2.2.5.Yeni Örgütlenme Çalışmaları ve Son Gelişmeler

Diğer yandan sağlık haberciliği alanında ülkemizdeki ikinci dernek, 6 Nisan 2011’de kurulmuştur. Genel merkezi Ankara’da bulunan Sağlık Muhabirleri Derneği’nin (SAMUDER) başlıca amaçları sağlık muhabirliğini gazetecilik mesleğinin özel bir dalı haline getirmek, sağlık muhabirleri ile meslek kuruluşları arasındaki işbirliğini güçlendirmek, üyelerinin çalışmalarını kolaylaştırıcı ve başarılarını artırıcı yönde çaba göstermek, sağlık alanında kamu yararı ilkeleri gözetilerek, bir sivil toplum ve meslek örgütü olmanın bilinciyle ülkenin sağlık şartlarının iyileştirilmesi yönünde çalışmalar yürütmek ve üyelerinin mesleki bilgi ve görgülerinin geliştirilmesi amacıyla yerli ve yabancı uzmanların da katılımıyla toplantı, kongre, seminer ve kurs gibi etkinlikler düzenlemek şeklinde sıralanmaktadır[1]

Sağlık Life Dergisi genel yayın yönetmeni Yusuf Ziya Erarslan’ın başkanlığını yürüttüğü derneğin yönetim kurulu; Takvim gazetesinden Hüsniye Oral, Cihan Haber Ajansı’ndan Hasan Bozkurt, Medikal Trend dergisinden Hatice Pala Kaya, Sabah gazetesinden Sema Akbaş ve Anadolu Ajansı’ndan Selma Bıyıklı Kürün ve Yeşim Sert Karaaslan’dan oluşmaktadır. Dernek, 2011 yılı Ekim ayı itibariyle 56 üyeye sahiptir (Öğüt, 2013:150). “Daha güçlü bir basın meslek örgütü” olmak amacıyla İzmir, Antalya ve Erzurum’da il temsilcilikleri açan Sağlık Muhabirleri Derneği, kurulduğu yıl, üyelerinin mesleki eğitim ve gelişimine yönelik olarak “Sağlık Aynası” adıyla eğitim toplantıları başlatmıştır. Bir ilaç firmasının da katılımıyla Multipl Skleroz ve alerjik hastalıklar konulu iki ayrı toplantı gerçekleştirilmiştir (Öğüt, 2013:150).

Derneğin kurucu başkanı Erarslan (2010), yeni bir sağlık muhabirleri derneği kurma nedenlerini “Türkiye’deki sağlık muhabirlerini organize eden, sağlık yayıncılığı konusunda ciddi çalışmalar yapan, çalışanlar arasında arkadaşlık kardeşlik bağlarını pekiştiren, sağlık muhabirlerinin de bu ülkede sağlık politikalarında söz sahibi olmaları gerekirken bu konuda yetersiz kalması bizi bu derneği kurmaya itti” sözleriyle açıklamaktadır. Karaaslan (2010) da İstanbul merkezli ESAM-DER’in her ne kadar öncü bir kuruluş olsa da yeterince kapsayıcı olmadığını, sağlıkla ilgili düzenlemeler anlamında “asıl haberin çıktığı yerin” Ankara olduğunu belirtmektedir. Bu arada yeni derneğin üyelik şartlarının daha “kolay, esnek ya da kapsayıcı” olduğu da görülmektedir (Öğüt, 2013:150-152). Eraslan (2011) derneği kurma amaçlarını bir anlamda da şöyle özetlemektedir:

-   “Benim kişisel tespitim maalesef Türkiye’de sağlık muhabirliği, mesleğe yeni başlayan, acemilik dönemini atlatabileceği bir alana ihtiyacı olan arkadaşlara veriliyor. Bu arkadaşın sağlık alanında pişmesi (…) tıbbi terimlerin öğrenilmesi (için) en az iki üç yıla ihtiyacı var. (Sonra) sen artık iyi bir muhabir oldun deniliyor ve (Başbakanlığa kaydırılıyor). Üç yıllık emek, birikim boşa gidiyor. Sonra bir başka stajyer başlıyor. (…) Biz bu duruma şiddetle karşı çıkmak, en azından sağlık muhabirleri arasında kaliteyi artırmak ve basın kuruluşlarına ‘bu çok naif, çok stratejik, çok önemli bir alan (…) mesajını vermek için bu derneği kurduk.”

