
- Genelde
güvenirim. Mantıksız şeyler söylediğini düşündüğüm zaman söylediklerini İnternetten
vb. yerlerden araştırırım (GÇ, Erkek).
- Direk
diplomasına bakarım. (T)’den mezun olan insanlar gerçekten iyiler sektörde.
Hasta hekim ilişkisinde de bunu çok test ettim. (T)’liyse mesela bir sıfır önde
başlar o hekim. Ama onun dışında hiçbir şeye körü körüne bağlanmıyorum. Çünkü
onlar da yanlış yapabilecek insanlar. (…) Aldığım her türlü veriyi onlardan
check ederim İnternet yoluyla vs. yoluyla. Kendimi dinlerim (NTS, Kadın).
- Doktorun
tecrübesine bağlı. (…) İnsanlar kendi aralarında (konuşur), hani şu doktor
iyiymiş, sen de buna git, buna yazdır falan filan (EUM, Kadın).
- Güvenmeyenlerin ise en önemli güvensizlik nedenleri daha
önce yaşamış oldukları olumsuz deneyimler ya da bu deneyimlere ilişkin haber ya
da duyumlar gibi görülmektedir.
- Benim
bildiklerimin aynısını söylediği için güvenmiyorum. Yani uzmansa bana daha
detaylı bilgi vermeli (LUB, Erkek).
- Doktor
muayene etmeden antibiyotik veriyor, ben kullanmıyorum (TY, Erkek).
- Pek
inanmıyorum. Birkaç doktora daha her zaman danışmaktan yanayımdır. Nedeni de
sağlık sistemi. Çünkü her doktor hastayı hemen ameliyata alıyor. Her doktor
çözümü ameliyatta buluyor. Özel hastanelerdeki durum daha vahim (FK, Erkek).
- Genellikle
pek güvenmiyorum. Hastalıkları, kalıplara oturtup ezbere tedaviler
uyguladıklarını düşünüyorum. Eğer ciddiye aldığını hissedebilirsem hekimin
sözlerine güvenirim (YN, Erkek).
- Pek
güvenmem çünkü çok hasta olduğu için doktor yorgun olduğu için rastgele aklına
esen ilacı yazıyor. Tam muayene etmeden, hastalığı sormuyor. Benim anlattığımla
ilaç yazıyor (PÖ, Kadın).
- Tam
olarak güvenemiyorum. Doktorun muayene sırasındaki ilgisi, teşhis için yaptığı
açıklamalar beni aydınlatacak durumdaysa güvenebiliyorum. Doktor ilgisiz ve
iletişimsiz ise başka bir doktora daha muayene olmayı tercih ediyorum (MT,
Kadın).
- Tecrübesi,
bana olan hitabı, her şeyi çok önemli. İlgisi, tavrı, bilgisi; yani bana birkaç
açıklayıcı bilgi bile vermesi önemli (TO, Erkek).
- Hiç
güvenmem. Bir gün göğsümden rahatsızdım, doktora gittim. Devlet Hastanesinde
kanser teşhisi koydular. Ama özel bir hastaneye gittim, çok ilgilendiler ve
hiçbir şeyim olmadığı ortaya çıktı. O yüzden devlet hastanelerine pek güvenmem
(ÜS, Kadın).
- Şimdi
güvenmiyorum. Neden? Ameliyat oldum. Bir tek para için doktorum bile platin
taktı. Bana diyebilirdi ki fiziğe git. Ama beni yönlendirmedi. Otomatikman beni
yatırdı. 45 gün hastanede kaldım. Şimdi “doktor” denildi mi, tüylerim diken
diken oluyor ve güvenmiyorum (Rİ, Kadın).
- Araştırmadan
etmeden güvenmem. Bir doktordan inandığıma özellikle ikinci, üçüncü doktor
tasvip etmediği sürece inanmam yani (…) Ben risk grubunda oluyorum diye beni
öylesine anjiyo yaptılar ve bunun sonucunda sıkıntı çektim (…) Millet anjiyo
olduktan bir hafta sonra yürümeye başladı; ertesi gün (yürüyenler oldu), ben
daha birinci hafta bacağımı kaldıramıyordum iç kanamadan dolayı. Ve aylarca
hastanede yattım. Kilo aldım, kolesterolüm yükseldi (…) Bayağı bir zararı oldu
(AY, Erkek).
- Bir
keresinde kızımı, başındaki ağrı nedeniyle dâhiliye doktoruna götürdüm. Baktı,
inceledi. Bizi Beyin Cerrahisi’ne havale etti. Beyin tomografisi, ilaçlı
tomografi, röntgen falan bir sürü işlemden sonra “kızınızın beyninde su
toplanmış” teşhisini koydu. Ben de inanmadım. Bir başka beyin cerrahı bulup
çekilen grafikleri ona gösterdim. “Bunlar normal, bir şey yok” dedi. Ardından
Kulak Burun Boğaz’a gittik. Yapılan inceleme sonunda ağrının sinüzitten kaynaklandığını
öğrendik. (…) Eğer hastalık konusunda başvurduğunuz doktor sizin hastalığınızla
ilgili değilse, kendi branşına göre teşhis koymaya çalışıyor. Bu da yanlış
teşhis oluyor (ET, Erkek).
- Medya
aracılığıyla yapılan haberler, (İnternetten) izlediğim videolar beni doktorlara
güvenmemeye itiyor (DE, Kadın).
- Ben
doktora gitmiştim. O da Kıbrıs tatili planlıyordu. Acil kürtaj olmam
gerektiğini söylemişti. Ben ona inanmadım. Tatil parası eksik geldi herhalde
galiba dedim. O zaman kürtaj çok pahalıydı. Gitmedim, yapmadım. Ertesi gün
gelirim dedim. Ertesi güne kalmadı, kanamam açıldı, bayıldım. Gece beni
hastaneye kaldırdılar. Saat gece 3, doktor uyuyormuş… (…) “İmkânlarımız yeterli
değilse beni sevk edin” dedim. (…) İmza attırdılar bana (başka bir hastaneye) gönderdiler.
(…) 3 hemşire, 1 doktor düştüğüm yerden beni kaldıramadılar. Betonun üstüne
yattım. Korktum. Bunlar beni tedavi etseler, sinirlerinden keserler dedim.
Sanki ben onları rahatsız ettim, uykularından kaldırdım. Böyle tuhaf bir
üflemeli, püflemeli dolaşıyorlar etrafımda. (Diğer hastanede) iyi karşılandım.
Her şey iyi göründü gözüme (…). Özel doktordu, para verecektim ya onun için.
Ben düşük yapalı 3 gün oldu. 3 günden sonra ne zararı olabilir? Abartıyor diye
düşündüm. Ama düşük olduktan sonra kürtaj olmak gerekiyormuş. Kıbrıs’a giden
doktorun yorumu doğru çıktı… (AA; Kadın).