2.7.İdeal Sağlık Muhabirinin Nitelikleri

Bu noktada toplantı yöneticisi tarafından konu ideal sağlık muhabirinin niteliklerine çekilmiştir. Bu bağlamda gelişen konuşmalar şu şekildedir:

-   Yusuf Ziya Eraslan:  Biz Sağlık Muhabirleri Derneği yönetimi olarak ayda 5 ile 10 arasında değişiyor arkadaşımız hakkında işlem yapmamız gerekiyor. Birçoğu işten çıkarılıyor, üyelikten çıkarmak gerekiyor mu, gerekmiyor mu diye toplanıyoruz. Ya da başka bir gazeteye, televizyona, ajansa geçiyor, sağlık muhabiri olarak çalışırken çevre muhabiri, parlamento muhabiri olarak geçiyor, mesleki yaşantısı devam ediyor ama sağlık muhabirliği hayatı sona eriyor. Daha vahim olanını söyleyeyim en küçük bir kriz anında -Ankara için söylüyorum bunu- muhtemelen İstanbul’da da böyledir, İzmir’de de böyleydi, basın kuruluşlarının işten çıkarılacak muhabirler arasında yaptığı ilk tercih maalesef sağlık muhabirleri oluyor. Ben bunu geçen ay Sağlık Bakanlığı’na yaptığım ziyarette de ifade ettim. Dedim ki “Bizler nesli tükenmek üzere olan bir mesleğin belki de son örnekleriyiz”. Hakikaten aradan 2 ay geçti, o arkadaşların 2’si yok şimdi. Böyle bir trajikomik durumumuz var sağlık muhabirlerinin. Çoğu zaman bir araya gelmekte bile zorluk çekiyoruz, sürekli aramızdan birileri ayrılıyor. Yani önce tesadüf gibi geldi bana hakikaten ayrılıyor birileri sürekli gidiyor.

-   Mutlu Sereli Kaan:  Çünkü çok yeni başlayan arkadaşlar onlar, ya stajlarını sürdürmekteler orada, staj bitince gönderiyorlar başka alanlara ya da deneyimsiz muhabirleri işten atmak çok daha kolay oluyor tabi.

-   Mustafa Sütlaş: Şu an yönetim kurulu üyeleri aktif olarak sağlık muhabirliği yapıyor musunuz?

-   Yusuf Ziya Eraslan: Ben meslekte 18 yıl oldu, 9 yıldır sağlık muhabirliği yapıyorum.

-   Mustafa Sütlaş: Kendinizi nasıl garantiye alıyorsunuz?

-   Yusuf Ziya Eraslan: Bu anlattığım hadise benim başıma da geldi. Ben ne yaptım? Derneği tam kurma aşamasına geldik -şunu da söyleyeyim Ankara Sağlık Muhabirleri Derneği’nin kuruluş hikâyesi 10 yıl öncesine dayanıyor, bizden önceki üstadlarla konuşuyoruz. Kimle konuşsam diyor ki, 7 kişi bir araya gelip kuramadık, bir sürü neden. Biz bu çalışmaları netleştirdik ben İHA’daydım sağlık muhabiri olarak. Kâğıt üzerinde sağlık muhabiriyim ama bana 3 tane parti verdiler, MHP, BBP, DTP arada CHP’yi verdiler parlamentoya gidiyoruz salı günleri grup toplantılarına, Genelkurmay Başkanı’nı izliyorum, yurtiçindeki tatbikatlara gidiyorum, Başbakan Ankara’dayken programının yarısını ben izliyorum ama sağlık muhabiriyim.

-   Pelin Öğüt: Bir insanın kendisi için ben uzman sağlık muhabiriyim demesi için gereken şey nedir? Farklı farklı görüşler duyuyorum ben, örneğin mesleki deneyimi 8 yıl olmalı en az ya da şu şu kurumlarda çalışmış olmalı gibi. Bu anlamda bir kriter koyulacak olsa kim kendine ben sağlık muhabiriyim der?