Sağlık haberciliği alanındaki üçüncü örgütlenme ise yine genel merkezi Ankara’da bulunan Sağlık İletişimi Derneği’dir. 4 Ekim 2012’de kurulan ve 2012 yılı Kasım ayı itibariyle 20 üyeye sahip olan derneğin amacı “sağlık ile ilgili konularda sağlık profesyonelleri ile sağlık iletişimcilerini bir araya getirerek halkın sağlık konusunda doğru bilgilendirilmesine katkı sağlamak ve sağlık iletişimi konusunda politikalar geliştirmek” şeklinde tanımlanmaktadır. Medi-Magazin genel yayın yönetmeni ve aynı zamanda tıp hekimi İbrahim Ersoy’un kurucu başkanı olduğu derneğin yönetim kurulu ise daha evvel Sağlık Muhabirleri Derneği’nin yönetim kurulunda yer almış ve ayrılarak Sağlık İletişimi Derneği’ne geçmiş olan Yeşim Sert Karaaslan (Anadolu Ajansı), Esra Öz  (med-index.com Genel Yayın Yönetmeni), Mediha İmamoğlu (HŞ Klinik Sağlık İletişim Danışmanı), Selim Mutgan (Diş Hekimi), Deniz Akgül (Türkiye Klinikleri) ve Uzman Dr. Sinan Korukoğlu’ndan (Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi) oluşmaktadır (Öğüt, 2013:152).
Kurucu Başkan İbrahim Ersoy (2012) derneğin diğer derneklerden farklı olarak “sağlık profesyonellerini de kapsayan, sadece sağlık habercilerinden oluşmayan, hem habercileri hem de hekimleri eğitecek daha geniş kapsamlı” bir yapıda olduğunu söylemektedir.

Son olarak 2000’li yıllardaki sağlık muhabiri kimliğine ilişkin bir görüşü paylaşmak adına Milliyet gazetesi sağlık editörü Ayşegül Aydoğan Aktan’ın bir söyleşideki sözlerine yer verilebilir:
-   Türkiye’de sağlık haberciliği 1980’den sonra tırmanan bir ivme gösterdi. Bu dönemde daha çok meslekteki alaylı gazetecilerin yaptığı sağlık haberleri vardı. Daha sonra iletişim fakültelerinden gazeteciler mezun olmaya başladı. Sağlık muhabirlerinin profilini çizerseniz yüzde 90’ı kadın. Şu an yaş ortalaması 30 - 35 aralığında. En az deneyimi olan sağlık muhabirinin deneyimi ortalama 7-8 yıl. Bu 25 yıl aralığına kadar çıkabiliyor. Türkiye’deki bütün tıp kongrelerini, toplantıları, bilimsel çalışmaları takip ediyorlar. Çok geniş bir aralıkta ve çok geniş bir perspektifte sağlık olayları ile ilgileniyorlar. Böyle bir aralıkta zaten gazetecinin konuya hâkim olabilmesi için gündemi çok iyi takip edebilmesi ve toplantıları çok iyi izlemesi gerekiyor. Sağlık habercileri de bunu yapıyorlar (Akt.: Şahinkaya, 2007).”

2000’li yıllar sağlık haberciliği alanındaki toplantılar ve örgütlenme çalışmalarının yoğunlaştığı yıllar olmasının yanında medya içeriklerinde sağlık konusuna gösterilen önemin de arttığı ve buna bağlı olarak tartışmaların da yükseldiği yıllardır. Bu noktada bir gösterge olarak Türkiye İstatistik Kurumunun “Yazılı Medya Araştırması: Gazete / dergilerin en ağırlıklı içerik türüne göre sayısı” sonuçlarından söz edilebilir. 2005 yılında 26 olan sağlık konulu yayın sayısı 2008’de 320’ye ulaşmış, 2010 yılında da 282 olarak tespit edilmiştir[2]. Bu da son yıllarda giderek artan oranda sağlık konusuna medyada daha fazla önem verildiğini göstermektedir.
Bu arada 2009 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde yürütülen bir çalışma sonrasında “Sağlık İletişimi Etik Kurulu” oluşturulması amacıyla hazırlanan ön rapordan da söz etmek gereklidir. Hayata geçirilmeyen bu rapor çerçevesinde, medyadaki sağlık konulu yayın içeriklerindeki bilginin kontrolü amacıyla bir “özdenetim” mekanizması olarak geniş katılımlı Sağlık İletişimi Etik Kurulu’nun oluşturulmasına yönelik öneride bulunulmuştur. Sağlık Bakanlığının, tüm sağlık profesyonellerinin, bilim insanlarının, konuyla ilgili kamu ve özel sektör kuruluşlarının, medya kuruluşlarının ve medya çalışanlarının, sivil toplum kuruluşlarının işbirliğiyle oluşturulacak kurulun çalışmaları arasında; toplumun tüm kesimlerinin yararlanabileceği bir sağlık bilgi sisteminin oluşturulması ile yüksek kaliteli ve hedef kitleye uygun, ulaşılabilir bilginin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Kurulun hukuksal statüsü için iki ayrı alternatif oluşturulmuştur: Bunlardan ilki Basın Konseyi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti vb. yapılar içerisinde bir “alt kurul” olarak yer alması, ikincisi de sekretaryası Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülebilecek bağımsız bir Sağlık İletişimi Etik Kurulu’dur. Raporda ikinci seçenek üzerinden önerilere yer verilmiştir. Ancak rapor yaşama geçirilememiştir.
Sağlık Bakanlığı’nda hazırlanan 2011 tarihli ikinci rapor “Sağlık İletişimi Platformu: Sağlık ve Medya Sektörleri İçin Bir Model Önerisi” başlığını taşımaktadır. Bu raporda da “sağlık ve medya sektörlerinin kendi özdenetim süreçlerini gerçekleştirmeleri ve sağlık iletişimi alanında var olan sorunlara ortak çözümler geliştirilmesini sağlamak” amacıyla “Etik Kurul”, “Yürütme Kurulu” ve “Genel Sekreterlik” yapısını içeren daha detaylı bir örgütlenme önerisi getirilmiştir.

