24.1.Sağlık Yayınlarını Kimin Yapması Gerektiğine ve Bu Kişilerin Nasıl Bir Eğitim Alması Gerektiğine İlişkin Görüşler

Sağlık yayınlarını kimin yapmasını uygun gördükleri ve bu kişilerin nasıl bir eğitim almaları gerektiğini düşündüklerine ilişkin sorular birlikte sorulmuştur. Sağlık profesyonellerinin yaklaşık yarısı (f=33; %44,6) sağlık yayınlarını medya çalışanları ve habercilerin yapmasının uygun olacağını, ancak bu kişilere “Temel sağlık bilgisi konusunda bir eğitim verilmesi” gerektiğini ifade etmişlerdir. 13 kişi “Uzman sağlık muhabiri ya da sağlık editörlerinin olması” gerektiğini belirtmiştir.

Tablo 58. Sizce sağlık yayınlarını kimler yapmalı, sağlık muhabiri-yayıncısı hangi niteliklere sahip olmalıdır?
Nasıl bir eğitim söz konusu olmalıdır? (Sağlık)

Frekans
%
Habercilere temel sağlık eğitimi ya da kursu, sertifikası, hizmet içi eğitim verilmeli
33
44,6
Uzman sağlık muhabiri / editörü olmalı
13
17,6
Editörler tıp doktoru olmalı ya da haberleri tıp mezunları yapmalı
11
14,9
İletişim fakültesi mezunları yapmalı
11
14,9
İletişim fakültelerinde sağlık haberciliği dersi verilmeli
8
10,8
Habercilere etik eğitimi ya da kursu verilmeli
7
9,5
Lisansüstü eğitim almalılar
3
4,1
Diğer
33
44,6
N
74
Cevap yok, yorum yok, kesin bilgim yok
5
Sorulmayan kişi sayısı
0


Görüşülen doktor ve diş hekimlerinden alınan yanıtlarda iletişim fakültesi mezunlarına biraz daha öncelik verildiği anlaşılmaktadır. Bu gruptan 23 kişi “Habercilere temel sağlık eğitimi verilmeli”, 9 kişi “Bu işi iletişim fakültesi mezunları yapmalı”, 9 kişi “Uzman sağlık muhabiri /editörü olmalı” görüşünü dile getirmiştir.
Tablo 59. Sizce sağlık yayınlarını kimler yapmalı, sağlık muhabiri-yayıncısı hangi niteliklere sahip olmalıdır?
Nasıl bir eğitim söz konusu olmalıdır? (Medya)

Frekans
%
Uzman sağlık muhabiri / sağlık editörü olmalı
18
34,6
Habercilere temel sağlık ya da kursu, sertifikası verilmeli
16
30,8
İletişim fakültelerinde sağlık haberciliği dersi verilmeli
15
28,8
Gazetecilik mezunu olmalı
11
21,2
Diğer
12
23,1
N
52
Cevap yok, yorum yok, kesin bilgim yok
7
Sorulmayan kişi sayısı
0


Medya profesyonelleri arasında bu soruya verilen yanıtlar daha çok “Uzman sağlık muhabiri ya da sağlık editörleri” şeklindedir (f=18, %34,6). Bu eğitimin nasıl olması gerektiği konusunda ise “Sağlık habercilerine temel sağlık eğitimi ya da kursu ya da sertifikasına yönelik bir eğitim (f=16, %30,8)” görüşü öne çıkmaktadır. “İletişim fakültelerinde sağlık haberciliği verilmeli” diyenlerin oranı da yakın seviyededir (f=15, %28,8).
