3.1.Medya Düzenine İlişkin İlke ve Uyarılar

Öncelikle medya açısından konuya yaklaşılacak olursa, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin 3 Kasım 1998’de kabul ederek kamuoyuna açıkladığı Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nde sağlık konusuna ayrı bir başlık açılmıştır (Ek 8). 
“Gazetecinin Doğru Davranış Kuralları” başlığı altında “sağlık” konusunda şöyle denilmektedir:
-   “Sağlık konusunda sansasyondan kaçınmalı, insanları umutsuzluk veya sahte umut verecek yayın yapılmamalıdır. Tıbbi alandaki araştırmalar kesinleşmiş sonuçlar gibi yayınlanmamalıdır. İlaç tavsiyesinde mutlaka uzmana danışılmalıdır. Hastanelerde araştırmalar yapan, bilgi ve görüntü almaya çalışan gazeteci, kimliğini belirtmeli ve girilmesi yasak bölümlere ancak yetkililerin izniyle girmelidir. Yetkilinin, hastanın veya yakınının izni olmaksızın hastane ve benzeri kurumlarda hiç bir yolla ses ve görüntü alınmamalıdır[1].”

Basın Konseyi tarafından açıklanan Basın Meslek İlkeleri arasında doğrudan sağlık konulu yayıncılığa ilişkin bir ifade bulunmasa da habercilik mesleğinin genel uygulamaları içinde nasıl davranılması gerektiğine ilişkin temel ilkeler tanımlanmıştır (Ek 9). Bunlar arasında şu kararlara dikkat çekilebilir[2]:
-   3) Kamusal bir görev olan gazetecilik, ahlaka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilemez.
-   5) Kişilerin özel yaşamı, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında, yayın konusu olamaz.
-   12) Gazeteci görevini , taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumlarla yapmaktan sakınır.
-   13) Şiddet ve zorbalığı özendirici yayın yapmaktan kaçınılır.
-   14) İlan ve reklam niteliğindeki yayınların bu nitelikleri, tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirtilir.

Medya Etik Konseyi’nin 18 Kasım 1994 tarih ve 129 nolu kararının ilk maddesinde “Bir kamu hizmeti olan gazetecilik, kişisel veya ahlaka aykırı amaç ve çıkarlara alet edilemez ve kamu yararına aykırı bir şekilde kullanılamaz. Haberlerde ve olayların yorumunda gerçeklerden saptırma, çarpıtma veya kısaltma yoluyla amaçlı olarak ayrılmaz. Doğruluğu kuşku uyandırabilen ve araştırılması gazetecilik imkânları içinde bulunan haberler, araştırılıp doğruluğuna emin olunmadan yayınlanamaz” denilmekte ve belli başlı olarak şu maddelere işaret edilmektedir[3]: “Kamu yararını ilgilendirmeyen durumlarda bireylerin özel hayatlarının gizliliği ihlal edilemez”, “Haber başlıklarını da haberin içeriği saptırılamaz ve çelişki yaratılamaz”, “İlan veya reklam niteliğindeki haber, resim ve yazıların tereddüte yer bırakmayacak şekilde ilan veya reklam olduğu belirtilir.”
Öte yandan Medya Derneği’nin Türkiyeli Gazeteciler İçin Etik İlkeler’inde “İsimsiz kaynakların kullanımı”, “Görsel kullanımı” ve “Çıkar çatışması” başlığı altında yapılan ve Ek 10’da sunulan açıklamaları da dikkat çekicidir[4]. Çağdaş Gazeteciler Derneği İlkeleri çerçevesinde de habercilik alanına yönelik genel kurallar ortaya konulmuştur. 9. Maddede özetle “gazeteci sadece gazetecilik yapar” denilerek, “gazetecilik görevinin ötesine geçerek haber kaynaklarıyla bütünleşmez, özdeşleşmez” diye kaydedilmektedir[5].
18 Kasım 1994 tarihli, 195 Sayılı Basın İlan Kurumu Kanunu’nun 49’uncu Maddesinde yer alan “Basın Ahlak Esasları Hakkında Genel Kurul Kararları” çerçevesinde Madde 1’de de şöyle denilmektedir[6]:
-   “Madde 1 - Bir kamu hizmeti olan gazetecilik, kişisel veya ahlâka aykırı amaç ve çıkarlara âlet edilemez ve kamu yararına aykırı bir şekilde kullanılamaz. Haberlerde ve olayların yorumunda gerçeklerden saptırma, çarpıtma veya kısaltma yoluyla amaçlı olarak ayrılınamaz. Doğruluğu kuşku uyandırabilen ve araştırılması gazetecilik imkânları içinde bulunan haberler, araştırılıp doğruluğuna emin olunmadan yayınlanamaz. Bu hizmetin görülmesinde aşağıdaki Basın Ahlak Esasları’na uyulur:
-   d) Şiddet ve terörü özendirecek; uyuşturucu maddeler ve her türlü örgüt suçları ile mücadeleyi etkisiz kılacak yayın yapılamaz.
-   e) Küçüklerin ve gençlerin toplum içinde, kişiliklerinin gelişmesini ve korunmasını olumsuz etkileyecek veya onlara yönelik cinsel tacize teşvik eden ve şiddeti özendiren yayın yapılamaz.
-   l) Haber başlıklarında, haberin içeriği saptırılamaz ve çelişki yaratılamaz.
-   n) İlân veya reklâm niteliğindeki haber, resim ve yazıların, tereddüte yer bırakmayacak şekilde ilân veya reklâm olduğu belirtilir.”

