ÖNSÖZ/LER

“EL BİRLİĞİ…”

Bu projeyi belki de özetleyebilecek en iyi kelimenin bu olduğunu düşünüyorum. Çünkü proje düşüncesinin aklımıza geldiği ilk günden bu yana geçen yaklaşık 3,5 yıllık süre içinde kelimenin tam anlamıyla ortaya çıkan her şey bir el birliğinin ürünü…

İlk günden başlayacak olursam; ilk kez 18 Ocak 2006’da TÜBİTAK tarafından Ankara’da gerçekleştirilen bir toplantıda bilim haberciliği konusundaki eksiklikler karşısında iletişim fakültelerinin ne yapabilecekleri konuşulmuştu. Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi’ni temsilen de toplantıya “dekan yardımcısı” olarak ben katılmıştım. Konuşulan pek çok şey arasında, içerik analizi yöntemiyle yaptığım çalışmalarla kazandığım tecrübeye de güvenerek, bugünkü bilim ve teknoloji haberciliğinin ne düzeyde olduğunu tanımlamak adına bu yöntemle bir çalışma yürüterek “fotoğrafı” ortaya koyabileceğimizi ifade etmiştim. Sonra dekanlığımız bu teklifime pek de ilgi göstermemişti ve o günkü notlarım ajandamın arasında beklemeye başlamıştı…
İdari görevimin ardından yeni bir çalışma konusu düşündüğüm bir sırada, Arş. Gör. Avukat Barış Günaydın’la bu konuyu görüştük. Ancak “bilim haberciliği” konusunda TÜBİTAK’a bir içerik analizi uygulaması önerisinin verildiğini öğrendik. Bunun üzerine Günaydın’ın o sıralarda üzerinde çalıştığı “sağlık haberciliği” konusu gündeme geldi. Doğrusu TÜBİTAK toplantısında konuşulan konu her ne kadar “bilim haberciliği” olsa da ajandama aldığım notlara baktığımda verilen örneklerin pek çoğunun “sağlık haberciliği” alanına işaret ettiğini gördüm.
Sonra ekibi toplamaya başladık. İstatistik uygulamaları için Bülent Batmaz, doktora tez konusu araştıran Öğr. Gör. Asuman Kaya, Arş. Gör. Pelin Öğüt, Uz. Hande Demiroğlu, Selçuk Üniversitesi’nden yakın arkadaşım, benim gibi proje devam ederken profesör atanan Ahmet Yalçın Kaya ve daha birçok tanıdık isimle görüşme yaptık. “Olmaz” diyenler oldu, “olur” dediği halde gelmeyenler oldu, “olur” diyerek gelip bir zaman sonra gidenler oldu, yeni arkadaşlar aramıza katıldı. Raporun sonunda “Emeği Geçenler ve Teşekkürler” başlığı altında adlarına yer verdiğimiz daha pek çok kişi, araştırmanın her bir boyutunda el verdi, emek harcadı, katkıda bulundu.
Proje önerimizi İnternet üzerinden yükleyerek başvurumuzu yaptığımız günü hatırlıyorum… Herkes bir şeyleri yetiştirmenin peşindeydi. Kaynakça, özet, tercüme, bütçe, unutulanlar, eksik kalanlar. Hepsi son saat, son 10 dakika, son bir dakika ve neredeyse son saniyede tamamlandı.
Sonra projenin kabul edildiğini öğrendiğim anı hatırlıyorum… Beni hiçbir başka akademik başarı bu kadar sevindirmemişti.
Adeta bir fabrika gibi çalıştık. Görüşmelerin tamamlanması, deşifresi, analizi, ardından medya içeriklerine yönelik içerik analizi, kodlayıcıların eğitimi, kodlamaların tamamlanması ve analizi, anket sorularının hazırlanması, anketin uygulanması, denetimi, raporunun yazılması, anket sonrası görüşmeler, deşifreler, literatür için kaynak toplanması, yazılması…
Sahip olduğumuz bütçeyi kullanabilmek bile ayrı bir sorundu. Önce TÜBİTAK’tan onaylanan bütçe dışında, alamadığımız bütçe rakamı için Anadolu Üniversitesi Bilimsel Araştırma Komisyonu’na başvurduk. Birkaç ay içinde “kabul” aldık. Sonra her iki taraf için neyi nasıl harcayabileceğimize ilişkin ayrı formlar, usuller ve piyasa araştırması yöntemleriyle tanıştık. Kısmen de olsa neyin nasıl yapılacağına ilişkin bir “rehber” hazırlayabilecek yetkinliğe eriştik. Ancak bu arada sürekli rahatsız ettiğim Anadolu Üniversitesi Proje Birimi Mali İşler Yetkilisi, Enstitü Sekreteri Mensur Özçelik’in ve çalışma arkadaşlarının emeklerine, tecrübelerine ve mali konulardaki yardımlarına ayrıca teşekkür etmeliyim.
Derken, günler haftaları, haftalar ayları ve aylar da yılları kovaladı. Resmi olarak 1 Nisan 2010’da başlayan TÜBİTAK proje süremiz, 1 Nisan 2013 tarihinde tamamlandı.
