Sağlık profesyonellerine sağlık habercileri ya da
yayıncılarının alanlarıyla ilgili bir eğitim alıp almadıklarına ilişkin
kanaatleri de sorulmuştur. Bu konuda izlenimler çoğunlukla “Birçoğunun bu
konuda hiçbir bilgisi yok” seçeneğine karşılık gelmektedir (f=33, %75). 26
kişiye sorulmayan bu soruya 9 kişi de “Cevap yok, yorum yok” karşılığını
vermiştir. Görüşülen 50 doktor ve diş hekimi arasındaki görüşler de paralel
şekildedir.
Tablo
40. Bildiğiniz kadarıyla sağlık habercileri ya da yayıncıları
alanlarıyla ilgili herhangi bir eğitim almışlar mıdır? (Sağlık)
|
Frekans
|
%
|
Birçoğunun bu konuda hiçbir bilgisi yok
|
33
|
75,0
|
Alaylı muhabirler
|
6
|
13,6
|
Genellikle iletişim mezunu
|
2
|
4,5
|
Türkiye’de sağlık haberciliği gibi bir alan yok
|
2
|
4,5
|
Diğer
|
14
|
31,8
|
N
|
44
|
|
Cevap yok, yorum yok, kesin bilgim yok
|
9
|
|
Sorulmayan kişi sayısı
|
26
|
|
Tablo
41. Bildiğiniz kadarıyla sağlık habercileri ya da yayıncıları
alanlarıyla ilgili herhangi bir eğitim almışlar mıdır? (Medya)
|
Frekans
|
%
|
Birçoğunun bu konuda hiçbir bilgisi yok
|
23
|
42,6
|
Genellikle iletişim mezunu
|
10
|
18,5
|
Alaylı muhabirler
|
8
|
14,8
|
Doktor kökenli olanlar
|
5
|
9,3
|
Diğer
|
8
|
14,8
|
N
|
54
|
|
Cevap yok, yorum yok, kesin bilgim yok
|
1
|
|
Sorulmayan kişi sayısı
|
4
|
|
Sağlık habercilerine ya da yayıncılarına yönelik sağlık
profesyonellerinin dile getirdiği eleştiriler bağlamında dikkati çeken görüşler
şu şekildedir:
- Sağlık
muhabirliği diye bir alan yok. Gazetecilerle de konuşuyorum. İşte birkaç işi
yapan adama sağlıkla ilgili bir şeyleri toparla diyorlar. Sadece sağlıkla
uğraşan muhabir yok. Ben bunu kesin olarak söylüyorum. Böyle bir alan olsa bu
kadar uzmanlık dışı şeyler olacağını düşünmüyorum (NTM).
- Kongremize
bir gazetenin genel yayın yönetmenini de çağırdık. Ona açıkça sorduk. “Biz bu
sağlık yayınlarından çok şikâyetçiyiz. Bunu önlemek için bir şey yapıyor
musunuz?” Cevabı ise “Muhabirler çalışmaya sağlık alanından başlarlar.
Acemilikleri orda çıkar. Bu yüzden sağlık muhabirleri telaşlı olur.” Gazetenin
yöneticisi böyle dedikten sonra bize bir şey demek kalmıyor (OA).
- Vallahi
benim medyacılarla da yaptığım iletişimde hep sağlık muhabirliği sanki en alt
düzey muhabirlikmiş gibi bir bilgiye sahip oluyorum. Bu çok üzücü tabii… (…).
(HÖ).
- Ben,
geçmişte muhabir olup, hasbelkader işinde biraz yükselip, işini kaybettikten
sonra da aldığı tazminatla bir yapım şirketi kuran herkesin sağlık yayıncılığı
yaptığına şahit oldum (İT).
Sağlık Bakanlığı’ndan bir başka kişi de şu görüşleri dile
getirmektedir:
- Olumsuzluk
haberdir, bütün olumsuzluklar yazılsın (…). Ama şöyle bir anlayış gelişti son
dönemde; televizyon haberciliğinden sonra, haber kanallarından sonra bu tam da
pekişti: Haber eşittir olumsuzluk oldu(…). Avrupa’nın en iyi 112 sistemlerinden
bir tanesi şu anda Türkiye’de Sağlık Bakanlığı tarafından kurulmuş işletiliyor.