Konunun bir de hukuki boyutlarına bakılabilir. Bu bağlamda özellikle ticari boyutlara ilişkin olarak 4077 sayılı 23 Şubat 1995 tarihli “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un 16. Madde’si dikkat çekicidir:
-   “Ticari reklam ve ilanların kanunlara, Reklam Kurulunca belirlenen ilkelere, genel ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına uygun, dürüst ve doğru olmaları esastır.
-   Tüketiciyi aldatıcı, yanıltıcı veya onun tecrübe ve bilgi noksanlıklarını istismar edici, tüketicinin can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürücü, şiddet hareketlerini ve suç işlemeyi özendirici, kamu sağlığını bozucu, hastaları, yaşlıları, çocukları ve özürlüleri istismar edici reklam ve ilanlar ve örtülü reklam yapılamaz[7].”

Proje devam ederken, 3 Mart 2011’de yürürlüğe giren 6112 sayılı Radyo ve Televizyon Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Kanunu çerçevesinde 11. Madde’nin 2. Fıkrasında “Reçeteye tabi ilaçlar ve tedaviler hakkında ticari iletişim yapılamaz”, 3. Fıkrasında “Reçeteye tabi olmayan ilaçlar ve tedavilerin reklamları dürüstlük ilkesi çerçevesinde, gerçeği yansıtan ve doğrulanması mümkün unsurlardan oluşacak şekilde hazırlanır” ve 4. Fıkrasında da “İlaçlar ve tıbbi tedaviler için tele-alışverişe izin verilmez” denilmektedir[8]. Kanunun 12. Madde’sinde “Program desteklenmesi” başlığı altında da özetle şöyle denilmektedir:
-   MADDE 12 – (1) Bir program tamamen veya kısmen destek görmüşse, bu husus programın başında, program içindeki reklam kuşaklarına giriş ve çıkışta ve programın sonunda uygun ibarelerle belirtilir. Program tanıtımlarında programı destekleyene atıfta bulunulamaz.
-   (2) Desteklenen programlarda, destek verene veya üçüncü bir kişiye ait mal ve hizmetlere atıfta bulunulamaz ve bunların alınması, satılması ve kiralanması teşvik edilemez.
-   (3) Programlar, ticarî iletişimi yasaklanmış olan mal ve hizmetlerin üretimi veya satışıyla iştigal eden gerçek ve tüzel kişilerce desteklenemez. Tıbbi ürünleri üreten, pazarlayan veya satan ya da tıbbi tedavileri pazarlayan veya sunan gerçek ve tüzel kişilerin program desteklemesinde bulunması hâlinde, gerçek ve tüzel kişilerin ismi, markası, logosu veya imajı program desteklemesinde kullanılabilir; ancak gerçek ve tüzel kişilerin üretim veya satışını yaptığı reçeteye tabi tıbbi ürünler veya tıbbi tedaviler kullanılamaz.
-    (5) Program desteklemesinin, medya hizmet sağlayıcının editoryal bağımsızlığını ve sorumluluğunu etkilemesine izin verilmez. Programın başında, program içindeki reklam kuşaklarına giriş ve çıkışta ve programın sonunda program desteklemesi yapıldığı belirtilirken, programı destekleyenin ürün veya hizmetlerinin kiralanması veya satın alınması doğrudan teşvik edilemez ve ürün veya hizmetlere aşırı vurgu yapılamaz.