Şimdi de kısa bir yeniden okuma ve değerlendirme fırsatı bulduğumuz raporumuzun Anadolu Üniversitesi Bilimsel Araştırma Komisyonu’nca desteklenen ayağını tamamlıyor ve raporumuza son halini veriyoruz.
Benim için başlangıçta hiç de tahmin edemediğim kadar stresli geçen bir proje dönemi de böylece tamamlanıyor. Doğrusu bu kadar büyük bir araştırma hacmine ulaşacağımızı tahmin etmemiştim. Proje yöneticisi olarak en çok elbirliğini sağlamakta zorlandım. Çünkü genel olarak “elbirliği” ile bir şeyleri tamamlamaya pek de alışık olmadığımızı gördüm.
Adeta büyük bir senfoni orkestrasını yönetmeye çalışmak gibiydi geçen günler… Ee, tabi yalnızca yönetici olmak değil; kimi zaman davul, kimi zaman keman, kimi zaman zil çalmak zorunda da kaldım.
Bir yandan proje devam ederken üniversitedeki ve fakültedeki görev ve sorumluluklarım da artmıştı. Anadolu Üniversitesinin haftalık kurum içi iletişim gazetesi Anadolu Haber’in yazı işleri müdürlüğü görevim hâlâ devam ediyor. Diğer yandan 2010 yılında profesör atandım ve ardından bölüm başkanlığı görevini kabul ettim. İlk işim ders programlarını güncellemek oldu. Bu bağlamda meslekte uzmanlaşma adına ilk adımları atarak “Bilim, Teknoloji ve Sağlık Haberciliği” dersini programa koydum. Projemiz bursiyeri Öğr. Gör. Asuman Kaya halen bu dersi veriyor.
Diğer yandan yüksek lisans ve doktora tezlerinden de söz etmeliyim. Projemiz bursiyerlerinin önemli bir kısmı “sağlık haberciliği” alanında farklı konularda tezler tamamladılar ya da tamamlamak üzereler. Bunların da alana büyük bir katkı sağladığını ve atılan bir tek tohumun giderek büyüyen bir ormana dönüştüğünü düşünüyorum.
Hepimiz çok şey öğrendik bu süreç boyunca. Öncelikle araştırma yöntemleri konusunda… Uygulama konusunda… Türkiye’nin belki de en büyük örneklem rakamlarına sahip görüşme ve içerik analizi çalışmalarını gerçekleştirdik. Büyük rakamlarla çalışmak, büyük ekipleri yönetmek konusunda tecrübeler kazandık. Bilgisayar teknolojileri konusunda da deneyimlerimiz oldu. Türkiye’de ilk kez özel bir yazılım geliştirerek onlarca kodlayıcıyla İnternet üzerinden içerik analizi uygulaması gerçekleştirdik. Eskişehir, Konya, İstanbul ve Ankara’dan video konferans yöntemiyle toplantılar yaptık. İki kez çalıştay düzenledik. Öğrencilere eğitim verdik, yetiştirmeye çalıştık.
Bütün süreç maraton gibi bir bayrak yarışına da dönüştü… 80’e yakın kişinin projeyle şu ya da bu şekilde “tanışıklığı” oldu. Önemli bir kısmı az ya da çok ama bir şekilde katkı sağladı. Herkesin “çorbada en az bir tutam katkısının” olduğunu düşünüyorum. Onlardan bir teki eksik olsa, emin olun, bu proje raporu bu şekilde olmazdı. Hepimiz bir şeyler denedik, yanıldık, en iyisini yapmaya çalıştık. Eksiğiyle, fazlasıyla, eğrisiyle, doğrusuyla ve varsa göremediğimiz yanlarıyla, yanlışlarıyla bu rapor, hepimizin “iyi niyetli” ortak bir ürünü…
Bu nedenle proje yöneticisi olarak burada adlarını teker teker sayamadığım emeği geçen herkese teker teker teşekkür etmek istiyorum.
Her şeyden ötede ve ayrıca; projede emeği geçen herkes adına, bize bu çalışma imkânını sağlayan TÜBİTAK’a ve Sosyal Bilimler Araştırma Grubu’na, Anadolu Üniversitesi’ne ve Proje Birimi’ne teşekkür etmeliyim. Minnettarız…
Öte yandan özür dilemek istediklerim de var. En başta sevgili eşim. Ona ayırmam gereken zamanın önemli bir kısmını projeye harcadım. Sonra Samsun’daki ailem... Ne yazık ki onları da yeterince göremedim, ziyaret edemedim. Sonra fakültedeki öğrencilerim. Onlara ders saatleri dışında ayırmam gereken zamanın önemli bir kısmında da projeyle meşguldüm. Fakültede benimle işi olan herkes için de aynı mazeret geçerliydi. Meşguldüm… Hepinizde gösterdiğiniz anlayış ve sabır için teşekkür eder ve tekrar sizlerden özür dilerim. Umarım bundan sonra hep birlikte daha fazla zaman geçirebiliriz.
Umarım siz de bu projeyle ortaya konulan araştırma raporunu beğeniyle okur ve faydalanırsınız. Çünkü gerçekten büyük bir emeğin ve özverinin ürünü olarak hazırlandı…

