2.3.Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Haberciliği

Toplantıda Sağlık Bakanlığı’nın sağlık haberlerine ilişkin ne yaptığı ve ne yapması gerektiği konularında da konuşmalar gerçekleştirilmiştir.

-   Okan Doğan: Sağlık Bakanlığı Hasta Hakları Şubesi öncü olabilir mi diye biz daha önce de söyledik. Daha önce yaptığımız tartışmalarda bunu bakanlık üzerinden resmi bir otorite üzerinden yapmanın uygun olamayacağı, kişisel görüşümüz bu. Gerek meslek örgütleri gerekse medya tarafından tepki görebileceğini düşünüyoruz. Denetim algısı yaratabilir.

-   Erkan Yüksel: Sağlık Bakanlığı eğitim konusunda sağlık muhabirliği, uzmanlaşma noktasında ne durumda?

-   Aslıhan Çobaner: İki hafta önce bizim bakanlığımızda Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün düzenlemiş olduğu sağlığın geliştirilmesinde ve hastalıklardan korunmasında yeni yaklaşımlar geliştirilmesine yönelik bir toplantıdaydım. Orada basın ile ilgili de bir oturum vardı. Akademisyenler vardı, RTÜK’ten, medyadan kişiler vardı. Orada biz 2050 yılına kadar uygulanması planlanan uzun vadeli bir stratejik plan üzerine çalıştık. Ve orada burada konuştuğumuz şeylere çok paralel şeyler konuşuldu. Sadece medya profesyonellerine yönelik değil; sağlık profesyonellerine yönelik de sağlık okuryazarlığı, sağlık iletişimi, bunun mesleki anlamda yani hâlihazırda çalışan insanlara yönelik bu eğitimlerin verilmesi, hatta YÖK ile gerekli düzenlemenin, planlamanın yapılıp üniversitelerde buna yönelik derslerin konulması, bakanlığın da bir taraf olarak bu derslerde hem eğitimci kadrosunun sağlanması hem gerekli kanuni düzenlemelerin çıkarılmasında bir güç olarak kendisini ortaya koyması noktasında çok önemli kararlar alındı. Biz bakanlık olarak tabi ki buna yönelik bir taraf olduğumuzun farkındayız. Bu farkındalığın sonucu olarak iletişim anlamında çok fazla şey konuşuluyor bakanlıkta yapılacak şeyler anlamında. Mesela biz 2009’da bir müsteşar yardımcısının başkanlığında bir çalışma yapmıştık; “Sağlık İletişimi Etik Kurulu”. Yani alanda çok fazla sorun var, bakanlık bunun neresinden alana taraf olarak girebilir, düzenleyebilir. Sizin çalışmanızdan çıkan medya mensuplarının denetim dışarıdan gelmesine yönelik olarak çıkan oran beni çok şaşırttı. Çünkü biz ilk çalışmaya başlarken, “Böyle bir şey yapmalıyız ama bakanlık bunun neresinde olmalı?”, yani biz bunun başlatıcısı olursak bunu sanki alanı kontrol altına almaya çalışan kişi olacağız, “Bu acaba doğru mu?” bunun kaygısını duyarak başlamıştık. Ama tam tersi bir şey çıktı sizin çalışmanızda. Gerçekte alanın kendisi bunu istiyor, bu da çok ilginç geldi bana. Biz Basın Konseyi’nin içerisinde böyle bir oluşum başlatabilir miyiz diye düşünmüştük. Biz en azından iletişim fakültesi mezunu olarak bakanlığımızın içerisinde basın ile ilgili bilimsel birtakım değerleri de, etik değerleri de güncel tutarak bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Tabi ki siyaset, politika bunun çok üzerinde. Kendi adımıza bu anlamda bir değişim yaşanacaksa bizler de iletişim fakültesi mezunları olarak bu değişimin bir parçası olacağız. Bu anlamda olumlu görüyoruz süreci.

