“ELBİRLİĞİ…”
Bu projeyi belki de özetleyebilecek
en iyi kelimenin bu olduğunu düşünüyorum. Çünkü proje düşüncesinin aklımıza
geldiği ilk günden bu yana geçen yaklaşık 3,5 yıllık süre içinde kelimenin tam
anlamıyla ortaya çıkan her şey bir elbirliğinin ürünü…
İlk günden başlayacak olursam; ilk
kez 18 Ocak 2006’da TÜBİTAK tarafından Ankara’da gerçekleştirilen bir
toplantıda bilim haberciliği konusundaki eksiklikler karşısında iletişim
fakültelerinin ne yapabilecekleri konuşulmuştu. Anadolu Üniversitesi İletişim
Bilimleri Fakültesi’ni temsilen de toplantıya “dekan yardımcısı” olarak ben
katılmıştım. Konuşulan pek çok şey arasında, içerik analizi yöntemiyle yaptığım
çalışmalarla kazandığım tecrübeye de güvenerek, bugünkü bilim ve teknoloji
haberciliğinin ne düzeyde olduğunu tanımlamak adına bu yöntemle bir çalışma
yürüterek “fotoğrafı” ortaya koyabileceğimizi ifade etmiştim. Sonra
dekanlığımız bu teklifime pek de ilgi göstermemişti ve o günkü notlarım
ajandamın arasında beklemeye başlamıştı…
İdari görevimin ardından yeni bir
çalışma konusu düşündüğüm bir sırada, Arş. Gör. Avukat Barış Günaydın’la bu
konuyu görüştük. Ancak “bilim haberciliği” konusunda TÜBİTAK’a bir içerik
analizi uygulaması önerisinin verildiğini öğrendik. Bunun üzerine Günaydın’ın o
sıralarda üzerinde çalıştığı “sağlık haberciliği” konusu gündeme geldi. Doğrusu
TÜBİTAK toplantısında konuşulan konu her ne kadar “bilim haberciliği” olsa da
ajandama aldığım notlara baktığımda verilen örneklerin pek çoğunun “sağlık
haberciliği” alanına işaret ettiğini gördüm.
Sonra ekibi toplamaya başladık.
İstatistik uygulamaları için Bülent Batmaz, doktora tez konusu araştıran Öğr.
Gör. Asuman Kaya, Arş. Gör. Pelin Öğüt, Uz. Hande Demiroğlu, Selçuk
Üniversitesi’nden yakın arkadaşım, benim gibi proje devam ederken profesör
atanan Ahmet Yalçın Kaya ve daha birçok tanıdık isimle görüşme yaptık. “Olmaz”
diyenler oldu, “olur” dediği halde gelmeyenler oldu, “olur” diyerek gelip bir
zaman sonra gidenler oldu, yeni arkadaşlar aramıza katıldı. Raporun sonunda
“Emeği Geçenler ve Teşekkürler” başlığı altında adlarına yer verdiğimiz daha
pek çok kişi, araştırmanın her bir boyutunda el verdi, emek harcadı, katkıda
bulundu.
Proje önerimizi İnternet üzerinden
yükleyerek başvurumuzu yaptığımız günü hatırlıyorum… Herkes bir şeyleri
yetiştirmenin peşindeydi. Kaynakça, özet, tercüme, bütçe, unutulanlar, eksik
kalanlar. Hepsi son saat, son 10 dakika, son bir dakika ve neredeyse son
saniyede tamamlandı.
Sonra projenin kabul edildiğini
öğrendiğim anı hatırlıyorum… Beni hiçbir başka akademik başarı bu kadar
sevindirmemişti.
Adeta bir fabrika gibi çalıştık.
Görüşmelerin tamamlanması, deşifresi, analizi, ardından medya içeriklerine
yönelik içerik analizi, kodlayıcıların eğitimi, kodlamaların tamamlanması ve
analizi, anket sorularının hazırlanması, anketin uygulanması, denetimi,
raporunun yazılması, anket sonrası görüşmeler, deşifreler, literatür için
kaynak toplanması, yazılması…
Sahip olduğumuz bütçeyi
kullanabilmek bile ayrı bir sorundu. Önce TÜBİTAK’tan onaylanan bütçe dışında,
alamadığımız bütçe rakamı için Anadolu Üniversitesi Bilimsel Araştırma
Komisyonu’na başvurduk. Birkaç ay içinde “kabul” aldık. Sonra her iki taraf
için neyi nasıl harcayabileceğimize ilişkin ayrı formlar, usuller ve piyasa
araştırması yöntemleriyle tanıştık. Kısmen de olsa neyin nasıl yapılacağına
ilişkin bir “rehber” hazırlayabilecek yetkinliğe eriştik. Ancak bu arada
sürekli rahatsız ettiğim Anadolu Üniversitesi Proje Birimi Mali İşler
Yetkilisi, Enstitü Sekreteri Mensur Özçelik’in ve çalışma arkadaşlarının
emeklerine, tecrübelerine ve mali konulardaki yardımlarına ayrıca teşekkür
etmeliyim.