Prof. Dr. Erkan YÜKSEL
Proje Yöneticisi
Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi
14 Haziran 2013-Eskişehir




-------------------------------------------------



BAŞLANGIÇTA büyük bir çalışma olması planlanmıştı. Ancak başlangıcın verdiği heyecanla bu kadar büyük, bu kadar geniş bir çalışma olacağını tahmin edemedik. Ama oldu. Böylesine geniş, böylesine büyük bir projeyi başarıyla bitirmiş olmak büyük keyif, büyük bir mutluluk.
Ardı arkası kesilmeyen Konya-Eskişehir görüşmeleri, seyahatler. Bir işi bitirmenin heyecanıyla gidişler, bir işi halletmenin mutluluğu ve yorgunluğuyla dönüşler. Ancak her telefon görüşmesinin her sehayatin ardından kadim bir dostla, gerçek bir bilim insanıyla bir araya gelmenin verdiği mutluluk.
Bu zorlu sürecin farklı aşamalarında çok sayıda kişiyle birlikte olduk. Bazılarıyla çalıştık, bazılarından danışmanlık aldık, bazılarının eleştirilerini veya övgülerini dinledik. Bulunduğumuz şu noktada hepsine teşekkür etmemiz gerektiğine inanıyorum. Onlar olmasaydı, bu proje bu haliyle olamazdı. Bizlere kattıklarınız için teşekkür ederim.
Ve Abdullah. Zor zamanların, zor işlerin kurtarıcısı. Sessiz, sakin halledilen işler. İşlenen datalar, bilgisayarın önünde SPSS’le geçen saatler, geceler. Sen olmasaydın olmazdı. Bizimle birlikte olduğunun için sonsuz teşekkürler.
Ve Barış. Bu projede hep yanımda olduğun için, yüzümü hep ağarttığın için, iyi bir öğrenci olduğun, iyi bir akademisyen olacağın için teşekkür ederim. Yolun açık olsun.
Ve Erkan. 25 yıla yaklaşan, bundan sonra da devam edeceğine inandığım dostluğun için, bu projede olma, bu projede başarıyı paylaşma şansı verdiğin için, zor zamanlarımda hep yanımda olduğun için teşekkür ederim.