Kamu açısından işte 17 ambulans helikopterimiz var. İki tane de ambulans
uçağımız var. Dünyada kamu 112’si açısından bakarsanız en büyük filo, şu anda
Sağlık Bakanlığı’nda. Bu halka ücretsiz hizmet veriyor. Şimdi bu hizmetin
manşet olduğunu biz görmedik. (…) Biz
mesela aşılama oranlarında dünya çapında oranlara ulaşıyoruz. Yüzde 90’ları
aşmışız. Kara ambulanslarında İstanbul gibi yerlerde bile, İstanbul’da bile 10
dakikanın altında vakaya ulaşma oranı yüzde 93’ün üstüne çıkmış (…). Ama biz
bunların bu şekilde verildiğini görmüyoruz. Sağlık haberciliğinde bu kavram
olumsuzluk haberdir; doğru ama haber eşittir olumsuzluktur, doğru değil (…).(TGR).
- (…)
yeterli bilgi alınmadan yapılan haberler var. Sağlık haberleri var, gene tek
taraflı. Mesela vatandaş merkezli yapılanlar var. Mesela bazı insanların
beyanatları üzerinden yapılanlar var. Bunlar check edilmeden, haberlerin bir
ayağı sürekli eksik bırakılarak, haber kaynağına sorulmadan, doğrulatılmadan
yapılan haber; haber değil. Objektif, düzgün haber değil. O açıdan sıkıntı. Bir
de bilgi kirliliği şikâyetimiz var sağlık haberciliği açısından. Konunun
yeterince uzmanı mı, değil mi tam olarak netleşmemiş insanların kameraların
karşısında çıkarılması (…) (TGR).
Sağlık Bakanlığı’ndan bir diğer kişi de şunları söylemektedir:
- Gazete
belki taraflı olabilir ama muhabir tarafsız olmalıdır. Ne görüyorsa gördüğünü
aynen aksettirmeli ve yansıtmalıdır. Bu nedenle de kendi hayata bakışı genel
kültürü olayları çözümleme yorumlama kabiliyeti bilgi düzeyinin yüksek olması
çok önem taşıyor. Bununsa sahada tam tersi olduğunu görüyoruz. (…) …sahadan
gelen, muhabirlerden gelen bilgiler gündemi belirliyor. O muhabirler de
maalesef eğitim düzeyi çok düşük kişiler (…) (ZŞT).
Sağlık profesyonelleriyle yapılan görüşmelerde sağlık
habercilerinin/ yayıncılarının eğitimine yönelik ifadeler arasında dikkati
çeken bazıları şunlardır:
- Ben
genelde sağlık muhabiri olarak gazetelerde muhabirlik yapan özellikle periferide,
ilçelerde ya da işte küçük şehirlerde ortaokul mezunu kişilerle bile bu
haberciliğin yürütüldüğünü biliyorum. Ekonomik olarak da çok az paralar
verildiğini biliyorum. Bu nedenle de eğitimden geçmiş eğitimli ve bu işi daha
güzel yapacak bir takım insanların burada kendilerine yer bulamadıklarını
biliyorum (…). (Sağlık Bakanlığı’ndan bir yetkili, ZŞT).
- Bir
kısmının uyum eğitimi diye bir eğitimden geçtiğini, bir farkındalık eğitiminden
geçtiğini biliyorum. Bazen şöyle şeyler olduğunu da biliyorum, herhangi bir
konuda mesela bir derneğin konusu ya da herhangi bir konuda o anda o ilde
bulunan sağlık muhabirlerinin toplanıp bilgilendirildiklerini de biliyorum.
Yani çok rutin bir eğitimleri yok (…). Yani şöyle ifadeler de duydum ben;
“Hocam biz burada kendimiz yaparak öğrendik” gibi şeyler de duydum (HÖ).
- O
dönemde sağlık muhabirleri derneği vardı. Eğitim ve Sağlık Muhabirleri Derneği,
Gazeteciler Cemiyeti ile Tabip Odası ile Türk Tabipleri Birliği ile sağlık
haberciliğiyle ilgili çok yoğun eğitimlerden geçmişti. Hekimler geldi bizi
eleştirdi. Ne olmaması gerekir, hekimleri ne rahatsız ediyor, halkı hangi
haberi nasıl verirsek ne gibi zararlara neden olabiliriz? Genç yaşlarımızda
bunların eğitimini çok yoğun bir şekilde verdiler. Sonrasında da zaten tıp
kongrelerinde bu tip toplantılar, dernek işbirliğiyle düzenlenmişti. Bu tür
kuruluşlar faydalı; gazetecilerin kendilerini eğitmesi anlamında. (…).
Gazeteciler de eğitilmeli (…). Okumak, bilgi edinmek ölene kadar devam edecek
bir süreç. Bu sürecin önünün keserseniz, zaten gazetecilik yapamazsınız. Her
gün yeni bir bilgi edinmek zorundasınız (BS).