-   Erkan Yüksel: Eğitim anlamında Sağlık Bakanlığı’nın şu anda bir girişim olmayacak, bu konu düşünüldü ama olmayacak (diye anlıyorum).

-   Aslıhan Çobaner: Olup olmayacak; tabi ki ben karar veremem. Ama bu konuda çalışma var; yani yükselen bir ses var bakanlığın içerisinde, yapılan çalışmalar var. Bunlar ne kadar politika olarak yansır ben bunu söyleyemem bu yetkide değilim, ama bizler bunları konuşuyoruz, iletişim fakültesi mezunları olarak durduğumuz noktada başka şeyler yapılması, başka şeylerin konuşulması gerektiğini dillendiriyoruz. Bunu bile çok çok önemli bir şey olarak görüyorum. Kendi bulunduğumuz basın müşavirliğimizde de mesela iletişim stratejilerinin belirlenmesi, iletişim süreçlerinin belirlenmesi, basınla ilişkilerin kurulması noktasında bilimsel çalışmalar yapmaya çalışıyoruz. Basında çıkan mesela sağlıkla ilgili haberlerin kategorilendirilmesi biz bunu bile göremiyoruz şu an.

-   Erkan Yüksel: Siz bu tür çalışmalar yapıyor musunuz?

-   Aslıhan Çobaner: Bu tür çalışmaları yapmak noktasında biz itici güç olmaya çalışıyoruz. Bu tür çalışmalara başladık, bu yaptığımızı bile başarı olarak görüyorum. Yani iletişim fakültesi mezunları olarak bir değişim başlattığımızı düşünüyorum kendi bakanlığımız adına.

-   Erkan Yüksel: Sağlık Bakanlığı’nın böyle bir çalışması var mı? Medyadaki sağlık konulu yayınları tasnif etme gibi.

-   Aslıhan Çobaner:  Maalesef yok, bunun eksikliğini biliyoruz ve bunu idarecilerimize söyledik.

-   Can Bilgili: 2009’da kuruldu Sağlığın İletişimin Geliştirilmesi Daire Başkanlığı.

-   Mustafa Sütlaş: Haberci gözüyle baktığımızda haberin kaynaklarından birisi de sistemi organize edenler, yürütenler, denetleyenler, sorumlu nitelikteki insanlar. Bu insanların, genel sağlıkla ilgili medyayı kastetmiyorum, haber kaynağı olarak Sağlık Bakanlığı ve teşkilat çalışanlarının medyaya kaynaklık eden kişilerin daha doğrudan söyleyecek olursak, bununla ilgili aldıkları bir hizmet içi eğitim, bir bakış, bir perspektif, neyi nasıl yapacaklarına dair konulmuş kurallar, kimleri ne zaman neyle muhatap alacaklarına dair belirlenmiş şeyler, bu noktada onların destek aldığı bir yeri, yönlendirici,  konunun içeriğiyle ilgili değil fikir ve davranışla ilgili, yine geriye dönüp şimdiye kadar bu kaynaklara başvurulduğu vakit o söylenenleri medyada yer alış biçimiyle ilgili bir irdelemeniz ya da bir çalışmanız var mı?

-   Aslıhan Çobaner: Evet var, Can Hoca da bilir böyle çalışmalarımızın olduğunu. Mesela son kampanyamızda büyük bir iletişim kampanyası vardı. Bunun parçasından biri de bütün tarafları bir araya getiren bunların içerisinde iletişim fakültesi hocalarımız da vardı.

-   Mustafa Sütlaş:  Onu söylemiyorum, teşkilatın kendisinin basınla karşı karşıya gelen insanlara yönelik bu işin doğrusu şöyledir, kaynaklık böyle edilir.

-   Aslıhan Çobaner: Basın mensuplarına yönelik mi?

