SAĞLIK KONULU YAYINCILIK ARAŞTIRMASI TAMAMLANDI

Uzun süredir yaz(a)mıyorum… Nihayet, neredeyse tüm varlığımı esir ettiğim “Türkiye’de Sağlık Konulu Yayıncılık İlkelerinin Belirlenmesi: Kaynak, İleti ve Hedef Kitle Bağlamında Sağlık Konulu Yayınların Analizi” başlıklı projemizin TÜBİTAK ayağı geçtiğimiz Cuma günü saat 18.17’de benim için “önemli ölçüde” tamamlandı…
Türkiye’nin iletişim bilimi alanında belki de en kapsamlı araştırmasını yaklaşık 80 kişilik bir “emek verenler” listesiyle tamamladık.
Şimdilik sonuçları sizlerle paylaşamıyorum. Proje raporunun –inşallah- onaylanmasının ardından daha çok şey yazacak ve konuşacağız…
Bu yazıda ise hem projenin kısa bir öyküsünü sizlere anlatacağım hem de emeği geçenlere bir kez de sizlerin huzurunda teşekkür edeceğim.
PROJENİN HİKAYESİ…
Proje raporumuzun önsözünde de belirttiğim gibi bu çalışmayı özetleyebilecek belki de en iyi kelimenin “elbirliği” olduğunu düşünüyorum. Çünkü proje düşüncesinin aklımıza geldiği ilk günden bu yana geçen yaklaşık 3,5 yıllık süre içinde kelimenin tam anlamıyla ortaya çıkan her şey bir elbirliğinin ürünü…
İlk günden başlayacak olursam; ilk kez 18 Ocak 2006’da TÜBİTAK tarafından Ankara’da gerçekleştirilen bir toplantıda bilim haberciliği konusundaki eksiklikler karşısında iletişim fakültelerinin ne yapabilecekleri konuşulmuştu. Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi’ni temsilen de toplantıya “dekan yardımcısı” olarak ben katılmıştım. Konuşulan pek çok şey arasında, içerik analizi yöntemiyle yaptığım çalışmalarla kazandığım tecrübeye de güvenerek, bugünkü bilim ve teknoloji haberciliğinin ne düzeyde olduğunu tanımlamak adına bu yöntemle bir çalışma yürüterek “fotoğrafı” ortaya koyabileceğimizi ifade etmiştim. Sonra dekanlığımız bu teklifime pek de ilgi göstermemişti ve o günkü notlarım ajandamın arasında beklemeye başlamıştı…
İdari görevimin ardından yeni bir çalışma konusu düşündüğüm bir sırada, Arş. Gör. Avukat Barış Günaydın’la bu konuyu görüştük. Ancak “bilim haberciliği” konusunda TÜBİTAK’a bir içerik analizi uygulaması önerisinin verildiğini öğrendik. Bunun üzerine Günaydın’ın o sıralarda üzerinde çalıştığı “sağlık haberciliği” konusu gündeme geldi. Doğrusu TÜBİTAK toplantısında konuşulan konu her ne kadar “bilim haberciliği” olsa da ajandama aldığım notlara baktığımda verilen örneklerin pek çoğunun “sağlık haberciliği” alanına işaret ettiğini gördüm.
Sonra ekibi toplamaya başladık. İstatistik uygulamaları için Bülent Batmaz, doktora tez konusu araştıran Öğr. Gör. Asuman Kaya, Arş. Gör. Pelin Öğüt, Uz. Hande Demiroğlu, Selçuk Üniversitesi’nden yakın arkadaşım, benim gibi proje devam ederken profesör atanan Ahmet Yalçın Kaya ve daha birçok tanıdık isimle görüşme yaptık. “Olmaz” diyenler oldu, “olur” dediği halde gelmeyenler oldu, “olur” diyerek gelip bir zaman sonra gidenler oldu, yeni arkadaşlar aramıza katıldı. Raporun sonunda “Emeği Geçenler ve Teşekkürler” başlığı altında adlarına yer verdiğimiz daha pek çok kişi, araştırmanın her bir boyutunda el verdi, emek harcadı, katkıda bulundu.