Sağlık profesyonellerinin sağlık muhabirlerinin eğitimi konusundaki bazı görüşleri şöyle sıralanabilir:
-   Sağlık yayıncılığının sağlık alanında önemli olduğuna inanıyorum. Çünkü insanlar tıp konusunda, sağlık konusunda, ilaç konusunda, tedavi konusundaki ilk bilgileri komşulardan ve medyadan alıyorlar. Hekime veya eczacıya en son gidiliyor Türkiye’de. (…) Kimi gazetelerin sağlık sayfaları var. (…) Öte yandan bir sayfayı her gün doldurmak zorunda kalmak ne kadar sağlıklı emin değilim. Sayfa editörü çok sayıda okuyucu mektubu aldıklarını, içeriği bu sorulara göre de düzenlediklerini belirtmişti. Onun için bence çok önemli. Bu yüzden AİFD olarak sağlık yazarlarına, muhabirlerine yönelik programlar da yaptık. Sağlık Muhabirleri Derneği ile birlikte düzenlenen bu seminerlerde, nelere dikkat edilmesi gerektiği, haber kaynaklarının değerlendirilmesi ve elbette ilaç ve tıp bilgileri paylaşılıyor. Biraz tereciye tere satmak gibi oldu ama gazetecilere haberlerin manipüle edilebileceği onun için tıp sektöründen, ilaç sektöründen gelen haberlere de dikkatle yaklaşmaları gerektiğini, kaynakları karşılaştırmalarını önerdik ve bir de sansasyonların peşinde lütfen koşmayın dedik ki bence en büyük tehlike burada. Çünkü gazetecilikte sansasyon geçer akçe; sağlık konusu ise sansasyona en az yer vermesi gereken, en tutucu olması gereken yer (BBN).
-   Sağlık haberi yazacak olanların belli bir eğitimden geçmesini isterdim. Bu eğitimde hekim uzmanlık dernekleri, TTB, TEB, ilaç firmaları, dengelemek için ilaç firmalarına karşıt olanlar yer almalı. (…). Dünyadaki sağlık muhabirlerinin çoğu, biyoloji, tıp, eczacılık okumuş, mesela tıp doktoru olmak istemiş, çeşitli sebeplerle olamamış, olmamış kişilerden oluşuyor. Bu alandaki en büyük isimlere bakın; hastanede görevlidir, bir sağlık iş geçmişi vardır bunların. Sağlık muhabirlerinin çoğu şimdi gazeteci okullarından mezunlar. Orada uzmanlık ayrımı oluyor mu, bir sağlık eğitimi alıyorlar mı bilmiyorum (BBN).
-   Bu açıdan bence Türkiye’de bilimsel konuları halkın anlayacağı düzeyde yazabilecek yazarlar yetiştirmek gerekir. Yani bilim yazarları yetiştirmek gerekir. Çünkü bu işin ayrı bir uzmanlık alanı olması gerektiğini düşünüyorum. Her bilenin yazamadığını düşünüyorum. Bilgiyi aktarmak ayrı bir şey  (NTM).
-   Bu işi bence hekimin yapması gerekir. Ama hekimin de bunu halkın anlayacağı şekilde yapması gerekir. Bu işi hekimler gazetecilerden çok çok daha iyi yaparlar. Mesela, (…) bu konuda bence son derece başarılı (…). Ben de (…) gazetesinde yazıyorum cumartesi günleri. Ben daha çok, bilgi vermekten ziyade eleştirel yazılar yazmayı, tıpla alakalı ama sosyal önemi de olan konuları seçmeyi yeğliyorum (AAK).
-   Sağlık haberlerini tıp mezunları yapmalı. Ama onlara da medya eğitim verilmeli (ŞT).
-   Temel sağlık konularında bilgi sahibi olan, literatürü takip edebilen ve sağlık profesyonelleri ile yakın iletişim kurabilen kişilerce yapılmalıdır. Sağlık Bakanlığı’nın sadece sağlık yayıncılığı ile ilgilenen aktif bir birimi de olabilir (MÇY).