-   Mustafa Sütlaş: Haber kaynağı olarak müsteşarlar var, daire başkanları var, zaman zaman Sağlık Bakanı’nın işaretiyle belirli konularda konuşan tırnak içinde uzmanlar var. Yani bu insanlar medyayla ilişki halinde nasıl davranacaklarını, ne söyleyeceklerini, söylediklerinin orada nasıl yer aldığına dair bir faaliyet var mı?

-   Aslıhan Çobaner: Çok önemli bir şey söylediğiniz şey, tabi ki bunun eksikliğinin farkındayız, bunu da tabi ki yapmamız gerekiyor. Yani bizler yeri geldiğinde bunları da söylüyoruz risk iletişimi ve acil bir durumda çıkıp konuşacak kişilerin, halkı bilinçlendirecek, bilgi verecek kişinin de bu konuda eğitim almış olması gerekiyor.

-   Okan Doğan: Kriz patladığı zaman, küresel bir kriz örneğin domuz gribi veya kuş gribi mesela bizim bakanlığımızdan yapılan bir açıklama olmuyor. Yani direkt bilim kurulu toplantıya çağırılır, bilim kurulu toplanır ve konuyu değerlendirir ve alınan kararları içlerinden bir sözcü çıkıp açıklar. Diğer konularda da herkes açıklama yapmıyor, uzmanlık alanına göre yani o işin mutfağında olan kişi daha çok.

-   Mustafa Sütlaş: Herhangi bir şekilde basının kaynak olarak gördüğü kişiler bununla ilgili bir eğitim alıyorlar mı?

-   Okan Doğan: Basın müşavirleri birlikte değerlendiriyor.

-   Nuray Özger: Çok formal bir eğitim değil yani?

-   Mustafa Sütlaş: Haber kaynağının eğitimi gerçekten haberci açısından da işini kolaylaştıran en temel şeylerden bir tanesi.

-   Okan Doğan: Genel olarak Sağlık Bakanlığı sizler alandan daha iyi bilirsiniz, taleplerin çoğuna yüzde 100’ü olmasa da sahadan yansıyan bana bilmiyorum.

-   Nuray Gürel: Yazılı izin almadan konuşan var mı bakanlıkta?

-   Okan Doğan: Basın müşavirinin bilgisi olmadan mümkün olmaz.

-   Aslıhan Çobaner:  Yani bizden istenen bütün illerde sağlık müdürlüklerinde birer iletişimle ilgili görevlinin bulunması, bu kişinin de iletişim fakültesi mezunu olması yönünde. İletişim asistanı istihdam edilmesi noktasında bakanlık karar verdi ve bunu illere bildirdi. En azından böyle bir şey yaptık. Burada hem bizim iletişim kuracağımız kişilerin gerçekten aynı dili konuştuğumuz insanlar olması hem de en azından onların basınla olan ilişkilerinde iletişim fakültesi mezunu olmaları önemli.

-   Can Bilgili: Konu habercilik olduğu için buradaki temel eksen habercilik odaklı geliyor yaklaşım, buradaki iletişimden kasıt da sadece haberciliğin çözümlenmesi değil orada iletişim asistanlığı, diğer ihtiyaçların da karşılanması.

-   Aslıhan Çobaner:  Bir de bizim halkın sağlık bilgisine ulaşmasında kullandığımız araçlarla ilgili yaptığımız iletişim var. Asıl bakanlığın sağlık iletişimi noktasında yapması gereken ve geliştirilmesine en çok ihtiyaç duyulan alan da burası.

-   Mustafa Sütlaş: Bakanlığın faaliyetleri ile ilgili haberler medyada çıktığında kendi içinizde, neyi nasıl demişiz, doğru mu yansıtılmış buna dair bir çalışma var mı?


-   Aslıhan Çobaner:  Sizin söylediğiniz şey, biraz önce söylediğim iletişim araştırmaları, başka ülkelerde bunun birçok çalışması, 6 aylık raporları oluyor mesela. Bu maalesef eksik ama bunun yapılması gerektiğini biz dile getiriyoruz, yapılması yönünde de bir adım atmış bulunmaktayız.