- Bildiğim
kadarıyla mesela İletişim Fakültesi’nden mezun olmak bunun için yeterli. Ama
İletişim Fakültesi’nden mezun olup da sağlık haberciliği doktorası yapan bir
sağlık çalışanı habercisi ile tanışmıyorum, böyle birisi yok. Genellikle pratik
hayatta öğrenilerek yapılıyor bu (…). (AYD).
Sağlık Bakanlığı’nda görevli bir kişi bu konuda şu görüşleri
dile getirmektedir:
- Her
şeyden önce bir lisans eğitimi, okul eğitimi bu zaten yeni kuşağın hepsi
eğitimli olduğunu düşünüyorum. Çünkü muhabir arkadaşlarla falan tanıştığınızda
çoğu bu konunun gayet güzel eğitimini almış, gazetecilikle ilgili eğitim almış
kişiler. Sağlık yayıncılığını yapacak kişilerin de yine sağlıkla ilgili
konularda illaki formal bir eğitim almış olmaları şart değil. Meslek içi
eğitimden geçmiş olmaları temel (…). Ama asıl önemli olan haberi sadece muhabir
oluşturmuyor. Haberin alıcısını arttırmak üzere düzenleme yapan editörde de
var. Dolayısıyla bu tamamen bence bir etik anlayışla ilgili yoksa formal bir
eğitim alması şartı falan düşünmüyorum (THM).
Medya profesyonellerinin bu konuda öne çıkan bazı görüşleri
ise şöyle sıralanabilir:
- Eğer
adamın içinde yoksa adamın kendini geliştirme gibi bir gayesi yoksa
yapamazsınız, olmaz. Sevmek lâzım. Sağlık, eğitim; bakın bu iki konu sıkıcıdır.
Detaydır. Ama çok da iyi bir alandır. Sağlamsa, kaynağa bakar. Ne kadar
ajandan, rehberin geniş ise o kadar özel haber çıkarırsın. Ama bu da yıllar
yılı yatırım demektir. Buna sabrı olmayanlar o insanları işten çıkartıyorlar. O
insanlar da bu cehennemin içinde kaybolup gidiyor. (BÇ).
- Yani
bir de sağlık küçümsenen bir konu, herkesin rahatlıkla yapabileceği düşünülen
bir konu. O yüzden işte filancanın yeğeni “gel oğlum seni şurada işe
başlatayım. Sanayiye gitmezsen gel sağlık muhabiri olursun ya da adliye
muhabiri olursun” konulu bir sektör bu (TG).
- İletişim
fakültesi mezunu olan insanlar, muhabirler genelde, daha doğrusu olması
gerekenler. Bunun dışındaki insanlar da var. Özel bir eğitim aldıklarını
düşünmüyorum. Ben kendi adıma özel bir sağlık eğitimi almadım. Sağlık
muhabirliğinde başladım ama zaman içerisinde kendinizi yetiştiriyorsunuz. Çünkü
biliyor olmanız lâzım (YSK).
- Mutlaka
(eğitim) almış olmalılar. Tamam iletişimciler olarak mezun oluyoruz ama sağlık
konusunda zamanla tecrübelenerek yetişiyorsunuz (…) zamanla tecrübeleriyle ve
deneyimleriyle onu (sağlık haberlerini) yazabilecek duruma geliyor. Çünkü kendi
fikrini yazmıyor sağlık haberini yazarken. Uzmanın görüşünü yazıyorsun (ME).
- Öyle
bir eğitim yok doğrusu. Sağlık haberciliği ile ilgili bir eğitim verilemez de.
Sağlık haberlerinin önemi anlatılabilir. Yani senin yazdığın haberin okuyucu
kitle üzerinde nasıl bir etki bırakacağı, dolayısıyla nasıl bir dil kullanman
gerektiği, konunun hassasiyeti anlatılıp bu konuda uyarılar yapılabilir.
Örneklerle muhabirin etik konularda duyarlılığını arttırmak uygun olur. Aslında
bu iş biraz da yazı işleri ile alakalı bir şey. Sonuçta muhabir ne yazarsa yazsın,
içerideki adam bir başlık atıyor her şey değişiyor (ADA).
“Diğer görüşmeler” bağlamında görüşülen eski sağlık
muhabiri-yazarlardan birisi de şu ifadeleri kullanmaktadır:
- Hiçbir
şeyi çok sınırlayamayız: Hekim gazeteci olamaz gibi. Yazmayı bilebilen, analiz
yapmayı bilen kişi gazetecilik de yapar, hekimlik de yapabilir. Yalnız yapan
kişinin mutlaka tıp alanında bilgili olması lâzım. Yani gazetecinin de tıp
alanında bilgili olması lâzım (BSL).