-   Yusuf Ziya Eraslan: Birinci kriter deneyim olmalı bence.

-   Pelin Öğüt: Kaç yıllık bir deneyimden bahsediyoruz?

-   Yusuf Ziya Eraslan: Üç yıldan aşağı olmamalı diye düşünüyorum. Neslimiz tükeniyor. Bahsettiğimiz uzman sağlık muhabiri arkadaşlar belki bir kemik kadromuz var Ankara’da.

-   Erkan Yüksel: Sayınız en fazla ne zamandı?

-   Yalçın Yılmaz:  2001 krizinde dibe vurduk.

-   Yusuf Ziya Eraslan: Biz son 5-6 senedir bu şeyin faturasını daha ağır ödemeye başladık. Sürekli aramızdan birileri ayrılıyor, sürekli bir stajyer sirkülasyonu. Dolayısıyla bu anlamda uzmanlaşmak çok zor. Yani ben uzmanlaşmaktan vazgeçtim sağlık muhabirini bulalım da, sağlık muhabiri bulamıyoruz, Ankara için söylüyorum bunu böyle bir mesleki ciddi bir sorunumuz var bizim.

-   Pelin Öğüt: Bir insanın uzman sağlık muhabiriyim demesi için 3 yıl mesleki deneyim dediniz stajyerliğin dışında. Onun dışında sadece sağlık alanıyla ilgilenen muhabir Türkiye’de hiç oldu mu? Sadece sağlık haberiyle ilgilenen insan sağlık muhabiri olabilir? Diye böyle bir kriter konulabilir mi?

-   Yusuf Ziya Eraslan: Ankara’da salt 2 tane sağlık muhabiri var. Bütün alanı, mesleği, uğraşı sabah işe geldiğinde ondan sadece sağlık haberi bekleyen bir kurum var; o da Anadolu Ajansı.

-   Yusuf Ziya Eraslan: Onun dışında ben dâhil, başkan yardımcım, yönetim kurulu üyelerim ve üyelerim dâhil sadece katıksız sağlık muhabiri yok. İki kişi var. Dolayısıyla bu şartlarda uzman sağlık muhabirliğine geçiş hayal üstü bir şey gibi geliyor bana.

-   Nuray Özger:  O zaman artık ben bunu anlatayım biraz. Artık bu sağlık muhabiri, tırnak içinde söylüyorum, terminoloji olarak bana çok doğru gelmiyor. Çünkü gerçekten, gazetelerde eskisi kadar buna ayrılan özel sayfalar da yok. Sağlık muhabiri olarak söyleyebileceğimiz insanlar da yok; birkaç kişi var

-   Aslıhan Çobaner: Ama sağlık haberlerinin çeşidi ve alanı artıyor gazetelerde sayısı artıyor.

-   Nuray Özger:  Bunu herkes yapıyor o anlamda söylüyorum. Artık sadece o alana bakan kişiler yok. Acaba işi daha öze indirip muhabir ama sağlık alanına bakıyora mı getirmek gerekiyor?  Yani sağlık muhabirliği olmalı mı olmamalı mı bence bunu tartışmak gerekiyor.

-   Yusuf Ziya Eraslan: Bunu tartışmak bile çok yanlış, sağlık muhabiri olmalı. Her kurumun kesinlikle bir sağlık muhabiri olmalı, bizim savunduğumuz gerçek bu zaten.

