3.2.Sağlık Düzenine İlişkin İlke ve Uyarılar

“Sağlık Hizmeti Sunumunda Reklam ve Tanıtım” başlıklı çalışmada Ersoy, Güler ve Giritlioğlu (2008:3-5) “sağlık alanında mevzuatın belirlediği sınırlar içinde tanıtım yapmak mümkün iken, bu alanda reklamın yaratacağı olumsuz etkiler” öngörüsüyle “açık ya da örtülü reklam” yapmanın “mümkün olan en açık biçimiyle” yasaklandığını belirtmekte; sağlık alanında yapılacak reklamların hasta ve yakınlarının sağlıklı karar verebilmelerini engelleyici, çeliştirici bir faktör olacağını, reklam yapılmasının hizmet maliyetlerini artıracağını ve bu nedenle de hizmete erişimi zorlayacağını dile getirmektedirler:
“Hekimlik mesleğinin etik kurallarının 5. Maddesinde de belirtildiği gibi hekimin öncelikli görevi, hastalıkları önlemeye ve bilimsel gerekleri yerine getirerek hastaları iyileştirmeye çalışarak insanın yaşamını ve sağlığını korumaktır. Bu çerçevede hekim, görevini yerine getirirken ticari kaygı güdemez. Bu hekimin sorumluluğunun bir parçasıdır. Reklam ise ticari amaçla yapılır (Ersoy, Güler ve Giritlioğlu, 2008:4).”
Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi’nin 8. Maddesinde şöyle denilmektedir (Zengin, 2011): “Tabiplik ve diş tabipliği; mesleklerine ve tedavi müesseselerine, ticari bir veçhe verilemez. Tabip ve dış tabibi yapacağı yayınlarda tababet mesleğinin şerefini üstün tutmaya mecbur olup her ne suretle olursa olsun yazılarda kendi reklamını yapamaz. Tabip ve diş tabibi, gazetelerde ve diğer neşir vasıtalarında reklam maliyetinde teşekkür ilanları yazdıramaz.” 9. Madde de şu şekildedir: Tabip ve dış tabibi, gazete ve sair neşir vasıtaları ile yapacağı ilanlarda ve reçete kâğıtlarında ancak ad ve soyadı ile adresini, Tababet İhtisas Nizamnamesine göre kabul edilmiş olan ihtisas şubesini, akademik unvanını ve muayene gün ve saatlerini yazabilir.”
TTB Hekimlik Mesleği Etik Kuralları Madde 11’de şöyle denilmektedir : “Hekim, mesleğini uygularken reklam yapamaz, ticari reklamlara araç olamaz, çalışmalarına ticari bir görünüm veremez; insanları yanıltıcı, paniğe düşürücü, yanlış yönlendirici, meslektaşlar arasında haksız rekabete yol açıcı davranışlarda bulunamaz. Hekim, yayın araçlarıyla yapacağı duyurularda varsa uzmanlık alanını, çalışma gün ve saatlerini bildirebilir. Tabela ve benzeri tanıtım araçlarının biçim ve boyutları yerel tabip odası tarafından saptanır.”
Ersoy, Güler ve Giritlioğlu’nun (2008:6) ifadesiyle “bu genel düzenlemeler, hekimlik mesleğine ve tedavi kurumlarına ticari bir görünüm verilmesini ve bu alanda reklam yapılmasını tartışmaya yer bırakmayacak şekilde yasaklamaktadır.”
“Özel Hastaneler Yönetmeliği”nin 27 Mayıs 2012 tarihli son değişiklikleri içeren halinde 60. Maddede “Bilgilendirme ve Tanıtım” başlığı altında şöyle denilmektedir[1]:
-  “Özel hastaneler; tıbbî deontoloji ve meslekî etik kurallarına aykırı şekilde, insanları yanıltan, yanlış yönlendiren ve talep yaratmaya yönelik, ruhsatında yazılı kabul ve tedavi ettiği uzmanlık dallarından başka hastaları kabul ve tedavi ettiği intibaını uyandıran, diğer hastaneler aleyhine haksız rekabet yaratan davranışlarda bulunamazlar ve bu mahiyette tanıtım yapamazlar. Özel hastaneler, ruhsatında kayıtlı ismi dışında başka bir isim kullanamazlar.