Derken, günler haftaları, haftalar
ayları ve aylar da yılları kovaladı. Resmi olarak 1 Nisan 2010’da başlayan TÜBİTAK
proje süremiz, 1 Nisan 2013 tarihinde tamamlandı.
Şimdi de kısa bir yeniden okuma ve
değerlendirme fırsatı bulduğumuz raporumuzun Anadolu Üniversitesi Bilimsel
Araştırma Komisyonu’nca desteklenen ayağını tamamlıyor ve raporumuza son halini
veriyoruz.
Benim için başlangıçta hiç de
tahmin edemediğim kadar stresli geçen bir proje dönemi de böylece tamamlanıyor.
Doğrusu bu kadar büyük bir araştırma hacmine ulaşacağımızı tahmin etmemiştim.
Proje yöneticisi olarak en çok elbirliğini sağlamakta zorlandım. Çünkü genel
olarak “elbirliği” ile bir şeyleri tamamlamaya pek de alışık olmadığımızı
gördüm.
Adeta büyük bir senfoni
orkestrasını yönetmeye çalışmak gibiydi geçen günler… Ee, tabi yalnızca
yönetici olmak değil; kimi zaman davul, kimi zaman keman, kimi zaman zil çalmak
zorunda da kaldım.
Bir yandan proje devam ederken
üniversitedeki ve fakültedeki görev ve sorumluluklarım da artmıştı. Anadolu
Üniversitesinin haftalık kurum içi iletişim gazetesi Anadolu Haber’in yazı
işleri müdürlüğü görevim hâlâ devam ediyor. Diğer yandan 2010 yılında profesör
atandım ve ardından bölüm başkanlığı görevini kabul ettim. İlk işim ders
programlarını güncellemek oldu. Bu bağlamda meslekte uzmanlaşma adına ilk
adımları atarak “Bilim, Teknoloji ve Sağlık Haberciliği” dersini programa
koydum. Projemiz bursiyeri Öğr. Gör. Asuman Kaya halen bu dersi veriyor.
Diğer yandan yüksek lisans ve
doktora tezlerinden de söz etmeliyim. Projemiz bursiyerlerinin önemli bir kısmı
“sağlık haberciliği” alanında farklı konularda tezler tamamladılar ya da
tamamlamak üzereler. Bunların da alana büyük bir katkı sağladığını ve atılan
bir tek tohumun giderek büyüyen bir ormana dönüştüğünü düşünüyorum.
Hepimiz çok şey öğrendik bu süreç
boyunca. Öncelikle araştırma yöntemleri konusunda… Uygulama konusunda…
Türkiye’nin belki de en büyük örneklem rakamlarına sahip görüşme ve içerik
analizi çalışmalarını gerçekleştirdik. Büyük rakamlarla çalışmak, büyük
ekipleri yönetmek konusunda tecrübeler kazandık. Bilgisayar teknolojileri
konusunda da deneyimlerimiz oldu. Türkiye’de ilk kez özel bir yazılım
geliştirerek onlarca kodlayıcıyla İnternet üzerinden içerik analizi uygulaması
gerçekleştirdik. Eskişehir, Konya, İstanbul ve Ankara’dan video konferans
yöntemiyle toplantılar yaptık. İki kez çalıştay düzenledik. Öğrencilere eğitim
verdik, yetiştirmeye çalıştık.
Bütün süreç maraton gibi bir bayrak
yarışına da dönüştü… 80’e yakın kişinin projeyle şu ya da bu şekilde
“tanışıklığı” oldu. Önemli bir kısmı az ya da çok ama bir şekilde katkı
sağladı. Herkesin “çorbada en az bir tutam katkısının” olduğunu düşünüyorum.
Onlardan bir teki eksik olsa, emin olun, bu proje raporu bu şekilde olmazdı.