-   Sağlık yayınını yayıncılar yapar. Sağlık yayınını “doktorlar” dersem, o zaman “teşhis tedaviyi de iletişimciler mi yapar?” demek lâzım (…). Bence sağlık yayınını doktor yapmaz. Doktor doktorluğunu yapar. Yayıncı, iletişimci, iletişimini yapar. Ama önemli olan herkes etik ilkeler içinde, maddi çıkar gözetmeksizin doğru açılımda olmak (MDÇ).
-   İletişim fakültelerinde sağlık haberciliği dersi verilmeli, bu derste genel anatomi bilgisi verilmeli (AAK).
-   Ee, bir kere çalıştıkları alanın en temel konularını bilmek zorundalar. Sağlıkla ilgili birçok konuyu sağlıkçılardan öğrenmek zorundalar. Karmaşık bir konuyu uygun, halkın anlayacağı şekilde yazmanın bir eğitiminin olması gerekir. Bu insanların sağlık konusunda temel konularda bilgileri olduğu zaman en azından doğru yönlenmeyi yapabilecekler diye düşünüyorum (NTM).
-   Hekimin söylediğini aynen aktarıyorsunuz. Öte yandan benim üzerinde durduğum konuya geliyoruz; sağlık muhabirinin de tıp dilini, jargonunu anlaması lâzım (…) sağlık muhabiri de sağlık jargonunu öğrenmeli (…). Kimisi çok güzel konuşur ama basitleştirirken çok fazla basitleştirebilir. Bu yüzden de hatalar yapılabilir. Bence iyi bir gazeteci birden fazla kaynağa başvurup bunları karşılaştırabilen, hiç olmazsa iki ya da üç kaynağa ulaşıp bakıp olayı yerine oturtan kişidir (…) (BBN).
-   Örneğin üç-dört ayda bir medya sağlık muhabirleri bir araya gelebilir ve “basına kapalı” bir toplantı yapabilirler. Orada, gazetecilerin kendi seçtikleri, endüstri ve hekim derneklerinden gelen yayınlar ele alınabilir. Yapılan yayının sakıncaları, bir hata varsa buna yola açan nedenler, tekrarlanmaması için alınacak tedbirler görüşülebilir. Ardından, AİFD İlkeleri örneğinde olduğu gibi, yol gösterici prensipler yazıya dökülüp gönüllü uygulamaya gidilebilir. “Basına kapalı” olacağından kişiler sorunları açıklıkla dile getirebilirler, böylece bence çok şey değişir (BBN).
-   Sağlık yayıncılığı şeklinde bir lisans eğitimi olmaz. Ama master, seminer, hizmet içi eğitim şeklinde verilebilir bu eğitim. Haberci, uzmanlığı olan kişilerden, doktor veya diğer sağlık personelinden (hemşire, veteriner, dişçi vb.). sağlıklı bilgiyi alarak üzerine fazla bir yorum yapmadan düzgün bir şekilde aktarmasına yönelik bir eğitim olmalı. Çünkü yorum yaptıkça bu konular ”süner” gider. Bir söz söylersiniz yaşayan adamı da öldürürsünüz. Devam ettirdikçe hasta korkutulur (CK).
-   Alsa iyi olur. Ama Türkiye'de zaten sertifika programlarının vesairenin ne hale döndüğünü hepimiz biliyoruz. Yani bugün iyi niyetli bir sertifika programı düzenlersiniz, üç gün sonra kursa gelmeyenlere bile sertifika verilir hâle gelir. (…). Bir kurs düzenleyip de insanlara bilgi olarak bir şey katamazsınız kısa sürede. Ama bir kurs düzenleyip ne yapabilirsiniz; farkındalığı artırabilirsiniz (…). Yaptığı işin sonuçlarıyla ilgili olarak kişinin farkındalığı yüksek olursa, o zaman, kişi kendisini daha çok denetlemek veya bir şey yazmadan önce daha çok okumak zorunda hissedecektir. Eğer farkında değilse ne yaptığının, sorun orada başlıyor (BÖ).