-  Özel hastaneler tarafından; sağlığı koruyucu ve geliştirici nitelikteki bilgilendirme ve tanıtımlar yapılabilir. Bilgilendirme ve tanıtım faaliyetleri kapsamında, yanıltıcı, abartılı, doğruluğu bilimsel olarak kanıtlanmamış bilgilere ve talep yaratmaya yönelik açıklamalara yer verilemez.
-  Özel hastaneler; hizmet alanları ve sunacağı hizmetler ile açılış bilgileri ve benzeri konularda toplumu bilgilendirmek amacıyla tanıtım yapabilir ve ilan verebilir.
-  Özel hastaneler tarafından oluşturulan İnternet sitelerinde; yer alan her türlü sağlık bilgisi, alanı ile ilgili bilgi ve tecrübeye sahip sağlık meslek mensupları tarafından verilmek zorundadır. Bu siteler aracılığıyla hiçbir şekilde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler verilemez. İnternet sayfalarında verilen bilginin, son güncelleme tarihi açıkça belirtilir.
-  Yukarıda belirtilen esaslara uymayan özel hastane sahipleri ve mesul müdürleri hakkında ilgili mevzuat hükümlerindeki müeyyideler uygulanır.”

Sağlık Bakanlığı’nın 15 Şubat 2008 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan “Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik” esasları çerçevesinde “Reklam, tanıtım ve bilgilendirme” başlıklı 29. Maddede şöyle denilmektedir[2]:
-   “(1) Sağlık kuruluşları tarafından reklam yapılamaz.
-   (2) Sağlık kuruluşları tarafından, tıbbi deontoloji ve mesleki etik kurallarına aykırı, insanları yanıltan, yanlış yönlendiren, talep yaratmaya yönelik, doğruluğu bilimsel olarak kanıtlanmamış veya yerleşik tıbbi metot haline gelmemiş uygulamalara dayalı tanıtım yapılamaz ve diğer sağlık kuruluşları aleyhine haksız rekabet yaratan davranışlarda bulunulamaz.
-   (3) Tabelaları ile basılı ve elektronik ortam materyallerinde, ruhsatnamesinde kayıtlı sağlık kuruluşu ismi dışında başka bir isim kullanılamaz.
-   (4) Sağlık kuruluşları, sağlığı koruyucu ve geliştirici nitelikte bilgilendirme yapabilir. Birinci fıkra hükümlerine aykırı olmamak kaydıyla açılışı, hizmet alanları ve sunduğu hizmetler ile ilgili konularda toplumu bilgilendirmek amacıyla tanıtım yapabilir ve ilan verebilir. Ancak, bilgilendirme ve tanıtım faaliyetleri kapsamında yanıltıcı, abartılı, doğruluğu bilimsel olarak kanıtlanmamış bilgilere ve talep yaratmaya yönelik açıklamalara yer verilemez.
-   (5) Sağlık kuruluşları tarafından her türlü yayın mecralarında yer alan sağlık bilgileri, konusuna göre yetkili sağlık meslek mensupları tarafından verilmek zorundadır. Bu mecralar yoluyla yapılan bilgilendirme ve tanıtımlar, hastayı ilgili sağlık kuruluşuna doğrudan veya dolaylı biçimde yönlendirecek içerikte olamaz.
-   (6) Bu maddede belirtilen esaslara uymayan sağlık kuruluşlarının işletenleri ve mesul müdürleri hakkında ilgili mevzuat hükümlerindeki müeyyideler uygulanır.”