Prof. Dr. A. Yalçın KAYA
Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi
29 Mart 2013-Konya





-------------------------------------------------


SEVGİLİ ARKADAŞIM, meslektaşım Erkan’ın bir TÜBİTAK projesi yürüttüğünü daha önce duymuştum. Ama bir türlü fırsat olup da proje üzerine konuşamamıştık. 2012’nin Ağustos ayının sonlarında bir gün Erkan aradı ve projeden bahsedip yardımıma ihtiyaçları olduğu söyledi. Projenin içeriğini ve benden istenilenleri dinleyince hiç düşünmeden “Elbette” dedim ve projeye dâhil oldum. Erkan, büyük bir veri topladıklarını ve bu verinin proje amacına uygun olacak şekilde analiz edilmesi gerektiğini söylemişti. İlk zamanlar projenin başından beri yapılanları gözden geçirme, değerlendirme dönemim oldu. Yapılan iş gerçekten büyük emek ve çaba gerektiren bir işti. İçerik analizi için basın, televizyon ve İnternetten elde edilen verileri ilk ele aldığımda gerçekten heyecanlanmıştım. Akademik hayatım boyunca hep verilerle ilgilenmiş, analiz etmiş, değerlendirmiştim ama bu büyüklükte bir veriyle ilk defa çalışacaktım. Her biri için yapacağımız yeniden kodlamalarla birlikte 100 den fazla sütun ve basın için 39652, televizyon için 10408 ve internet için 9004 satırdan oluşan üç ayrı veri setimiz vardı. Bu büyüklükte bir veriyle çalışmak, hem heyecan verici hem de çok keyifliydi. Elbette verilerin düzeltilmesi, hataların ayıklanması zorlu oldu, bizi çok uğraştırdı ama veriler düzelip analizleri yapıp sonuçları almaya başlayınca bütün zorlukları unutmuştuk. Sonra raporumuz üzerinde yaptığımız bitmeyen, düzeltmelerimiz, eklemelerimiz, çıkarttıklarımız…
Sonuç olarak elinizde tuttuğunuz rapor, emeği olan herkesin katkı yaptığı, özveriyle ve emekle hazırlanmış bir çalışma oldu. Böyle bir projenin parçası olmanın yaşattığı deneyim, keyif ve mutluluğu her zaman hatırlayacağım.

Prof. Dr. Abdullah KOÇAK
Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi
25 Mart 2013-Konya