Proje önerimizi İnternet üzerinden yükleyerek başvurumuzu yaptığımız günü hatırlıyorum… Herkes bir şeyleri yetiştirmenin peşindeydi. Kaynakça, özet, tercüme, bütçe, unutulanlar, eksik kalanlar. Hepsi son saat, son 10 dakika, son bir dakika ve neredeyse son saniyede tamamlandı.
Sonra projenin kabul edildiğini öğrendiğim anı hatırlıyorum… Beni hiçbir başka akademik başarı bu kadar sevindirmemişti.
Adeta bir fabrika gibi çalıştık. Görüşmelerin tamamlanması, deşifresi, analizi, ardından medya içeriklerine yönelik içerik analizi, kodlayıcıların eğitimi, kodlamaların tamamlanması ve analizi, anket sorularının hazırlanması, anketin uygulanması, denetimi, raporunun yazılması, anket sonrası görüşmeler, deşifreler, literatür için kaynak toplanması, yazılması…
SORUNLAR VE ÇÖZÜMLER
Sahip olduğumuz bütçeyi kullanabilmek bile ayrı bir sorundu. Önce TÜBİTAK’tan onaylanan bütçe dışında, alamadığımız bütçe rakamı için Anadolu Üniversitesi Bilimsel Araştırma Komisyonu’na başvurduk. Birkaç ay içinde “kabul” aldık. Sonra her iki taraf için neyi nasıl harcayabileceğimize ilişkin ayrı formlar, usuller ve piyasa araştırması yöntemleriyle tanıştık. Kısmen de olsa neyin nasıl yapılacağına ilişkin bir “rehber” hazırlayabilecek yetkinliğe eriştik. Ancak bu arada sürekli rahatsız ettiğim Anadolu Üniversitesi Proje Birimi Mali İşler Yetkilisi, Enstitü Sekreteri Mensur Özçelik’in ve çalışma arkadaşlarının emeklerine, tecrübelerine ve mali konulardaki yardımlarına ayrıca teşekkür etmeliyim.
Derken, günler haftaları, haftalar ayları ve aylar da yılları kovaladı. Resmi olarak 1 Nisan 2010’da başlayan proje süremiz, 1 Nisan 2013 tarihinde tamamlandı.
Benim için başlangıçta hiç de tahmin edemediğim kadar stresli geçen bir proje dönemi tamamlanmış oldu. Doğrusu bu kadar büyük bir araştırma hacmine ulaşacağımızı tahmin etmemiştim. Proje yöneticisi olarak en çok elbirliğini sağlamakta zorlandım. Çünkü genel olarak “elbirliği” ile bir şeyleri tamamlamaya pek de alışık olmadığımızı gördüm.
Adeta büyük bir senfoni orkestrasını yönetmeye çalışmak gibiydi geçen günler… Ee, tabi yalnızca yönetici olmak değil; kimi zaman davul, kimi zaman keman, kimi zaman zil çalmak zorunda da kaldım.
YENİ BİR DERS DOĞDU
Bir yandan proje devam ederken üniversitedeki ve fakültedeki görev ve sorumluluklarım da artmıştı. Anadolu Üniversitesinin haftalık kurum içi iletişim gazetesi Anadolu Haber’in yazı işleri müdürlüğü görevim hâlâ devam ediyor. Diğer yandan 2010 yılında profesör atandım ve ardından bölüm başkanlığı görevini kabul ettim. İlk işim ders programlarını güncellemek oldu. Bu bağlamda meslekte uzmanlaşma adına ilk adımları atarak “Bilim, Teknoloji ve Sağlık Haberciliği” dersini programa koydum. Projemiz bursiyeri Öğr. Gör. Asuman Kaya halen bu dersi veriyor.
Diğer yandan yüksek lisans ve doktora tezlerinden de söz etmeliyim. Projemiz bursiyerlerinin önemli bir kısmı “sağlık haberciliği” alanında farklı konularda tezler tamamladılar ya da tamamlamak üzereler. Bunların da alana büyük bir katkı sağladığını ve atılan bir tek tohumun giderek büyüyen bir ormana dönüştüğünü düşünüyorum.
