2.3. Muayene olduğunuz doktordan duyduğunuz, öğrendiğiniz bilgiye ne kadar güveniyorsunuz?

Bu soruya ankete katılanların %99’u yanıt vermiştir (f=2478). Katılımcıların yarıya yakını (f=1158, %46,7) “Her zaman güvenirim”, dörtte birden çoğu (f=703, %28,4) “Çoğunlukla güvenirim”, %16,4’ü (f=407) ise “Kısmen (Bazen) güvenirim” yanıtını vermiştir. Ankete katılanlar genel olarak muayene oldukları doktordan duydukları, öğrendikleri bilgilere güvendiklerini ifade etmişlerdir. “Hiçbir zaman güvenmem” diyenlerin oranı %3,3’tür (f=82).

Tablo 221. Muayene olduğunuz doktordan duyduğunuz, öğrendiğiniz bilgiye ne kadar güveniyorsunuz?
 Soru 3. Muayene olduğunuz doktordan duyduğunuz, öğrendiğiniz bilgiye ne kadar güveniyorsunuz?
Frekans
%
Her zaman güvenirim
1158
46,7
Çoğunlukla güvenirim
703
28,4
Kısmen (Bazen) güvenirim
407
16,4
Nadiren (Seyrek) güvenirim
128
5,2
Hiçbir zaman güvenmem
82
3,3
TOPLAM
2478
100

Demogafik özellikler açısından bu soruya verilen yanıtlara bakıldığında; cinsiyet değişkeninin önemli bir fark yaratmadığı anlaşılmaktadır. Genel dağılıma paralel olarak erkek katılımcıların %47,2’si (f=581) ve kadın katılımcıların ise %46,2’si (f=577) “Her zaman güvenirim” yanıtını vermişlerdir. Katılımcıların yaş dağılımı açısından da önemli bir farklılığa rastlanmamıştır. Tüm yaş grubundaki katılımcıların en çok verdikleri yanıt “Her zaman güvenirim” şeklindedir. Katılıcıların yaşları yükseldikçe “Her zaman güvenirim” seçeneğine katılma oranları artmaktadır. En alt yaş grubundakilerin “Her zaman güvenirim” seçeneğine katılıma oranı %41,2 (f=216) iken, en üst yaş grubunda bu oran %56,2’ye (f=86) çıkmıştır. İleri yaşta olanların gençlere göre doktorlara daha çok güvendikleri görülmüştür. Medeni durum açısından da verilen yanıtlar arasında önemli bir fark yoktur. Yalnızca “Evli” (%50, f=802) katılımcıların“Her zaman güvenirim” seçeneğine “Boşanmış/dul”  (%39,1, f=43) ve “Bekâr” (%40,8, f=311) katılımcılardan daha fazla oranda katılım gösterdikleri tespit edilmiştir.

Eğitim durumu açısından verilen yanıtlar değerlendirildiğinde genel tablodan farklılık gösteren tek grubun en üst düzey eğitim grubundaki bireylere ait olduğu ortaya konmuştur. Bu gruptaki katılımcılar en çok, genel tabloda ikinci sırada yer alan, “Çoğunlukla güvenirim” yanıtını vermişlerdir (f=153, %39,9). Genel tabloda ilk sırada yer alan “Her zaman güvenirim” yanıtı ise bu grupta ikinci sırada gelmektedir (%35,8, f=137). Ayrıca bireylerin eğitim düzeyleri arttıkça “Her zaman güvenirim” yanıtına katılım oranlarının azaldığı da not edilmelidir.

Katılımcıların meslekleri açısından yanıtlar değerlendirildiğinde genel tablo ile paralellik gösterdiği tespit edilmiştir. “Her zaman güvenirim” seçeneğine en yüksek katılım oranı %50,4 (f=202) ile ticari faaliyetlerde bulunanlara, en düşük katılım oranı ise %41,1 (f=106) ile öğrencilere aittir.

Ankete katılanların toplam hane halkı gelirleri açısından ise en alt gelir grubunun (799 TL ve altı) en çok güvenen grup olduğu ortaya çıkmıştır (f=348, %53,7).  Dördüncü gelir grubunun (2.400-3.199 TL) ise ülke geneline göre farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Bu gruptaki katılımcıların ülke genelinden farklı olarak %38,5 (f=74) ile en yüksek katılım gösterdiği seçenek “Çoğunlukla güvenirim” seçeneği olmuştur.
Kişilerin sosyal güvenlik durumları dikkate alındığında bu soruya verilen yanıtlar arasında önemli bir fark tespit edilmemiş, tüm katılımcıların “Her zaman güvenirim” seçeneğine yüksek oranda katıldıkları belirlenmiştir.  %57,7 oranı (f=116) ile en yüksek güven düzeyine Yeşil Kartlılar sahipken, en düşük güven düzeyi ise %45,4 ile (f=893) SGK’lı katılımcılarda tespit edilmiştir.