Yeni Kanun çerçevesinde 2 Kasım 2011 tarihinde RTÜK tarafından hazırlanan “Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmelikte radyo ve televizyon yayını yapan kuruluşların uyması gereken yayın esas ve usulleri belirlenmektedir. Yönetmelik konuyla ilgili kimi kavramları tanımlaması açısından önemlidir. Buna göre 4. Maddede tanımlanan kimi tanımlar arasından konuyla ilgili olanlar şöyle sıralanabilir:
-   Madde 4 - (1) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında geçen;
-   ğ) Gizli ticarî iletişim: Medya hizmet sağlayıcı tarafından reklam yapmak maksadıyla veya kamuyu yönlendirebilecek şekilde; mal veya hizmet üreticisinin faaliyetinin, ticarî markasının, adının, hizmetinin ve ürününün reklam kuşakları dışında ve reklam yapıldığına ilişkin açıklayıcı bir ses veya görüntü bulunmaksızın programlarda sözcükler veya resimler ile tanıtılmasını,
-   h) Haber: Kamuoyunu bilgilendirme amacıyla ve nesnel bir bakış açısıyla izleyici ve dinleyicilere iletilen güncel, toplumsal, ekonomik, siyasal, kültürel ve benzeri olay, konu ve gelişmeleri,
-   ı) Haber bülteni: Kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla, güncel toplumsal, ekonomik, siyasal, kültürel ve benzeri olay, konu ve gelişmelerin, derlenerek, izleyici veya dinleyicilere, düzenli olarak, belirli saatlerde sunulduğu program türünü,
-   i) Haber programları: Kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla güncel olay, konu ve gelişmeleri ayrıntılarıyla ele alan ve değerlendiren, bildiri, sunum, söylev, mülakat, söyleşi, tartışma formatında gerçekleştirilen, belirli yayın gün ve saatinde ve düzenli biçimde izleyici ya da dinleyicilere sunulan program türünü,
-   p) Program destekleme: Yayın hizmetinin sağlanmasıyla veya görsel-işitsel eserlerin üretimiyle bağlantılı olmayan gerçek veya tüzel kişilerin adını, markasını, logosunu, imajını, faaliyetlerini veya ürünlerini tanıtmak amacıyla programlara yönelik yaptığı her türlü katkıyı,
-   r) Program tanıtımı: Medya hizmet sağlayıcının, izlenmesini veya dinlenmesini teşvik etmek amacıyla, kendi programlarının konusunu ve özelliklerini tanıtmak, yayın günü ve saatini duyurmak veya hatırlatmak üzere yaptığı yayın türünü,
-   s) Radyo ve televizyon reklamı: Taşınmazlar, hak ve yükümlülükler dâhil olmak üzere mal veya hizmetlerin teminini teşvik etmek, bir amaç veya düşünceyi yaymak veya başka etkileri oluşturmak amacıyla ticaret, iş, zanaat veya bir meslekle bağlantılı gerçek ve tüzel kişi tarafından, bir ücret veya benzeri bir karşılıkla yapılan her türlü duyuru veya öz tanıtım yayınını,
-   ş) Reklam kapağı: Televizyonlarda reklam kuşaklarının girişinde ve çıkışında kullanılan, izleyiciyi reklam yapıldığı yönünde bilgilendirmeye yönelik görüntülü ve sesli uyarıyı,
-   t) Reklam kuşağı: Bir ya da birden çok reklamın birbiri ardına verildiği reklam programını,
-   u) Tele-alışveriş: Taşınmazlar, hak ve yükümlülükler dâhil olmak üzere, mal veya hizmetlerin bir ücret karşılığında temini amacıyla kamuya yönelik doğrudan arz yayınını,
-   ü) Tele-alışveriş kapağı: Televizyonlarda tele-alışveriş yayınlarının girişinde ve çıkışında kullanılan, izleyiciyi tele-alışveriş yayını yapıldığı yönünde bilgilendirmeye yönelik görüntülü ve sesli uyarıyı,
-   y) Ticarî iletişim: Radyo ve televizyon reklamları, program desteklemesi, tele-alışveriş ve ürün yerleştirmeyi de kapsamak üzere, ekonomik bir faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişinin, ürün, hizmet veya imajını, doğrudan veya dolaylı olarak tanıtmak amacıyla tasarlanmış sesli veya sessiz görüntülerin bir ücret veya benzeri bir karşılıkla ya da öz tanıtım amacıyla bir programla birlikte ya da bir program içine yerleştirilerek verilmesini,
-   z) Ürün yerleştirme: Bir ürün, hizmet veya ticarî markanın, ücret veya benzeri bir karşılıkla program içine dâhil edilerek veya bunlara atıf yapılarak, program içinde gösterildiği her tür ticarî iletişimi,
-   ee) Zararlı içerik: Yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimini olumsuz etkileyebilecek türdeki yayın içeriğini,
ifade eder.