ÇOK ŞEY ÖĞRENDİK
Hepimiz çok şey öğrendik bu süreç boyunca. Öncelikle araştırma yöntemleri konusunda… Uygulama konusunda… Türkiye’nin belki de en büyük örneklem rakamlarına sahip görüşme ve içerik analizi çalışmalarını gerçekleştirdik. Büyük rakamlarla çalışmak, büyük ekipleri yönetmek konusunda tecrübeler kazandık. Bilgisayar teknolojileri konusunda da deneyimlerimiz oldu. Türkiye’de ilk kez özel bir yazılım geliştirerek onlarca kodlayıcıyla İnternet üzerinden içerik analizi uygulaması gerçekleştirdik. Eskişehir, Konya, İstanbul ve Ankara’dan video konferans yöntemiyle toplantılar yaptık. İki kez çalıştay düzenledik. Öğrencilere eğitim verdik, yetiştirmeye çalıştık.
Bütün süreç maraton gibi bir bayrak yarışına da dönüştü… 80’e yakın kişinin projeyle şu ya da bu şekilde “tanışıklığı” oldu. Önemli bir kısmı az ya da çok ama bir şekilde katkı sağladı. Herkesin “çorbada en az bir tutam katkısının” olduğunu düşünüyorum. Onlardan bir teki eksik olsa, emin olun, bu proje raporu bu şekilde olmazdı. Hepimiz bir şeyler denedik, yanıldık, en iyisini yapmaya çalıştık. Eksiğiyle, fazlasıyla, eğrisiyle, doğrusuyla ve varsa göremediğimiz yanlarıyla, yanlışlarıyla bu rapor, hepimizin “iyi niyetli” ortak bir ürünü…
Bu nedenle proje yöneticisi olarak burada adlarını teker teker sayamadığım emeği geçen herkese teker teker teşekkür etmek istiyorum.
TEŞEKKÜRLER VE ÖZÜR
Her şeyden ötede ve ayrıca; projede emeği geçen herkes adına, bize bu çalışma imkânını sağlayan TÜBİTAK’a ve Sosyal Bilimler Araştırma Grubu’na, Anadolu Üniversitesi’ne ve Proje Birimi’ne teşekkür etmeliyim. Minnettarız…
Öte yandan özür dilemek istediklerim de var. En başta sevgili eşim. Ona ayırmam gereken zamanın önemli bir kısmını projeye harcadım. Sonra Samsun’daki ailem... Ne yazık ki onları da yeterince göremedim, ziyaret edemedim. Sonra fakültedeki öğrencilerim. Onlara ders saatleri dışında ayırmam gereken zamanın önemli bir kısmında da projeyle meşguldüm. Fakültede benimle işi olan herkes için de aynı mazeret geçerliydi. Meşguldüm… Hepinizde gösterdiğiniz anlayış ve sabır için teşekkür eder ve tekrar sizlerden özür dilerim. Umarım bundan sonra hep birlikte daha fazla zaman geçirebiliriz.
EMEĞİ GEÇENLER
Proje raporumuzu ve bulgularımızı şimdilik sizinle paylaşamıyorum. Raporun –inşallah- onaylanmasının ardından daha çok şey yazıp üzerinde konuşabileceğiz…
Son olarak projeye bugüne kadar emek verenlerin isimleri şu şekilde sıralayabilirim:
Son proje ekibi: Prof. Dr. Erkan Yüksel (Proje Yöneticisi, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi), Prof. Dr. Ahmet Yalçın Kaya (Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi), Prof. Dr. Abdullah Koçak (Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi), Yrd. Doç. Dr. Sinan Aydın (Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi).
Projenin araştırmacı ekibinde belirli sürelerde görev alarak katkı sağlayanlar: Öğr. Gör. Bülent Batmaz (Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi), Doç. Dr. Ece Karadoğan Doruk (İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi), Dr. Funda Erzurum (Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi), Yrd. Doç. Dr. Cengiz Bal (Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi).
Proje bursiyerleri: Öğr. Gör. Asuman Kaya (Anadolu Üniversitesi), Arş. Gör. Pelin Öğüt (Anadolu Üniversitesi), Uzman Hande Demiroğlu (Anadolu Üniversitesi), Öğr. Gör. Kutlu Akçoral (Anadolu Üniversitesi), Arş. Gör. Barış Yılmaz (Selçuk Üniversitesi), Arş. Gör. Çağdaş Ceyhan (Anadolu Üniversitesi), Arş. Gör. Fatma Uçar (Anadolu Üniversitesi).