-------------------------------------------------


BİLGİ SİSTEMLERİ ve veri tabanı yönetim sistemleri ile 15 yılı aşkın bir süredir yoğun olarak çalışmaktayım. Özellikle öğrenci bilgi sistemleri, endüstriyel bilgi sistemleri gibi özel alanlarda birçok çalışma gerçekleştirdim. Ancak bu proje ele aldığı konu ve veri yapısı itibarıyla daha önceki deneyimlerimden oldukça farklı bir yapıdaydı. Bu açıdan baktığımda proje bana farklı bilim dallarından çok sayıda değerli insan ile çalışma imkânı vermesinin dışında içerik kodlama bilgi sistemi tasarımı ve yürütülmesine yönelik çok önemli deneyimler kazandırmıştır.  Proje süresince çalışma arkadaşım Kutlu Akçoral ile Interpress Medya Takip Merkezinden metin, grafik ve video içeriklerin otomatik olarak transfer edilmesi, içeriklerin kodlanmasına yönelik bilgi sisteminin geliştirilmesi, anlık raporlama ve kontrol mekanizmalarının üretilmesinde uzun ve keyifli bir proje dönemi geçirdiğimizi düşünüyorum.   
Proje süresince ekip arkadaşlarımız haber metin ve videolarını okuyup, izleyip değerlendirirken bizler de bu metinleri bilgi sistemleri ile otomatik olarak anlamlandırmaya çalışan sistemler üzerinde çalıştık. Bu aşamada sağlık haber metinlerinde yer alan 352.314.780 adet kelimeyi ayrıştırıp sınıflayan algoritmalar üzerinde çalışma fırsatı bulduk. Bu deneyimler sonraki çalışmalarımız için bize yol gösterecek sonuçlar elde etmemizi sağlamıştır.
Çalışma süresince bize motivasyon kaynağı olan Prof. Dr. Erkan Yüksel’e, içerik analizi için geliştirdiğimiz ara-yüzlere sabırla ve gayretle uzun süreler bakan tüm ekip arkadaşlarımıza çok teşekkür ederim. 

Yrd. Doç. Dr. Sinan Aydın
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
22 Mart 2013-Eskişehir




-------------------------------------------------


PROJE BURSİYERLERİNİN GÖRÜŞLERİ



Uzman HANDE DEMİROĞLU: Kaynak, İleti ve Hedef Kitle Bağlamında Sağlık Konulu Yayınların Analizi projesi, Türkiye’de sağlık konulu yayıncılığının, üç kitle iletişim aracı (gazete, televizyon ve İnternet) ve onların izler kitlesinin düşüncelerinin çözümlenmesi adına önem taşımaktadır. Bu doğrultuda projenin ilk aşamasında gerçekleştirilen medya ve sağlık profesyonelleri ile görüşmelerin de bu yayıncılığın ne olduğu ve ne olması gerektiğine ilişkin bilgi edinilmesi anlamında katkısı bulunmaktadır. Yapılan bu analizler sonucunda Türkiye’de sağlık konulu yayıncılığın daha da geliştirilmesi noktasında önemli veriler elde edilmiştir. TÜBİTAK ve Anadolu Üniversitesi tarafından da desteklenen bu projede öneri aşamasından itibaren bursiyer olarak görev almanın ise bilimsel bir araştırmanın her aşamasının birebir deneyimlenerek öğrenilmesi, akademik anlamda yayınların hazırlanması gibi mesleki birikimlerin edinilmesi anlamında oldukça fazla katkısı bulunmaktadır. Bu doğrultuda “Kriz Haberciliği Bağlamında Domuz Gribi Haberlerindeki Panik Unsurların Belirlenmesi“ başlıklı yüksek lisans tezimin de proje kapsamında hazırlanması kazanılan bu deneyimlerin pekiştirilmesi anlamında olanak sağlamıştır.


Arş. Gör. PELİN ÖĞÜT: Projede Nisan 2010-Ocak 2012 tarihleri arasında bursiyer olarak görev aldım. Sosyal bilimler alanında gerçekleştirilen en geniş kapsamlı projelerden birinde yer almak bana öncelikle bir projenin yürütülmesindeki belirli başlı aşamaları görebilme imkânı sundu. Bu aşamaların her birinde karşılaşılan sorunlar ve bu sorunların çözümlenmesi konusunda deneyim edinmenin bir sonraki çalışmalar konusunda önemli bir kazanım olduğunu düşünüyorum. Diğer bir önemli kazanım ise bu projenin konusu ile de bağlantılı olan doktora tez çalışmamdır. “Türkiye’de Sağlık Haberciliğinin Tarihsel Gelişimi” başlıklı doktora tezim proje tarafından desteklendi. Sağlık haberciliği üzerine gerçekleştirdiğimiz diğer akademik çalışmalarımız konusunda da projenin bizlere yol gösterici olduğunu söyleyebilirim.