Ayrıca şu düzenlemelerde de reklam, tanıtım ve bilgilendirme konularına değinilmektedir (Ersoy, Güler ve Giritlioğlu, 2008:10-27): “Akupunktur Tedavisi Uygulanan Özel Sağlık Kuruluşları ile Bu Tedavinin Uygulanması Hakkında Yönetmelik”in 28. Maddesi, “Ambulanslar ve Acil Sağlık Araçları ile Ambulans Hizmetleri Yönetmeliği”nin 33. Maddesi, “Hiperbarik Oksijen Tedavisi Uygulanan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik”in 37. Maddesi, “İlkyardım Yönetmeliği”nin 30. Maddesi, “Evde Bakım Hizmetleri Sunumu Hakkında Yönetmelik”in 30 Maddesi, “Kordon Kanı Bankacılığı Yönetmeliği”nin 24. Maddesi, “Ticari Reklam ve İlanlara İlişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik”, ayrıca “Sağlık Uygulama Tebliği”, “Optisyenlik Hakkında Kanun”, “Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun”, “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”, ilaç reklam ve propagandasıyla ilgili olarak ise “İspençiyarı ve Tıbbi Müstehzarlar Kanunu”, “Nüfus Planlaması Hakkında Kanun.”
Sağlık konulu yayıncılığın bir de Sağlık Bakanlığı dışındaki boyutundan da söz etmek gerekir. Ülkemizde  takviye edici gıdalar ile birlikte tüm gıda ve gıda ile temas madde ve malzemelerin izin, tescil, denetim ve kontrolleri yeni adıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yürütülmektedir. Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen denetim ve kontrollerde Bakanlıktan izin almış kimi gıda maddelerinin ve özellikle de takviye edici gıdaların reklam, tanıtım ve sunumunda zaman zaman mevzuata aykırı uygulamalar tespit edilmektedir (Aydar, 2010).
“Takviye Edici Gıda” 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun’da şöyle tanımlanmaktadır: “Bir ya da birden fazla besin öğeleri; vitamin, mineral, protein, bitki, botanik, bitkisel kaynaklı maddeler, amino asitler ve benzeri bileşenler ile bunların konsantresi ve/veya ekstraktlarından oluşan ve günlük alım dozu belirlenmiş ürünler.” Bakanlık, vitamin ve mineraller için günlük izin verilecek maksimum limitleri belirlemiştir. Gıda takviyesi bileşiminde bulunan bitkiler de ayrıca araştırılmakta ve listelenmektedir.
Takviye edici gıdalar; gıda satış noktalarında, eczanelerde, güzellik merkezlerinde, İnternette, televizyon reklamları aracılığıyla faks ve telefon gibi elektronik ticaret araçları ile posta ile sipariş yöntemi kullanılarak ya da distribütörler aracılığıyla pazarlanabilmektedir. Medya aracılığıyla gerçekleştirilen satışlarda sıklıkla karşılaşılan sorunlar şunlardır  (Aydar, 2010):
-   “İzin ve tescili olmayan gıdalar satışa sunulmakta,
-   Denetim ile bileşiminde insan sağlığını tehlikeye soktuğu tespit edilerek ihtiyati tedbir kararı alınan gıdalar satışa sunulmakta,
-   Etiket bilgileri ya da ürünün tanıtımı amacıyla hazırlanan reklam, yayın ve ilanlar Türk Gıda Kodeksi-Gıda Maddelerinin Genel Etiketleme ve Beslenme Yönünden Etiketleme Tebliği’ne ve tüketici ile rekabeti olumsuz etkileyecek ifadeler içermekte,
-   Satışa sunulan ürünlerle ilgili Bakanlığa ait onayları olduğuna dair yalan beyanda bulunulmakta,
-   Kendilerine ait olmayan firma ve ürünlerin üretim izni numaraları kullanılmakta,
-   Piyasada isim yapan ürünlerin taklitleri satışa sunulmakta,
-   Türkçe etiket bilgileri bulunmayan, yurda nasıl girdiği tespit edilemeyen ürünler satışa sunulmakta,
-   İnternet, televizyon reklamları aracılığıyla faks – telefon gibi elektronik ticaret araçları posta ve distribütörler vasıtasıyla sipariş vb. pazarlama yöntemleri kullanıldığında işyeri adreslerine ulaşılamamakta ve 5179 sayılı Kanun kapsamında yapılması gereken denetim ve idari yaptırımlar (İdari para cezası, faaliyetten men ve ürünlere el koyma vb.) gerçekleştirilememektedir.
-   Yapılan tanıtım ve reklamlarla yanlış yönlendirilen tüketicilerin ürünün oluşabilecek yan etkilerini göz ardı ederek kontrolsüz miktarlarda bu ürünleri tükettiği ve daha sonrasında fiziksel ve psikolojik rahatsızlıklar geçirdiği Sağlık Bakanlığı bildirimlerinden anlaşılmaktadır.”