-   Bir kere, ahlaki olarak düzgün bir yapıya sahip olması lâzım (…). İnsan, bir şey yazıp insanlara hitap edecekse, bir şey yazıp kamuoyunun önüne çıkacaksa, insani değerleri doğru olmalıdır, yazdığı her şeyin arkasında çıkıp konuşabilme yeteneğine sahip olmalıdır; ne eğitimden geçerseniz geçin (…). Ahlaki değerleri yerinde olan insanların yayıncılık yapmasına izin verilmeli. O da tabii çok zor bir değerlendirme. Bir kere, temel eğitimi tamamlaması gerekiyor gazetecilik adına ( TK).
-   Özellikle toplum psikolojisi ve etik eğitimi verilmeli (OA).
-   Sağlık Bakanlığı’nın halk eğitimi programı çerçevesinde hazırlanmalı (STK Başkanı, FK).
-   Bilimsel sağlık yayıncılığından örnek vermek gerekirse. Bir çalışma yapıyorsunuz ve makale olarak yayınlanması için dergiye gönderiyorsunuz. Gönderdiğiniz metin o alanla ilgili uzman kişilere gönderilerek değerlendiriliyor. Uygun olarak kabul edilirse yayınlanıyor.  Basındaki yayınlarda da benzer bir yöntem izlenmeli. O alanla ilgili olarak çalışan, yayınları olan uzman kişilere danışılmalı (GC).
-   Ben dernek kurdurdum 20 yıl önce. Basında sağlık haberciliği ayak altında dolaşma döneminde. [Muhabirin] ayak altında dolaşmaması için çalışana “sen git bir sağlık haberi yap” denilen ilk aşamadır [sağlık haberciliği]. Çalışan, ondan sonra yükselir. Bizim yetiştirdiğimiz insanlar başarılı oldukça sağlıktan uzaklaştırılır. Medyanın sistemi bu. Senin eğitiminin hiçbir yararı yok. İkincisi muhabir ne yazarsa yazsın, muhabirin yazdığı çıkmaz gazetede. O zaman niye uğraşıyorsun. Biz denedik, 20 senedir uğraşıyoruz (ÇG).
-   (Alternatif tıp eğitimi konusunda…) “Kapari kanı temizler içinde 16 aminoasit var” dediğimde ki bu bilimsel olarak böyledir, bunu bilmeyen tek kişi doktorlardı. Tüm kimya fakülteleri, fen edebiyat fakülteleri, biyoloji fakülteleri, bitki kimyası organik kimya bunu tespit edip bilimsel olarak yayınlama ders kitabı olarak okutulsa da; bugün Türkiye de bütün bunlara karşı çıkılmasının sebebi tıp fakültelerinde bitki derslerinin okutulmamasıdır. (…) Amerika’da Avrupa’da Rusya’da herkesin gündeminde olan ve tedavi metodu gibi kullanılan bu metotlara direnç, Türkiye de doktorlarda ve bunların bağlı olduğu tabipler birliği, eczacılar birliği gibi kuruluşlardan gelmektedir. Bize göre de bunun sebebi Türkiye dünyada ikinci ilaç tüketen bir ülke konumuna düşürülmüştür  (AMH).

Sağlık Bakanlığı’ndan bir kişi de şöyle konuşmaktadır:
-   Bildiğim kadarıyla bazı fakültelerde sağlık haberciliği ile ilgili bir ders konusu var. Bu, içeriği genişletilerek yaygınlaştırılabilir. Aslında bu alanda çalışırken de çeşitli eğitim programları ile uzmanlaşma sağlanabilir.  Bununla birlikte bizim sağlık iletişimi ile ilgili arkadaşlarımızla dönem dönem eğitim olmasa da bilgi paylaşımı toplantılarında bir araya gelmeleri; ki zaten planlıyoruz, toplumun doğru bilgilendirilmesi açısından son derece önemlidir (ZŞT).