Sağlık Bakanlığının 2013 yılı başında sağlık konulu yayın yapmak üzere bir televizyon kanalının kurulması konusunda TRT ile görüştüğü; ancak olumlu yanıt alamadığı anlaşılmaktadır. Dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Sağlık TV’yi kurmada kararlı olduklarını belirtmiş, ancak kısa süre sonra görevinden ayrılmak durumunda kalmıştır[3].

2002-2013 yılları arasında Sağlık Bakanlığı yapmış olan Recep Akdağ (2012:16) sağlık haberciliği alanında yaşanan gelişmeleri Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde yürütülen politikalarla ilişkilendirerek şöyle değerlendirmektedir:

-   “Geçmişte; sağlıkta dönüşüm programından önce, daha çok verilmeyen hizmetler üzerinden, ulaşılamayan hizmetler üzerinden haberler yapılıyordu. Ambulans gecikmeleri, ambulanstan para istenmesi, ambulansa hiç ulaşılamaması, hastanelerden hizmet alınamaması, eski SSK hastanelerinin ilaç kuyruklarında vatandaşın çektiği çile haber yapılıyordu. ‘Sağlıkta skandal’ çok daha fazla gündemdeydi. Şimdi sağlıkta dönüşün çerçevesindeki sistemle medyamız artık bugün 112 acil hizmetlerinden, bu hizmetlerdeki başarıdan, UMKE ekiplerimizin başarılarından, paletli ambulanslardan, kamu hastanelerinde, eğitim araştırma hastanelerinde ve üniversite hastanelerimizde yapılan organ nakillerindeki büyük ameliyatlardan, halkın sağlıkla ilgili duyarlılıklarından, kamunun sağlıkla ilgili duyarlılığından ve buna benzer çok önemli konulardan bahseder hale geldiler. (…) 2004-2005 yıllarındaki bize sorulan sorularla bugün katıldığımız programlarda veya verdiğimiz röportajlarda, toplantılarda konuştuğumuz konularda artık ele aldığımız tüm kavramlar tamamen değişti”.

Bakan Akdağ (2012:16), özellikle son yıllarda hem toplumun hem de medyanın sağlık algısının değiştiğini kaydederek sağlık haberciliğinin diğer haber türlerinden farklı bir uzmanlık alanı olduğunu ve bu alanda dikkat edilmesi gereken pek çok ilke olduğunu dile getirmektedir.




[1] “Sağlık Muhabirleri Derneği kuruldu” (15 Ekim 2010). 1 Ocak 2013 tarihinde şu adreste erişilmiştir: http://www.saglikaktuel.com/-haber/saglik-muhabirleri-dernegi-kuruldu-12494.htm.
[2] “Yazılı Medya İstatistikleri” (T.y.). 10 Ocak 2013 tarihinde şu adreste erişilmiştir:  http://www.tuik.gov.tr/VeriTabanlari.do?vt_id=10&ust_id=5
[3] “Bakan Akdağ: Sağlık TV’de çok kararlıyız”. (T.y.). 14 Ocak 2013 tarihinde şu adreste erişilmiştir:  http://www.saglikaktuel.com/haber/bakan-akdag-saglik-tvde-cok-kararliyiz-29786.htm