Hepimiz bir şeyler denedik, yanıldık, en iyisini yapmaya çalıştık. Eksiğiyle,
fazlasıyla, eğrisiyle, doğrusuyla ve varsa göremediğimiz yanlarıyla,
yanlışlarıyla bu rapor, hepimizin “iyi niyetli” ortak bir ürünü…
Bu nedenle proje yöneticisi olarak burada
adlarını teker teker sayamadığım emeği geçen herkese teker teker teşekkür etmek
istiyorum.
Her şeyden ötede ve ayrıca; projede
emeği geçen herkes adına, bize bu çalışma imkânını sağlayan TÜBİTAK’a ve Sosyal
Bilimler Araştırma Grubu’na, Anadolu Üniversitesi’ne ve Proje Birimi’ne
teşekkür etmeliyim. Minnettarız…
Öte yandan özür dilemek
istediklerim de var. En başta sevgili eşim. Ona ayırmam gereken zamanın önemli
bir kısmını projeye harcadım. Sonra Samsun’daki ailem... Ne yazık ki onları da
yeterince göremedim, ziyaret edemedim. Sonra fakültedeki öğrencilerim. Onlara
ders saatleri dışında ayırmam gereken zamanın önemli bir kısmında da projeyle
meşguldüm. Fakültede benimle işi olan herkes için de aynı mazeret geçerliydi.
Meşguldüm… Hepinizde gösterdiğiniz anlayış ve sabır için teşekkür eder ve
tekrar sizlerden özür dilerim. Umarım bundan sonra hep birlikte daha fazla
zaman geçirebiliriz.
Umarım siz de bu projeyle ortaya
konulan araştırma raporunu beğeniyle okur ve faydalanırsınız. Çünkü gerçekten
büyük bir emeğin ve özverinin ürünü olarak hazırlandı…
Prof.
Dr. Erkan YÜKSEL
Proje
Yöneticisi
Anadolu
Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi
14
Haziran 2013-Eskişehir
BAŞLANGIÇTA büyük bir
çalışma olması planlanmıştı. Ancak başlangıcın verdiği heyecanla bu kadar
büyük, bu kadar geniş bir çalışma olacağını tahmin edemedik. Ama oldu.
Böylesine geniş, böylesine büyük bir projeyi başarıyla bitirmiş olmak büyük
keyif, büyük bir mutluluk.
Ardı arkası kesilmeyen
Konya-Eskişehir görüşmeleri, seyahatler. Bir işi bitirmenin heyecanıyla
gidişler, bir işi halletmenin mutluluğu ve yorgunluğuyla dönüşler. Ancak her
telefon görüşmesinin her sehayatin ardından kadim bir dostla, gerçek bir bilim
insanıyla bir araya gelmenin verdiği mutluluk.
Bu zorlu sürecin farklı
aşamalarında çok sayıda kişiyle birlikte olduk. Bazılarıyla çalıştık,
bazılarından danışmanlık aldık, bazılarının eleştirilerini veya övgülerini
dinledik. Bulunduğumuz şu noktada hepsine teşekkür etmemiz gerektiğine
inanıyorum. Onlar olmasaydı, bu proje bu haliyle olamazdı. Bizlere
kattıklarınız için teşekkür ederim.
Ve Abdullah. Zor zamanların, zor
işlerin kurtarıcısı. Sessiz, sakin halledilen işler. İşlenen datalar,
bilgisayarın önünde SPSS’le geçen saatler, geceler. Sen olmasaydın olmazdı.
Bizimle birlikte olduğunun için sonsuz teşekkürler.
Ve Barış. Bu projede hep yanımda
olduğun için, yüzümü hep ağarttığın için, iyi bir öğrenci olduğun, iyi bir
akademisyen olacağın için teşekkür ederim. Yolun açık olsun.
Ve Erkan. 25 yıla yaklaşan,
bundan sonra da devam edeceğine inandığım dostluğun için, bu projede olma, bu
projede başarıyı paylaşma şansı verdiğin için, zor zamanlarımda hep yanımda
olduğun için teşekkür ederim.
Prof.
Dr. A. Yalçın KAYA
Selçuk
Üniversitesi İletişim Fakültesi
29
Mart 2013-Konya
SEVGİLİ ARKADAŞIM, meslektaşım
Erkan’ın bir TÜBİTAK projesi yürüttüğünü daha önce duymuştum. Ama bir türlü
fırsat olup da proje üzerine konuşamamıştık. 2012’nin Ağustos ayının sonlarında
bir gün Erkan aradı ve projeden bahsedip yardımıma ihtiyaçları olduğu söyledi.