Söz konusu yönetmeliğin üçüncü bölümünde “Yayın Hizmeti İlkeleri” başlığı altında sağlık konulu yayınlarla ilişkili olabilecek 5. Maddede tanımlanan şu noktaların altı çizilebilir:
-   (1) Medya hizmet sağlayıcılar, yayın hizmetlerini kamusal sorumluluk anlayışıyla yayın hizmeti ilkelerine uygun olarak sunarlar. Yayın hizmetleri;
-   ç) İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez. İnsanların yaralanma, acı çekme, ölüm anları ve benzeri durumlar, duygu sömürüsüne yol açacak biçimde verilemez. Kişilerin izinleri olmadıkça, özel hayata ilişkin bilgi, belge ve kayıtlar yayınlanamaz, konut dokunulmazlığı yayın yoluyla ihlal edilemez. Güvenlik kamerası veya benzeri yöntemlerle yapılan kayıtlar ancak, insan onuruna ve kişilik haklarına saldırı içermemesi halinde ilgililerin izni ile yayınlanabilir. Rüşvet, cinsel taciz ve benzeri suç fiilleri, yorum katıcı kurgulama kullanılarak haberleştirilemez.
-   ğ) Çocuklara, güçsüzlere ve özürlülere karşı istismar içeremez ve şiddeti teşvik edemez. Bunlara karşı her türlü ayrımcılık, fiziksel, duygusal, sözel ve cinsel şiddet teşvik edilemez.
-   ı) Haber bültenleri ve haber programları, tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz; haberin verilişinde abartılı ses ve görüntüye, doğal sesin dışında efekt ve müziğe yer verilemez; görüntülerin arşiv veya canlandırma niteliği ile haber ajanslarından veya başka bir medya kaynağından alınan haberlerin kaynağının belirtilmesi zorunludur. Canlı yayınların "canlı" olduğu açıkça belirtilir, canlı yayınların tekrarlarında ise program boyunca "tekrar" ifadesine yer verilir.
-   j) Haksız çıkarlara hizmet eden ve haksız rekabete yol açan unsurlar içeremez.
-   l) Genel sağlığa, çevrenin ve hayvanların korunmasına zarar verecek davranışları teşvik edemez.
-   n) Müstehcen olamaz. Cinsel duyguları sömürmeye yönelik, bireyleri cinsel meta olarak gösteren, insan bedenini cinsel tahrik unsuruna indirgeyen, toplumsal yaşam alanı içinde sergilenemeyecek mahrem söz ve davranışlar içeren, toplumda yaşayan bireylerin ar ve utanma duygularını örseleyen ve cinsel isteklerini tahrik ve istismar eder nitelikte olamaz.
-   r) Kişileri fal veya batıl inançlar yoluyla istismar edemez. Yayın yoluyla fal, batıl inançlar gibi yöntemlerin kullanılması ön plana çıkartılarak bu yöntemler sonucunda seyirciler ve dinleyiciler yanlış yönlendirilemez ve istismar edilemez.
-   s) Toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden, kanıksatan ve kadını istismar eden programlar içeremez. Törenin toplumda kadına karşı bir baskı aracı gibi kullanılmasını teşvik edemez.
-   ş) Şiddeti özendirici veya kanıksatıcı olamaz. Saldırgan davranış ve tutumların öğrenilmesine, şiddete karşı duyarsızlaşmaya ve şiddeti normalleştirmeye neden olamaz. Haber bültenlerinde veya haber programlarında şiddet unsuru taşıyan ses ve görüntüler süresi gereğinden uzun tutularak, tekrara başvurularak ya da gerçekliğiyle oynanarak haber niteliği dışında yayınlanamaz. Şiddeti olumlayan yorum ve ifadelere yer verilemez.
-   (2) Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği korumalı saatlerde, koruyucu sembol kullanılsa dahi yayınlanamaz. Korumalı saatlerdeki program tanıtımlarında çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde şiddet, cinsellik ve benzeri unsurlar taşıyan içeriklere yer verilemez.