Öğr. Gör. ASUMAN KAYA: Sonuçları itibariyle Projenin, hem alana hem de projede görev alan akademisyenlere sağlamış olduğu kazanımların çok fazla olduğunu düşünmekteyim. Bursiyer olarak görev almış olduğum bu projenin, akademisyenlere sağlamış olduğu kazanımları ise şu şekilde sıralayabilirim: Proje hazırlama, yürütme ve sonuçlandırma sürecinin nasıl olması gerektiğini ve de bilimsel bir çalışmanın nasıl yapılması gerektiğini öğretmesi. Özellikle projede kullanılan araştırma yöntemlerinden derinlemesine görüşme, içerik analizi ve anketin nasıl hazırlanması gerektiğini ve uygulanacağını öğretmesi. Bilimsel bir raporun nasıl hazırlanacağını öğretmesi. Akademik çalışmalara farklı bir bakış açısı ile bakılması ve de ekip çalışmasını öğretmiş olması. Bunun yanı sıra bireysel olarak kendi tez çalışmamda nasıl çalışmam gerektiğini öğretmiş olması ve doktora tezimde sağlık yayıncılığı ile ilgili olarak çalışmama vesile olması da sayılabilir.


Öğr. Gör. KUTLU AKÇORAL: İlk kez bu kadar uzun soluklu ve geniş kapsamlı bir projede görev aldım. Öncelikle beni bu göreve uygun görüp proje ekibine dahil eden Öğr.Gör. Bülent Batmaz ve Prof.Dr. Erkan Yüksel’e teşekkür etmek isterim. Doktora öğrencisi bursiyer statüsünde katılmış olduğum proje sayesinde hem doktora programında dersini aldığım Bilgi Sistemleri, Sistem Analizi ve Tasarımı, Karar Destek Sistemleri gibi derslerin uygulamasını yapma, hem de bana verilen görevleri yerine getirmek amacıyla gerektiğinde yeni konuları araştırıp öğrenme fırsatını buldum. Bu kapsamda da birlikte çalıştığım Yrd.Doç.Dr. Sinan Aydın’ın katkıları çok fazla oldu. Geniş bir ekibin bir parçası olarak proje boyunca tarafıma verilen görevleri başarıyla yerine getirdiğime inanıyorum. Çalışma arkadaşlarıma göstermiş oldukları kolaylıklardan dolayı teşekkür eder, başarılarının devamını dilerim.


 Arş. Gör. BARIŞ YILMAZ: Bir parçası olduğum bu projenin bana kazandırdığı en önemli unsur ekip çalışmasından alınan zevkin ne denli yüksek olabileceğini anlamış olmamdır. Bu noktada doğru seçilen ve tek bir hedefe yönelen bir grup insanın neleri başarabileceğini görmüş oldum. Ayrıca proje konusu özelinde günlük hayatımda karşılaştığım ve anlamlandıramadığım bir çok sorunun cevabını bularak gerek kendim gerekse çevremdekilerin bu konularda bilinçlenmesine katkısı yadsınamaz. Projenin bitişiyle aynı katkıyı geniş toplumsal kesimlere sunacağına inancım tam. Bununla birlikte özellikle akademik hayatımın başlarında bu denli önemli bir projede yer almış olmam benim için ilerideki çalışmalarımı yönlendirici olması açısından ışık tutucu olmuştur. Doktora tezimin belirlenmesi ve yazımında yine bu proje belirleyici bir etkendir. Tüm bunların yanı sıra belki de asıl önemli olan bu proje sayesinde hayatımın sosyal yönünün şekillenmesine olan katkısıdır. Bu noktada böyle bir projede yer almamı sağlayan Hocalarım Prof. Dr. Ahmet Yalçın Kaya, Prof. Dr. Erkan Yüksel ve Prof. Dr. Abdullah Koçak’a minnetim ömür boyu sürecektir. Yine aynı çalışmada her türlü destek ve çabalarıyla beraber yürüdüğümüz arkadaşlarım Pelin Öğüt, Hande Demiroğlu, Asuman Kaya, Fatma Uçar’a sonsuz teşekkürler.