Bir başka Sağlık Bakanlığı görevlisi de şunları söylemektedir:
-   Karşılıklı şeye bağlı o; biraz şöyle, biz sağlık muhabirlerini eğiteceğiz, iyi sağlık muhabiri yetiştireceğiz dersek irrite olurlar onlar. Bunun yerine alana tahsis edilen muhabirler bize geldiği zaman; Ankara’da bu sıkıntıyı yaşamıyoruz, niye yaşamıyoruz, bir gazetenin sağlık muhabiri olduğu zaman, onlara burada oda tahsis etmişiz, masa vermişiz, imkân vermişiz, onlar buraya geliyorlar. Biz onları peyderpey görüşerek; yani sağlığın haberi nasıl takip edilir, hangi konular daha şeydir, doküman veriyoruz. Bir araya geliyoruz, zaman zaman konuşuyoruz bu şekilde. Fiili ve alaylı eğitimi gibi bir eğitim olmuş oluyor. Sağlık yayıncılığı yapan insanlarla ilgili de dediğimiz gibi, sorumluluk bilinci içinde olan herkes sağlık yayıncılığı yapabilir. Bunlar içerisinde mutlaka uzman insanlar olmalı. Yani hangi konu konuşulacaksa o konuyu en iyi bilen insanlarla bu yayınlar yapıldığı zaman insanlar yanıltılmamış olur.  Olumsuzluklar meydana gelmemiş olur. (…) Yani insanları nokta atışıyla bilgilendirirken çok dikkatli olmak gerekiyor. Sağlık yayıncılığı yapanların da bu hususlara dikkat etmeleri gerekiyor (TGR).

Medya profesyonellerinden sağlık yayınlarını kimin yapması gerektiğine ilişkin soruya gelen belli başlı yanıtlar şu şekildedir:
-   Kendini gerçek anlamda bu konuda yetiştirdiğine inanan herkes sağlık yayını yapabilir (OAA).
-   Sağlıkçılar yapmalı (AAO).
-   Gönül ister ki hekimler tarafından yapılsın öyle bir lüksümüz yok. Sağlık yayınları yine gazeteciler tarafından yapılacak ama bu konuda kendi çabalarıyla ya da bir mekanizmayla belki bilgilendirilmeleri sağlanabilir (MY).
-   Uzman sağlık muhabiri veya editörü yapmalı tabii ki… Gazeteci yetiştiren bir okulu bitirmek yeterli. Kalanı iyi ve vicdanlı gazetecilik yapmak (OMN).
-   En az on yılını bu alana adamış insanlar yapmalı (BÇ).
-   Bir kere kesinlikle ve kesinlikle ekibin başında tıp eğitimi almış bir kişinin olması gerekiyor. Sadece danışmanla yürümez bu iş (…). (RM).
-   Aslında sağlık haberciliği daha çok bilgilerden oluşuyor. Yani sağlık bilgisinden oluşuyor. O bilgilerin bilimsel bir süreçten geçmediğini düşünüyorum. Bu işi doktor olarak yapmamın sebeplerinden bir tanesi de bu. (…) …bilimsel altyapı oluşturmak istiyorum. En büyük eksiklik bu. Yani süzgeçten geçmeden yapılan yayıncılık. Onun için de halkın kafası karışıyor. “Yumurta yesek mi yemesek mi?” gibi saçma sapan şeylere düşüyoruz (İBR).
-   Evet yani ekran elektriği olabilecek anlatım kabiliyeti iyi olan doktorlardan…Mesela bizim hekim sunucumuz oluşuyor. Hekim sunucumuzun varlığının sebebi de şu; bu bir sağlık programı, sağlık programında gerektiğinde tıbbı müdahaleleri yapmak için. Çünkü sunucudan, “moderatörden” sağlıkla ilgili çok bilgi bekleyemezsiniz. Bilmeyebilir, bilmez de zaten. Öyle bir zorunluluğu da yoktur (SK).