“Reklam ve Tele-Alışveriş Yayın İlke ve Esasları” başlıklı 10 Maddede ise bu tür yayınlara ilişkin olarak dikkat edilmesi gereken unsurlar, 11. Maddede ise yayın hizmetlerinde reklam ve tele-alışveriş oran ve süreleri açıklanmıştır.
12. Maddede ise belirli ürünlerin ticari iletişimi çerçevesinde de konuyla ilgili olarak şöyle denilmektedir:
-   Madde 12 - (1) Aşağıda belirlenen ürünlerin reklamlarında uyulması gereken kurallar şunlardır:
-   b) Reçeteye tâbi ilaçlar ve tedaviler hakkında ticarî iletişim yapılamaz.
-   c) Reçeteye tâbi olmayan ilaçlar ve tedavilerin reklamları dürüstlük ilkesi çerçevesinde, gerçeği yansıtan ve doğrulanması mümkün unsurlardan oluşacak şekilde hazırlanır. Bu konuda 17/2/2005 tarihli ve 25730 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Beşeri Tıbbi Ürünlerin Sınıflandırılmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre hazırlanan ve her yıl Sağlık Bakanlığınca yayımlanan liste esas alınır.
-   ç) İlaçlar ve tıbbi tedaviler için tele-alışverişe izin verilemez.
-   e) Falcı, medyum, astrolog ve benzerlerinin verdikleri hizmetlerin ticari iletişimi yapılamaz.

Programların desteklenmesi konusu ise 13. Maddede açıklanmıştır:
-   Madde 13 - (1) Bir program tamamen veya kısmen destek görmüşse, destek verenin ticari kimliği programın başında ve sonunda, program içindeki reklam kuşaklarına giriş ve çıkışta görsel ve/veya işitsel unsurlarla 5'er saniye süre ile belirtilir. Destek verenin ismi, markası, logosu, ürün görüntüleri ve imajı dışında hiçbir görüntü ve ifadeye yer verilemez.
-   (2) Program tanıtımlarında programı destekleyene atıfta bulunulamaz.
-   (3) Desteklenen programlarda, ürün yerleştirme yöntemi de dâhil, hiçbir şekilde destek verene veya üçüncü bir kişiye ait mal ve hizmetlere atıfta bulunulamaz ve bunların alınması, satılması ve kiralanması teşvik edilemez. Destekleyen firma ismi program adının bir parçası olarak kullanılamaz.
-   (4) Ticari iletişimi yasaklanan ürün ve hizmetleri üretenlerle bunların satışı ile iştigal edenler, program desteklemesinde bulunamazlar.
-   (5) Tıbbi ürünleri üreten, pazarlayan veya satan ya da tıbbi tedavileri pazarlayan veya sunan gerçek ve tüzel kişilerin program desteklemesinde bulunması hâlinde, gerçek ve tüzel kişilerin ismi, markası, logosu veya imajı program desteklemesinde kullanılabilir; ancak gerçek ve tüzel kişilerin üretim veya satışını yaptığı reçeteye tabi tıbbi ürünler veya tıbbi tedaviler kullanılamaz.
-   (6) Haber bülteni ve dinî tören yayınlarında program desteklemesine izin verilemez.
-   (7) Program desteklemesinin, medya hizmet sağlayıcının editoryal bağımsızlığını ve sorumluluğunu etkilemesine izin verilemez.
-   (8) Programın başında, program içindeki reklam kuşaklarına giriş ve çıkışta ve programın sonunda program desteklemesi yapıldığı belirtilirken, programı destekleyenin ürün veya hizmetlerinin kiralanması veya satın alınması doğrudan teşvik edilemez ve ürün veya hizmetlere aşırı vurgu yapılamaz.