Proje danışmanı olarak kısa süreli katkı sağlayan: Doç. Dr. Barbaros Dokumacı (Özel Sakarya Hastanesi) 
Fahri proje danışmanı: Prof. Dr. Nadir Suğur (Anadolu Üniversitesi)
Özel katkı sağlayanlar: Dr. Mustafa Sütlaş (Bianet), Yrd. Doç. Dr. Temmuz Gönç Şavran (Anadolu Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Mete Kazaz (Selçuk Üniversitesi), Öğr. Gör. Figen Yüksel Çavuşolu (Ondokuz Mayıs Üniversitesi).
Projenin bursiyer ekibinde belirli sürelerde görev alarak katkı sağlayanlar: Arş. Gör. Bilge Sandıkçıoğlu, Arş. Gör. Hakan Yılmaz, Arş. Gör. Korhan Mavnacıoğlu, Arş. Gör. Gamze Polat, Arş. Gör. Birgül Güler, Ferihan Özmen.
Katkı sağlayan öğrenciler: Ozan Yıldırım, Selda Alparslan, Hakan Tarhan, Fatih Erken, Esra Özge Kılınçlı, İpek Kumcuoğlu, Gülçin Salman, Hande Ökeli, Semih Koç, Lütfi Pınar, Nazlı Ezgi Bayır, Nurdan Bayraktar.
Kısa süreli katkı sağlayan ya da proje kapsamında yalnızca eğitim alan diğer öğrenciler: Hayal Yılmaz, Ahmet Alper Tekeli, Seda Başaran, Kenan Ateşgöz, Nazlı Çeşmecioğlu, Seray Demirel, Esra Çevik, Gizem Türkay, Ali Emre Dingil, Mine Demirel, Nadire Korkmaz, Volkan Erkan, Zeynep Ünal, Tuba Gülle, Nevin Başer, Yağmur Gültekin, Erman Karakahya, Simge Aksu, Tuğçe Yıldız, Yusuf Dahi, Zeynep Alan Toksavul, Teoman Demiroğlu, Murat Doğan, Murat Kurtuluş, Hande Söker, Sezin Işık, Melahat Kayserili, Nihal Yılmaz, Aslı Yıldırım.
İngilizce’den çevirileri yardımı: Ayhan Albayrak, Emrah Orakçıoğlu.
Ayrıca özel katkılarından dolayı projenin “medya ve sağlık profesyonellerine yönelik görüşmeler” ayağında görüşlerini bizden esirgemeyen 150 katılmcımıza, her iki çalıştaya vakit ayırarak katılan tüm konuklarımıza, ikinci çalıştayın ev sahipliğini üstlenen ve yardımlarını esirgemeyen Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Mine Tuncel’e ve ayrıca Sağlığın Teşviki Daire Başkanı Dr. Kağan Karakaya’ya, Sağlık İletişimi Dairesi Başkanı Doç. Dr. Abdülrezzak Altun’a, aynı daireden Aslıhan Ardıç Çobaner’e, Sağlık Bakanlığı Basın Müşavirliği’nde Okan Doğan’a, Sağlık Bakanlığı eski Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Seracettin Çom’a, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Gıda Kontrol ve Laboratuvarlar Daire Başkanlığı’ndan Ziraat Mühendisi Çiğdem Kurtar’a, RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanı Nurullah Öztürk’e, RTÜK Üst Kurul Uzmanı Sevgi Hasipek’e, Anadolu Üniversitesi Proje Birimi Mali İşler Yetkilisi Enstitü Sekreteri Mensur Özçelik’e, Avukat Dr. Barış Günaydın’a ve Habibe Altıntaş’a teşekkür ederiz.
Aşağıda ise raporu internete yüklediğimiz anın fotoğrafı yer alıyor. Cuma akşam saat 18.17…
Teoman Demiroğlu bu tarihi anı ölümsüzleştirdi…
Şimdilik, bir süre dinlenmeyi hak ettim diye düşünüyorum…
 
---