Arş. Gör. ÇAĞDAŞ CEYHAN: Sağlık haberciliği ile ilgili bu projeye katıldığımda 2010 yılının sonuydu. Yaklaşık 8 ay projede sağlıklı ilgili televizyon haberlerini kodladım. Bu süre içinde edindiğim en önemli deneyim, bir projenin nasıl koordine edileceği, tüm bileşenlerin nasıl ortak bir ahenk içinde çalışabileceğini tecrübe etmek oldu. Yaptığım iş her ne kadar televizyon haberlerini kodlamak olsa da projenin takvimine bağlı olması nedeniyle içsel bir disiplin mekanizmasını gerekli kılıyordu. Bu projenin bana sağladığı en önemli kazanım iş disiplini ve ortak bir proje etrafında projeye katkı sunan diğer kişilerle birlikte uyumlu bir şekilde çalışabilmek olmuştur. Öte yandan böyle bir projenin pratik yanında yer almak sağlık haberciliğinin Türkiye’de nasıl yürütüldüğünü akademik ve uygulamalı boyutlarıyla öğrenmem adına da oldukça faydalı oldu. Son olarak projede emeği geçen herkese teşekkürü borç bilirim.


Arş. Gör. FATMA UÇAR: Günümüzde sağlık konusunda medyada bilgi kirlenmesi yaşandığı ve birbiri ile çelişen iletilerin sonucu olarak herkesin kafasının bu konuda karışık olduğu bilinen bir gerçek. Bu proje ile sağlık haberciliği tüm tarafları ile alınarak kapsamlı bir şekilde inceleniyor. Gazete, televizyon ve İnterneti içine alan tüm medya içerikleri, sağlık ve medya profesyonellerinin görüşleri ve kamuoyundaki hâkim fikirler ile sağlık haberciliği tüm yönleriyle ortaya konuyor. Bu bağlamda, projenin sağlık haberciliği konusunda öncü bir çalışma olduğunu ve bu alanda çalışmak isteyen akademisyenler için yol gösterici bir nitelik taşıdığını düşünüyorum. Projenin bana sağladığı en önemli katkı ise araştırma süreçleri konusunda deneyim edinmem oldu. İçerik analizi, anket ve görüşme yöntemlerinin uygulanması ve sonuçların yazılması aşamalarında görev almak, baştan sona bir araştırmanın nasıl yapılacağı konusunda bütüncül bir deneyim elde etmemi sağladı. Bu deneyimin doktora tezimde önemli bir katkısı olacağını düşünüyorum. Ayrıca projenin mali işlerinin yürütülmesi ve raporlanması ile de ilgilenmem neticesinde proje sürecinin farklı bir alanında da tecrübe edinmiş oldum.