Medya profesyonellerinin “nasıl bir eğitim olmalı” sorusuna verdikleri yanıtlar arasında öne çıkan kimi görüşler ise şöyledir:
-   Birazcık insanı tanımaları gerekiyor. İnsan sistemini tanımaları gerekiyor bence daha çok. Bir insan en çok neresinden hastalanıp, ne tür hastalıklarla karşılaşır, bunları bilmek zorundalar. Çünkü birinci konumuz bizim insan (FBŞ).
-   Ben olması gerektiğini düşünüyorum. Geçmişte İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde bu kısa bir dönem uygulandı ve Tabip Odası ile bu işi yürütme gibi bir hata yaptı İletişim Fakültesi. (…) O dönemde de itirazlarımızı dile getirdik. Çünkü haber başka bir şey. Sağlığın anlatılması başka bir şey, haber başka bir şey. Bu bir akademisyenin masasının başında tasarlayacağı, ya da bir meslek örgütü yöneticisinin masa başında tasarlayacağı bir şey değil. Onu sağlıkla ilgili bir konunun nasıl haberleştirileceği, bu dersin konusu anlamında söylüyorum. Bir kere ilkeleri var. Haber kaynakları kimler, tarafları neler, etik ilkeler, sağlık meslek mensuplarının etik ilkeleriyle gazetecilerin etik ilkeleri nerelerde kesişiyor? Nerelerde ters düşüyor? Kriz yaratan noktalar neler? Şimdi biz bilimi kullanıyoruz. Bilim dilini kullanıyoruz. Benim beslendiğim yerlerden birisi bilimsel çalışmalar. Bu bilimsel çalışmaların nasıl haberleştirileceği bu dersin bir başka bölümü. Hangi bilimsel çalışma haberdir, hangisi değildir? Her araştırma, kongrede yayınlanmış olması ona haber değeri katar mı, katmaz mı? Katmaz. Anabilim dalı başkanı olması ya da titrinin çok önemli olması ya da profesör olması o haberin doğru olduğu anlamına gelir mi? Gelmez (GBL).
-   Tematik yayıncılık artık moda biliyorsunuz. Bence geçmeliler. Bu dünyada da böyle.  Tabi ki doktorların yapması demiyorum ben buna.  Ya doktor gitmiş tıp fakültesini okumuş gitmiş, TUS’a girmiş, uzmanlığını almış. Ee, sonra bırakıyor doktorluğunu gelip ya şarkıcı oluyor ya da gelip işte program yapmaya başlıyor. Bu değil yani. … benim hocam hep bana şunu söylerdi Ankara iletişimde “Bir iletişimci her ama her şeyden birazcık anlayan her konuda söyleyecek bir cümlesi olan ama bir konuda bile uzman olamayan kişi” derdi (TG).
-   Bizde zaten şu var: Gazetelerde iletişim fakültesi mezunu gazeteci çalışmıyor. O yokken biz şimdi sağlık yönünün nasıl olacağını düşünüyoruz? Arzu edilen şudur: Hem iletişimci olsun, hem hekim olsun. Olması gereken bu. Ama gördüğünüz gibi bu yok. En azından bu yoksa basit eğitimlerle gazetecilere bu özel alan yaratılabilir, yani sağlık muhabirleri yaratılabilir (AB).
-   Bununla ilgili dernekler ön plana çıkabilir. Sağlık muhabirleri derneği ön plana çıkıp sağlık muhabiri olan kişilere yılda bir kez belirli bir dönemde bir araya getirerek bir kongre, sempozyum gibi bir şey düzenleyerek orada iki üç günlük etik değerlerin tartışıldığı, üslubun nasıl olması gerektiği gibi temaları işleyen böyle bir mekanizma olabilir. Bunlarda da görev STK’lara düşüyor (YSK).