Ürün yerleştirme konusu Madde 14’de, reklam ve tele-alışveriş kanalları da Madde 15’de açıklanmıştır. Madde 22’de ise medya hizmeti sağlayanların “izleyici temsilcisi bulundurma zorunluluğu” ifade edilmiştir. İzleyici temsilcisi ve görevleri şu şekilde açıklanmıştır:
-   Madde 22 - (1) Medya hizmet sağlayıcılar izleyici temsilcisi bulundurmak zorundadırlar. İzleyici temsilcileri, medya hizmet sağlayıcılar tarafından, yayıncılık alanında en az on yıllık mesleki tecrübeye sahip, izleyicilerin güvenine sahip kişiler arasından görevlendirilirler. Medya hizmet sağlayıcılar, izleyici temsilcisinin kimliğini ve program hakkında şikâyet bildirimlerinin nereye ve nasıl yapılacağını programların bitiminde uygun yöntemlerle belirtirler.
-   (2) İzleyici temsilcileri;
-   a) İzleyicilerin bildirimlerini alabilmek için gerekli altyapının kurulmasını sağlarlar.
-   b) Görevlendirildikleri medya hizmet sağlayıcının resmi İnternet sitesinde izleyici temsilcisi köşeleri oluşturulmasını sağlarlar ve buradan kendilerine ulaşan bildirimler ve sonuçları hakkında bilgi verirler.
-   c) Münferit olarak izleyicilerden gelen ve Üst Kurul aracılığıyla kendilerine ulaşan bildirimleri değerlendirirler. Yayın hizmeti ilkeleri ve yayın hizmetlerinde ticari iletişimi ilgilendiren bildirimleri cevaplandırırlar.
-   ç) İzleyici bildirimlerine yönelik çalışmalarını her ayın sonunda görevlendirildiği medya hizmet sağlayıcının yönetimine raporlarlar, kurumsal İnternet sitelerinin temsilci köşelerinde yayınlarlar ve yayın akışının imkân verdiği ölçüde bu çalışmaları kamuoyu ile paylaşırlar.
-   d) Üst Kurulca iletilen şikâyet ve görüşleri, öz denetim çerçevesinde öncelikle değerlendirip sonuçlandırırlar.

Öte yandan 26 Ağustos 2009 tarihli “Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Reklam Yönetmeliği”nde Madde 5, f bendinde “Reçete ile satışına izin verilen ilaçlar, alkollü içkiler, sigara ve tütünler, yapımı, sağlığı koruma standartlarına uymayan gıda maddeleri, eş bulma veya mektuplaşma kuruluşlarının hizmetleri ile benzeri ürün ve hizmetlerin reklâmı kabul edilemez.[9]” denilmektedir.
RTÜK ile Televizyon Yayıncıları Derneği (TVYD) tarafından hazırlanarak 3 Temmuz 2007’de imzalanan “Yayıncılık Etik İlkeleri”, “Televizyon Habercileri İçin Rehber” adıyla da kitaplaştırılmıştır. İlkelerde  habercilik mesleği ve izleyici ilişkisinde unutulmaması gerekenlere işaret edilerek şöyle denilmektedir (Akt.: Çaplı ve Tuncel, 333):
-   “İzleyicilerin sayılarla ifade edilen yığınlardan ziyade, insan olduğu; o insanların da beklentileri, gereksinimleri ve beğenileri, duyguları, inançları olduğu unutulmamalı,
-   İnsanların haber alma haklarının olduğu, yaşamlarına bu haberlere dayanarak yön verdikleri unutulmamalı, bunun için de insanların doğru, güvenilir bilgi almak isteyeceği unutulmamalı,
-   Toplum için çok önemli bir görevin yerine getirildiği unutulmamalı; sorgulamak, araştırmak ve bilgilendirmek bu görevin bir parçası olmalı, önyargılardan arınmış bir şekilde bu görevi yerine getirebilmek için açık fikirli olunmalı,
-   Haberlerin toplum üzerindeki gücü ve etkileri konusunda duyarlı olunmalı,
-   Haber yaparken haberin bireysel zarar verme olasılığı her zaman göz önünde bulundurulmalı,
-   Haberciler arasında mesleki dayanışma esas olmalı, rekabet ise daha iyi habercilik için yapılmalı”