Projenin içeriğini ve benden istenilenleri dinleyince hiç düşünmeden “Elbette”
dedim ve projeye dâhil oldum. Erkan, büyük bir veri topladıklarını ve bu
verinin proje amacına uygun olacak şekilde analiz edilmesi gerektiğini
söylemişti. İlk zamanlar projenin başından beri yapılanları gözden geçirme,
değerlendirme dönemim oldu. Yapılan iş gerçekten büyük emek ve çaba gerektiren
bir işti. İçerik analizi için basın, televizyon ve İnternetten elde edilen
verileri ilk ele aldığımda gerçekten heyecanlanmıştım. Akademik hayatım boyunca
hep verilerle ilgilenmiş, analiz etmiş, değerlendirmiştim ama bu büyüklükte bir
veriyle ilk defa çalışacaktım. Her biri için yapacağımız yeniden kodlamalarla
birlikte 100 den fazla sütun ve basın için 39652, televizyon için 10408 ve
internet için 9004 satırdan oluşan üç ayrı veri setimiz vardı. Bu büyüklükte
bir veriyle çalışmak, hem heyecan verici hem de çok keyifliydi. Elbette
verilerin düzeltilmesi, hataların ayıklanması zorlu oldu, bizi çok uğraştırdı
ama veriler düzelip analizleri yapıp sonuçları almaya başlayınca bütün
zorlukları unutmuştuk. Sonra raporumuz üzerinde yaptığımız bitmeyen,
düzeltmelerimiz, eklemelerimiz, çıkarttıklarımız…
Sonuç olarak elinizde tuttuğunuz
rapor, emeği olan herkesin katkı yaptığı, özveriyle ve emekle hazırlanmış bir
çalışma oldu. Böyle bir projenin parçası olmanın yaşattığı deneyim, keyif ve mutluluğu
her zaman hatırlayacağım.
Prof.
Dr. Abdullah KOÇAK
Selçuk
Üniversitesi İletişim Fakültesi
25
Mart 2013-Konya
BİLGİ SİSTEMLERİ ve veri
tabanı yönetim sistemleri ile 15 yılı aşkın bir süredir yoğun olarak
çalışmaktayım. Özellikle öğrenci bilgi sistemleri, endüstriyel bilgi sistemleri
gibi özel alanlarda birçok çalışma gerçekleştirdim. Ancak bu proje ele aldığı
konu ve veri yapısı itibarıyla daha önceki deneyimlerimden oldukça farklı bir
yapıdaydı. Bu açıdan baktığımda proje bana farklı bilim dallarından çok sayıda
değerli insan ile çalışma imkânı vermesinin dışında içerik kodlama bilgi
sistemi tasarımı ve yürütülmesine yönelik çok önemli deneyimler kazandırmıştır.
Proje süresince çalışma arkadaşım Kutlu Akçoral ile Interpress Medya
Takip Merkezinden metin, grafik ve video içeriklerin otomatik olarak transfer
edilmesi, içeriklerin kodlanmasına yönelik bilgi sisteminin geliştirilmesi,
anlık raporlama ve kontrol mekanizmalarının üretilmesinde uzun ve keyifli bir
proje dönemi geçirdiğimizi düşünüyorum.
Proje süresince ekip arkadaşlarımız haber metin ve videolarını okuyup,
izleyip değerlendirirken bizler de bu metinleri bilgi sistemleri ile otomatik
olarak anlamlandırmaya çalışan sistemler üzerinde çalıştık. Bu aşamada sağlık
haber metinlerinde yer alan 352.314.780 adet kelimeyi ayrıştırıp sınıflayan
algoritmalar üzerinde çalışma fırsatı bulduk. Bu deneyimler sonraki
çalışmalarımız için bize yol gösterecek sonuçlar elde etmemizi sağlamıştır.
Çalışma süresince bize motivasyon kaynağı olan Prof. Dr. Erkan Yüksel’e,
içerik analizi için geliştirdiğimiz ara-yüzlere sabırla ve gayretle uzun
süreler bakan tüm ekip arkadaşlarımıza çok teşekkür ederim.
Yrd.
Doç. Dr. Sinan Aydın
Anadolu
Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
22
Mart 2013-Eskişehir