-   Bu iletişim fakültelerinde belirlenmeli. Bazı üniversitelerdeki iletişim fakültelerinde sağlık dersi var, sağlık muhabirliği dersi var ama daha fazla zaman ayrılmalı. İçeriği çok net bilmiyorum ama tahminim sağlık haberi yazılması anlatılıyor fakat burada haber yazmanın yanı sıra bir biyoloji, bir anatomi, hastalıklar hakkında bilgi, temel sağlık bilgisinin verilmesi lâzım ve bunun seçimlik bir ders olması gerekir (…). Muhabirlik de yan olarak ayrılabilir bence. En baştan öğrenci “Ben sağlık muhabiri olmak istiyorum” diye hedefini koymalı. Nasıl üniversiteye girerken gazeteci olmak istiyorum derse. Ha sonra şartlar çok uygun olmayabilir. Bu diğer dersleri almayacağı anlamına gelmez. (…) (ZZY).
-   Sağlık haberciliğinde sorun, yayın kuruluşlarının ve iletişim fakültelerinin içinde bulunduğu sıkıntı, yetersizlik ve ilgisizlikten kaynaklanmaktadır. Sağlık sistemindeki sorunlara yayıncılıktaki sorunlar da eklenince halk için sömürü aracına dönüşen bir yayıncılık ortaya çıkmaktadır. Halkı koruması gereken, yarı kamu hizmeti niteliğindeki, toplumsal sorumluluk özelliğine sahip gazetecilik, görevini yerine getirmemekle bile, kendisine verilen hakları ve dördüncü güç işlevini halk adına halka karşı kullanmaktadır (YYN).
-   En önemlisi hasta ile ilişki. Çünkü onlar zor durumda oluyorlar siz haberi yaptığınızda. Canını yakmadan nasıl iletişime geçileceğini, haberi nasıl yapacağını, bilgiyi nasıl alacağı öğretilmeli. Hasta hakları tabii önemli burada. Bir de acılı insanlar oluyor bizim haber yaptığımız insanlar genellikle. O yüzden farklı şekilde aksettirebilirler haberi. Yani olduğundan çok daha farklı yorumlayarak bize verebilirler. O yüzden mutlaka denetimini yapıp da haberin yapılması gerektiği öğretilmeli (DB).
-   Basın ahlak ilkelerinin dışına çıkmadan haber yapmaya çalışıyorum. Bu şekilde yapmak da istiyorum. Bunda şöyle bir sorunumuz olabiliyor. Çok önemli gelişmelerin, bunun gerçekten vurgulanması lâzım, önemli çalışmalar yapan Türk bilim adamlarının en azından dünyadakilere bizim ulaşma şansımız yok. Bize geldiği takdirde öğreniyoruz ama Türk bilim adamlarının alandaki sağlık muhabirlerini tanıması gerekiyor. Sağlık muhabirlerinin rastgele okuldan yeni mezun hemen bu alana atılmış kişiler olmaması gerekiyor. Sağlık muhabirliği çok ciddi bir alan. Bu noktada demin dediğim gibi STK’lar aracılığıyla bir bilinçlendirme, farkındalık toplantısı yapılmalı. Sağlık muhabirleri birbirleriyle kenetlenmeli ve bilim insanlarının bu muhabirleri yakinen tanımaları ve ulaşmaları gerekiyor. Eğer kaliteli bir sağlık hizmeti istiyorlarsa (YSK).

“Diğer görüşmeler” bağlamında görüşülen bir iletişim fakültesi öğretim elemanı da eğitim konusunda şunları söylemektedir:

-   Sağlık habercileri, çoğunlukla iletişim fakültesi mezunlarından oluşuyor. (Eğitim ve Sağlık Muhabirleri Derneği) Derneğin ilk kuruluş aşamasında, tabip odası, üniversitelerin tıp fakülteleri, eczacılık ve diş hekimleri odaları gibi kuruluşlarla ortaklaşa mesleki eğitimler ve yoğun tıp kongreleri izlenerek bilgilendirmeler yapılmıştı. Ancak son yıllarda yeterli sağlık muhabiri olmadığından bunlar yapılmıyor (MUY).