1 Şubat 2010’da içeriğinde bitkisel bileşenler bulunan ve gıda takviyesi adı altında satışa sunulan ürünlere ilişkin olarak medyada yayımlanan içeriklerde bu ürünlerin zayıflama, kilo aldırma, cinsel performans artırma, başta kanser olmak üzere kolesterol, şeker, tansiyon, sedef, egzama, kalp, karaciğer, üriner ve genital sistem rahatsızlıkları gibi birçok hastalığı önleyebileceği ya da tedavi edebileceği yönünde etkilere sahip olduğuna ilişkin “tüketiciyi yanıltıcı” pazarlama faaliyetleri üzerine, o günkü adıyla, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı kapsamlı bir toplantı düzenlemiştir. Toplantıya İçişleri Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Gümrük Müsteşarlığı, RTÜK, Rekabet Kurumu, TİB, Ankara ve İstanbul İl Sağlık Müdürlükleri temsilcileri katılmıştır. Daha dar kapsamlı bir toplantı da 22 Mart 2010’da ve ardından da medya temsilcilerinin de katılımıyla bir başka toplantı 24 Haziran 2010’da gerçekleştirilmiştir. Toplantıların ardından Sanayi Bakanlığı Reklam Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada "ilaç gibi tanıtımı yapılarak insan sağlığına zararlı madde ihtiva ettiği tespit ettiği tespit edilen ürünlerle ilgili toplam 13 ürün ve satışa sunulduğu 268 İnternet sitesi hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğu” belirtilmiştir (Aydar, 2010).
Ersoy, Güler ve Giritlioğlu’nun (2008:8) ifadesiyle, yasal düzenlemeler hekimler ve sağlık kuruluşları tarafından mevzuatta gösterilen sınırlar içinde kalmak kaydı ile tanıtım yapılabileceğini, kişilerin evrensel kabul görmüş bilimsel doğrular dışığında ve yine mevzuattaki sınırlamalara uygun olarak bilgilendirilebileceğini, ancak bu tanıtımların reklam niteliğinde olmaması gereğini ortaya koymaktadır. Ersoy, Güler ve Giritlioğlu (2008:8-9) “Sağlık hizmeti sunumunda ilgili hukuksal düzenlemelerin izin verdiği çerçevenin dışında yapılan yayınlar öncelikle tabip odaları ve il sağlık müdürlükleri ile Reklam Kurulu tarafından incelenerek sorumlular hakkında yaptırımlar uygulanır” demektedir. Tabip odaları uyarma, para cezası ya da 15 günden 6 aya kadar meslekten men cezalarından birini verebilmektedir. İl sağlık müdürlükleri tarafından özel hastanelerin tanıtım kurallarına aykırı davranmaları durumunda mesul (sorumlu) müdür uyarılmakta, aykırılığın giderilmemesi durumunda hastanenin tamamında sürekli olarak poliklinik hizmetlerinin durdurulmasına karar verilebilmektedir. Ayakta teşhis ve tedavi kuruluşlarında ise 5 gün süreyle faaliyet durdurma yaptırımı uygulanabilmektedir. Yapılan yayınlar Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 16. Maddesi ve Reklam Kurulu tarafından belirlenmiş ilkelere aykırılık taşıyorsa, Reklam Kurulu değerlendirmesi sonucunda yayın ve ihlalin niteliğine göre 6 bin TL’den 120 bin TL’ye kadar para cezası, yayın durdurma cezası ve yayın düzeltilmesi cezalarından biri ya da bir kaçına hükmedilebilmektedir.




[1] “Özel Hasatneler Yönetmeliği Son Hali” (T.y.). 12 Ocak 2013 tarihinde şu adreste erişilmiştir: http://www.saglikaktuel.com/haber/ozel-hastaneler-yonetmeligi-son-hali-13680.htm
[2] “Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik” (T.y.). 12 Ocak 2013 tarihinde şu adreste erişilmiştir: http://www.istanbulsaglik.gov.tr/w/sb/tipmslk/pdf/ayakta_teshis_yon.pdf