Sağlık haberciliğiyle de ilişkilendirilebilecek şekilde diğer maddeler arasında da şu ifadelerin altı çizilebilir (Akt.: Çaplı ve Tuncel, 331-357):
-   “Haber mutlaka bir kaynağa dayanmalı; bu kaynak haberin içinde açıkça belirtilmeli; bu ilkenin istisnası sadece kaynağın gizliliğinin korunması gereken durumlar olmalı,
-   Haber yaparken kaynağın çıkarlarına alet olunmamalı
-   Haber kaynağından ya da haberin taraflarından maddi kazanç sağlanmamalı, para karşılığı haber yapılmamalı,
-   Haber amacıyla gidilen yerdeki masrafların haber kaynağı tarafından ödenmesine izin verilmemeli,
-   Haber yapma karşılığında haber konusu hizmetler ve ürünlerden ücretsiz yararlanılmamalı,
-   Habere katkıda bulunan uzmanlar saygın ve güvenilir olmalı,
-   Uzman niteliğinden dolayı görüşülen kişilerin uzmanlığı haberin konusuyla ilgili olmalı,
-   Uzmanların görüş belirttikleri alanla ilgili ticari çıkarları varsa, haberi bu çıkarlar doğrultusunda yönlendirmesine fırsat verilmemeli
-   Mümkün olduğunca bir haberin içinde farklı görüşte birden fazla uzmana yer verilmeli
-   Tıbbi tedavi ya da müdahale görmekte olan kişiler, haber konusu olsalar dahi mahremiyetleri gözetilmeli,
-   Başta çocuklar olmak üzere şiddete ya da cinsel istismara maruz kalmış kişilerin kimliği gizli tutulmalı,
-   Kişilerin özel yaşam ve mahremiyet haklarının özel mülkiyetle sınırlı olmadığı, sokakta bile olsalar, bu haklarının gözetilmesi gerektiği unutulmamalı,
-   Sokak görüntülerini haberin görüntüsü ya da dolgu malzemesi olarak kullanırken, haberin bağlamına özen gösterilmeli. Tesadüfen o görüntüde yer almış insanların şeref ve haysiyetine zarar verecek durumlar oluşturulmamalı,
-   İnsanların acılı ve üzüntülü durumlarında mahremiyetleri gözetilmeli; mezarlık, hastane gibi kamusal mekânlarda bile olsa insanların acılarına saygı duyulmalı, duyarlı davranılmalı. İnsanlar o halleriyle ekranda görünmek istemeyebilir. Bu durumda haber yapmak için izin istenmeli.
-   Haber, olgular abartılarak, uydurma bilgiler eklenerek çarpıtılmamalı,
-   Haberde varsayım ve tahminde bulunurken temkinli ve ihtiyatlı olunmalı
-   Tek bir olaydan yoka çıkarak genelleme yapılmamalı
-   Özellikle tıp haberleri, insanları boş yere umutlandıracak şekilde verilmemeli,
-   Haberin içinde olayın tüm boyutlarına yer verilmeli, bazı yönlerini ihmal etme ya da görmezden gelme yoluna gidilmemeli,
-   Kamuoyunu kişi, şirket ve kuruluşların çakarları doğrultusunda yönlendiren haber yapılmamalı,
-   Kadınlarla ilişkin önyargı ve klişeleri destekleyen ya da yeniden üreten ifade biçimleri ve görüntüler kullanılmamalı,
-   Kadın bedenini nesneleştiren görüntüler ve ifadelerden kaçınılmalı,
-   Arşiv görüntüsü kullanıldığında bu durum ekranda açıkça belirtilmeli
-   Canlandırma kullanıldığında konu edilen kişi ve olaylar doğru, gerçek olmalı; canlandırma yanıltıcı olmamalı. Canlandırma, haberin metninde ve ekranda yazıyla mutlaka belirtilmeli, bu yazı canlandırma süresince ekranda tutulmalı.”