FERİHAN ÖZMEN: Projenin başlangıcında “sağlık haberciliği” alanının gerçekten üzerinde durulmayan bir alan olduğunun farkındaydım. Çünkü editörlüğünü yaptığım sayfalardan biri sağlık sayfasıydı ve sağlık haberlerini gazete patronumla birlikte irdelerken haberi yapan muhabirlerin, haberi yayına hazırlayan yazı işleri kadrosundaki tüm kişilerin gözden kaçırdığı birçok hata buluyorduk. Teşhis ve tedavi içermeyen, bilimsel gerçeklerden uzak olan, kaynağı belli olmayan, rastgele/uyumsuz bir fotoğrafla kullanılan haberler oldukça rahatsız ediciydi. Doktorların hatalarına odaklanan haberlerin tek taraflı olduğunu görüyorduk. Açılan dava sonuçlanmadan haber başlıklarında doktorları suçlayıcı ifadeler görmek habercilik adına düşündürücüydü. Bazı haberler sırf hastane veya doktorun reklamı yapılsın diye medyada yer buluyordu. Zamanla buna ilişkin bir duyarlılık kazanmıştım. Haberi sorgulamayı öğreniyordum.  Bu gazete patronunun hassasiyeti ile ilgiliydi. Oysa bize ajanslardan gelen haberlerin %90’ı bu filtreden geçmiyordu. Bu konuda duyarsız olan medya mensuplarının oldukça fazla olduğunu biliyorduk. Ajanslardan gelen haberler çoğu zaman irdelenmeden sayfalara yerleştiriliyordu. Bazen başlıklar bile değiştirilmiyordu. Biz bir istisnaydık… Tam da bu konuda bir hassasiyet oluşmuşken doktora tezimin danışmanı olan hocam Prof. Dr. Erkan Yüksel, sağlık haberciliği üzerine bir proje için çalışılacağını söyledi. Bu projede ben de “sağlık haberciliğini etkileyen kurum dışı unsurlar” üzerine çalışmaya başladım. Özellikle ticari unsurlar üzerine odaklandım. Sağlığın ticari amaçlara alet edildiğine ilişkin görüşleri dinledim, bu alandaki yayınları inceledim. İstanbul’da ve Ankara’da düzenlenen çalıştaylara katıldım. Sağlık haberciliği alanında çalışan akademisyenler, medya mensupları, bakanlık çalışanları ve bu alanla ilgili daha birçok yetkili kişi ile bir araya gelme imkânı buldum. Sağlık haberciliğine ilişkin yaptığım birebir görüşmelerde birçok kişinin sağlıkla ilgili yaşadığı ilginç olayları dinledim. Literatürde bu alanda yapılmış çalışmaların neler olduğunu inceledim. Tüm bunlar bana bu konunun hayatımızda aslında ne kadar önemi olduğunu hissettirdi. Her birimizin sağlıkla ilgili yaşadığı birçok sıkıntının, aslında ortak paydada incelenebilmesi, sorunların daha net görülmesini sağladı. Bence bu proje “sağlık yayıncılığında yapılan yanlışların çözümü”ne giden yolda oldukça büyük bir adım… Bu adımın devamlılığının sağlanması için elinde yetki bulunan-bulunmayan herkes, taşın altına elini koymalı… Mutlaka herkesin yapabileceği şeyler vardır. Bu büyük adımın yardımıyla bu konuda duyarlılık oluşmalı ve bu duyarlılık idari birimlerce de desteklenmeli… Medya da sağlık haberine yer verirken sorgulamalı ve “önce zarar verme” prensibiyle hareket etmeli.


Arş. Gör. BİRGÜL GÜLER TAŞDELEN: Bireylerin sağlığına direkt olarak etki edebilecek sağlık konulu yayınları farklı boyutlarıyla ele alan bu projede hem öğrenci hem de bursiyer olarak görev aldım. Projenin bana sağladığı katkıları şu şekilde sıralayabilirim: Proje hazırlarken nelere dikkat edilmesi ve ne gibi aşamalardan geçilmesi gerektiği konusunda çalışma bana bir yol haritası çizdi. Sağlık haberi hazırlarken nelere dikkat edilmesi gerektiğini özellikle de projede kullanılan araştırma yöntemlerinden içerik analizi ve anketin nasıl hazırlanması gerektiğini ve uygulanacağı konusunda bilgilendirici ve eğitici bir proje çalışması oldu. Grup çalışmalarda disiplinli çalışmanın, ileri görüşlülüğün ve her şeyden önemlisi de sabırlı olmanın ne kadar önemli olduğunu göstermiş olması ve görev yaptığım üniversitede sağlık haberciliği konusunda ders açabilme ya da konuyla ilgili çalışmalarda bulunma olanağı sağlaması açısından şahsım adıma çok önemli katkılar sağladığını düşünmekteyim.