Coğrafi bölgelere göre verilen yanıtlar değerlendirildiğinde tüm bölgelerin ülke geneli ile paralellik gösterdiği tespit edilmiştir. “Her zaman güvenirim” seçeneğine en yüksek katılımın Ege Bölgesi’nde olduğu belirlenmiştir (f=209, %59,7).  İç Anadolu ve Marmara Bölgelerinde “Her zaman güvenirim” ve “Çoğunlukla güvenirim” seçeneklerine ait katılım oranlarının birbirine yakın değerlere sahiptir.

Bölge türü açısından ise sadece kırda yaşayan katılımcılar “Her zaman güvenirim” seçeneğine diğer katılımcılardan daha fazla katılım göstermişlerdir (%57, f=462).

Öte yandan vatandaşlarla gerçekleştirilen görüşmelerde katılımcılara “muayene olduğunuz doktordan duyduğunuz, öğrendiğiniz bilgiye ne kadar güveniyorsunuz?” sorusuyla birlikte “neden” diye sorulmuştur. Alınan yanıtların güvenmekle güvenmemek arasında çeşitli nedenleri ortaya koyduğu söylenebilir. Ancak neden güvendikleri ya da güvenmedikleri de bu nedenler arasından okunabilmektedir. Doktorların almış oldukları eğitime olan güven, doktorların hastayla iletişimi güvenin önemli dayanaklarını oluşturmaktadır. Şüpheci bakanlar da doktorun verdiği bilgiyi ya başka bir doktorla ya da İnternet üzerinden kontrol ettiklerini söylemektedirler. Örnek olarak bazı yanıtlar şöyle sıralanabilir:

-   Çocukluğumdan beri aynı doktora muayene oluyorum. Güveniyorum (AC, Kadın).
-   Doktorsa işini yapar diye düşünürüm. Böyle bir şüphecilik yaşamam (NB, Kadın).
-   Güveniyorum. Sonuçta ihtisas yapmış bir adam doktor. Karşılıklı olarak benimle ilgilendiğini düşündüğüm doktora güveniyorum. Yani gerçekten hastalığımın hikâyesini dinleyen doktora… Ama diyelim ki belli, beni dinlemediğini fark ettiğim anda çok güven vermiyor (HSİ, Kadın).
-   Yüzde 95 güvenirim. Doktorlar evrensel tıp eğitimi aldıkları için… Bazen ise isabet etmeyebiliyorlar. Başka bir doktora muayene olduğunda durum anlaşılıyor. Geğirme rahatsızlığım vardı. Üç ayrı doktora gittim. Üç doktor da rahatsızlığıma farklı yollardan yaklaştılar. Üçünün de etkili olmadığı sonucu ortaya çıktı. Şu anda rahatsızlığım az da olsa devam ediyor (ÇD, Erkek).
-   Yüzde 60 güvenirim. Nedeni, doktor olmak için 6 sene okumuş, bilgisi vardır, Hipokrat yemini etmiş (KS, Erkek).
-   Muayene olduğum doktora güveniyorum fakat verdiği bilgileri yeterli bulmuyorum. Bu yüzden ilaçları kullanmadan önce mutlaka İnternette araştırıyorum. Çünkü doktor olsalar dahi ilaç anlaşmalarında bazı parasal çıkarlar olabiliyor (GS, Kadın).
-   Genelde güvenirim. Mantıksız şeyler söylediğini düşündüğüm zaman söylediklerini İnternetten vb. yerlerden araştırırım (GÇ, Erkek).
-   Direk diplomasına bakarım. (T)’den mezun olan insanlar gerçekten iyiler sektörde. Hasta hekim ilişkisinde de bunu çok test ettim. (T)’liyse mesela bir sıfır önde başlar o hekim. Ama onun dışında hiçbir şeye körü körüne bağlanmıyorum. Çünkü onlar da yanlış yapabilecek insanlar. (…) Aldığım her türlü veriyi onlardan check ederim İnternet yoluyla vs. yoluyla. Kendimi dinlerim (NTS, Kadın).
-   Doktorun tecrübesine bağlı. (…) İnsanlar kendi aralarında (konuşur), hani şu doktor iyiymiş, sen de buna git, buna yazdır falan filan (EUM, Kadın).
-    Güvenmeyenlerin ise en önemli güvensizlik nedenleri daha önce yaşamış oldukları olumsuz deneyimler ya da bu deneyimlere ilişkin haber ya da duyumlar gibi görülmektedir.
-   Benim bildiklerimin aynısını söylediği için güvenmiyorum. Yani uzmansa bana daha detaylı bilgi vermeli (LUB, Erkek).
-   Doktor muayene etmeden antibiyotik veriyor, ben kullanmıyorum (TY, Erkek).
-   Pek inanmıyorum. Birkaç doktora daha her zaman danışmaktan yanayımdır. Nedeni de sağlık sistemi. Çünkü her doktor hastayı hemen ameliyata alıyor. Her doktor çözümü ameliyatta buluyor. Özel hastanelerdeki durum daha vahim (FK, Erkek).
-   Genellikle pek güvenmiyorum. Hastalıkları, kalıplara oturtup ezbere tedaviler uyguladıklarını düşünüyorum. Eğer ciddiye aldığını hissedebilirsem hekimin sözlerine güvenirim (YN, Erkek).
-   Pek güvenmem çünkü çok hasta olduğu için doktor yorgun olduğu için rastgele aklına esen ilacı yazıyor. Tam muayene etmeden, hastalığı sormuyor. Benim anlattığımla ilaç yazıyor (PÖ, Kadın).
-   Tam olarak güvenemiyorum. Doktorun muayene sırasındaki ilgisi, teşhis için yaptığı açıklamalar beni aydınlatacak durumdaysa güvenebiliyorum. Doktor ilgisiz ve iletişimsiz ise başka bir doktora daha muayene olmayı tercih ediyorum (MT, Kadın).
-   Tecrübesi, bana olan hitabı, her şeyi çok önemli. İlgisi, tavrı, bilgisi; yani bana birkaç açıklayıcı bilgi bile vermesi önemli (TO, Erkek).
-   Hiç güvenmem. Bir gün göğsümden rahatsızdım, doktora gittim. Devlet Hastanesinde kanser teşhisi koydular. Ama özel bir hastaneye gittim, çok ilgilendiler ve hiçbir şeyim olmadığı ortaya çıktı. O yüzden devlet hastanelerine pek güvenmem (ÜS, Kadın).
-   Şimdi güvenmiyorum. Neden? Ameliyat oldum. Bir tek para için doktorum bile platin taktı. Bana diyebilirdi ki fiziğe git. Ama beni yönlendirmedi. Otomatikman beni yatırdı. 45 gün hastanede kaldım. Şimdi “doktor” denildi mi, tüylerim diken diken oluyor ve güvenmiyorum (Rİ, Kadın).
-   Araştırmadan etmeden güvenmem. Bir doktordan inandığıma özellikle ikinci, üçüncü doktor tasvip etmediği sürece inanmam yani (…) Ben risk grubunda oluyorum diye beni öylesine anjiyo yaptılar ve bunun sonucunda sıkıntı çektim (…) Millet anjiyo olduktan bir hafta sonra yürümeye başladı; ertesi gün (yürüyenler oldu), ben daha birinci hafta bacağımı kaldıramıyordum iç kanamadan dolayı. Ve aylarca hastanede yattım. Kilo aldım, kolesterolüm yükseldi (…) Bayağı bir zararı oldu (AY, Erkek).
-   Bir keresinde kızımı, başındaki ağrı nedeniyle dâhiliye doktoruna götürdüm. Baktı, inceledi. Bizi Beyin Cerrahisi’ne havale etti. Beyin tomografisi, ilaçlı tomografi, röntgen falan bir sürü işlemden sonra “kızınızın beyninde su toplanmış” teşhisini koydu. Ben de inanmadım. Bir başka beyin cerrahı bulup çekilen grafikleri ona gösterdim. “Bunlar normal, bir şey yok” dedi. Ardından Kulak Burun Boğaz’a gittik. Yapılan inceleme sonunda ağrının sinüzitten kaynaklandığını öğrendik. (…) Eğer hastalık konusunda başvurduğunuz doktor sizin hastalığınızla ilgili değilse, kendi branşına göre teşhis koymaya çalışıyor. Bu da yanlış teşhis oluyor (ET, Erkek).
-   Medya aracılığıyla yapılan haberler, (İnternetten) izlediğim videolar beni doktorlara güvenmemeye itiyor (DE, Kadın).
-   Ben doktora gitmiştim. O da Kıbrıs tatili planlıyordu. Acil kürtaj olmam gerektiğini söylemişti. Ben ona inanmadım. Tatil parası eksik geldi herhalde galiba dedim. O zaman kürtaj çok pahalıydı. Gitmedim, yapmadım. Ertesi gün gelirim dedim. Ertesi güne kalmadı, kanamam açıldı, bayıldım. Gece beni hastaneye kaldırdılar. Saat gece 3, doktor uyuyormuş… (…) “İmkânlarımız yeterli değilse beni sevk edin” dedim. (…) İmza attırdılar bana (başka bir hastaneye) gönderdiler. (…) 3 hemşire, 1 doktor düştüğüm yerden beni kaldıramadılar. Betonun üstüne yattım. Korktum. Bunlar beni tedavi etseler, sinirlerinden keserler dedim. Sanki ben onları rahatsız ettim, uykularından kaldırdım. Böyle tuhaf bir üflemeli, püflemeli dolaşıyorlar etrafımda. (Diğer hastanede) iyi karşılandım. Her şey iyi göründü gözüme (…). Özel doktordu, para verecektim ya onun için. Ben düşük yapalı 3 gün oldu. 3 günden sonra ne zararı olabilir? Abartıyor diye düşündüm. Ama düşük olduktan sonra kürtaj olmak gerekiyormuş. Kıbrıs’a giden doktorun yorumu doğru çıktı… (AA; Kadın).