Bu arada Dünya Sağlık Örgütü’nün Avrupa Sağlık İletişimi Ağı, 1997 yılında halk eğitimi elemanları, gazeteciler, sağlık ve gazetecik alanının sivil örgütlerinin temsilcileri ve yayıncılık sektöründe yer alanlarla birlikte, bu durumu değerlendirmiş için çeşitli toplantılar düzenlemiştir. Bunlardan biri de 28-30 Mayıs 1998 tarihlerinde Moskova’da gerçekleştirilmiştir. 31 ülkeden 130 üyenin katıldığı toplantıda sağlık konusunun haberleştirildiği çeşitli durumlarla ilgili değerlendirmeler yapılarak sağlık ve tıp alanında gazetecilik ve yayıncılık yapanlar için “Guidlines for Professional Health Correspondents” adlı temel bir rehber oluşturulmuştur. “Gazetecilik Mesleğinin Kural ve İlkeleri Sağlık Muhabirlerinin Moskova Rehberi” adıyla tanımlanan ilkeler şu şekilde sıralanabilir (Akt.: Sütlaş, 2007a:366; Zengin, 2011; Gür, 2009:73; Çelik, T.y.).
1)       Öncelikle zarar verme.
2)       Mutlaka araştır, doğruyu bul; yetiştirebilme sorunu olsa bile.
3)       Umut verme. Özellikle mucizevi tedaviden bahsetme.
4)       Kendine “bu haberden kim yararlanır” sorusunu sor
5)       Haber kaynağının gizliliği ilkesini unutma
6)       Vereceğiniz haberler hasta, sakat ve çocuklara aitse, bir kez daha düşün
7)       Özel hayatı ve acıları haber yapma
8)       Acıyı duygu sömürüsü için asla kullanma
9)       Kararsız kalırsan haberden vazgeç.

Ayrıca farklı bakış açılarını da yansıtması açısından ABD kaynaklı Ek 5’te sunulan Profesyonel Gazeteciler Derneği Etik İlkeleri’nin, Ek 6’da sunulan Sağlık Habercileri Birliği’nin Etik İlkeler Beyannamesi ve Ek 7’de sunulan Amerikan Tıp Yazarları Birliği Etik İlkeleri’nin de alana yönelik önemli belgeler olduğu belirtilmelidir. Ek 11’de sunulan İngiliz Basın Meslek İlkeleri de kimi farklı noktalara işaret etmektedir. Örneğin bu ilkelerde gizlilik, taciz etme, keder ve şok durumu, çocuklar, cinsellikle ilgili durumlarda çocuklar, hastaneler ve kamu yararına ilişkin açıklamalar sağlık haberciliği açısından önemlidir.




[1] “Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi” (T.y.) 18 Ağustos 2009 tarihinde şu adreste erişilmiştir: http://www.tgc.org.tr/bildirge.html
[2] “Basın Konseyi Meslek İlkeleri” (T.y.). 12 Ocak 2013 tarihinde şu adreste erişilmiştir: http://medya-turk.net/turk-basini-meslek-ilkeleri/
[3] “Basın Ahlak Esasları” (T.y.). 12 Ocak 2013 tarihinde şu adreste erişilmiştir:http://www.medyaetikkonseyi.com/page/Basın-Ahlak-Esasları.aspx
[4] “Türkiyeli Gazeteciler İçin Etik İlkeler” (T.y.). 1 Şubat 2013 tarihinde şu adreste erişilmiştir: http://www.medyadernegi.org/wp-content/uploads/2011/09/medyaetikturk.pdf
[5] “İlkelerimiz” (T.y.). 12 Ocak 2013 tarihinde şu adreste erişilmiştir: http://www.cgd.org.tr/index.php?Did=6
[6] “Basın İlan Kurumu Teşkiline Dair 195 Sayılı Kanun’un 49’uncu Maddesinde Yer Alan Basın Ahlak Esasları Hakkında Genel Kurur Kararları” (T.y.). 12 Ocak 2013 tarihinde şu adreste erişilmiştir: http://www.bik.gov.tr/web/wp-content/uploads/2010/04/mevzuat1.pdf
[7] “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun” (T.y.). 12 Ocak 2013 tarihinde şu adreste erişilmiştir: http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/862.html
[8] “6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun” (T.y.). 12 Ocak 2013 tarihinde şu adreste erişilmiştir: http://www.rtuk.org.tr/sayfalar/IcerikGoster.aspx?icerik_id=5a3cac1e-b6d9-4b23-bc7a-8dcd671fceba
[9] “Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Reklâm Yönetmeliği” (T.y.). 12 Ocak 2013 tarihinde şu adreste erişilmiştir: http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/28482.html