-   Yalçın Yılmaz: Sağlık muhabirliğinin ortadan kalkmasında sağlık haberciliğini yapan insanların işsiz kalmasında, dışarıda kalmasında kendi kabahatleri de var.  Yani sağlık habercileri kendi bindikleri dalı kestiler. Sağlık habercileri ekonomik boyutta bir ticari ilişki içinde değillerdi. Daha sonra televizyonlara geçtiler, görsellik ön plana çıktı ve televizyonlarda sağlık programı adıyla programlar yapılmaya başlandı. Bunu dediğimiz anlamda, sadece işi sağlık haberciliği olan, bütün standartları yerine getiren, tarafsızlığıyla meslek örgütü tarafından, bakanlık tarafından kabul edilmiş en iyiyi sayın dediğimizde sayabileceğimiz birkaç arkadaş için bile geçerlidir bu. Önce bunlar ekranlara çıktılar ve ekranlara çıkaracakları konuklar için pazarlama birimine telefon edeceksiniz, oradan pazarlığınızı yapacaksınız sonra 20 dakika ekrana çıkacaksınız sağlık muhabirinin karşısına sağlık muhabiriyle 20 dakika görüşme sonunda ilaç şirketi veya bir hastane onun sponsoru olacak. Ama ekranda habercilik yapıldığı görüntüsüyle verilecek ve bunu yapan sağlık muhabiri arkadaşlarımızdır. Sistemin içine girdikleri anda gideceği noktaya geldik. Daha sonra o sağlık muhabiri arkadaşlarımız güzel sorular soruyorlardı iyi habercilik yapıyorlardı ama para karşılığı yapılıyordu bu programlar. Sonra görsellik ön plana çıkınca o görsellikte onlar ikinci plana itildiler ve onların yeri dolduruldu. Yani şu an ekranlarda onların yaptığı programı sürdüren arkadaşlarımız var. Onlara ne kadar sağlık muhabiri denilebilir onu bilemiyorum ama en ideal dediğimiz sağlık muhabirleri bu tuzağın içine girdiler. Ve şu an onlar da mesleğin dışındalar, sağlık muhabiri sıfatını taşıyorlar, Gazeteciler Cemiyeti’nin Yönetim Kurulu’nda gazeteci sıfatını taşıyorlar ama gazetecilik yapmıyorlar, şu an gazeteci değiller. Sağlık muhabirinin önce gazeteci olması gerekiyor, ben yönetim kurulundan 2 defa kendi isteğimle ayrıldım. Ayrılma sebebim şuydu, gazeteciliği yapmadığım andan itibaren sağlık muhabirliği sıfatım da gazetecilik sıfatım da düşmüştür. Dolayısıyla ben derneğin üyesi olabilirim ama yönetimde karar alamam dedim. Ama benden sonra bu sistemde hiçbir şekilde bu tür bir işleyiş olmadı. Yani gazetecilik de yapmasa, sağlık muhabirliği de yapmasa Sağlık Muhabirleri Derneği’nin yönetimini de başkanlığını da sürdürebildi. Dolayısıyla sağlık muhabiri kimdir, gazetecilik bile yapmayan sağlık muhabiridir. Şu an dernek de fonksiyonunu kaybetmiş durumda. Bir de burada çok daha büyük bir tehlike vardı; Ankara’daki dernekleşme tekrar bizim dernekle birlikte dernekleşme içine girip onlar da bir dernek olup bizimle birleşmeyi istediler. Fakat bunun gerçekleşmeme sebeplerini söyleyeyim ben size. Bakanlıkla olan diyalogları gazeteciliğin sınırlarını aşan diyaloglar. 10 yıl öncesinde şu anki dernek kurulmadan öncesinden söz ediyorum. O dönemde bizim derneğe üye olmak isteyenlerin genel anlayış, bakış açısı bakanlıkla olan diyalogların iyi yürümesi çünkü o zaman mecburi hizmetler vardı.  Hangi gazetede köşe yazan bir doktor var o doktorun mecburi hizmeti için bakanlıkla ilişkiler nasıl yürüyecek, başka ilişkiler girdi. O başka ilişkileri yürütenler sağlık muhabirliğini sürdürdü, o ilişkide başarısız olanlar sağlık muhabirliğinin dışında kaldı. Dolayısıyla kalanlar da tartışılır hale geldi.

-   Hande Demiroğlu: Bu hangi tarihlere denk geliyor?

-   Yalçın Yılmaz: 90 sonrası. Çünkü 90 öncesi meltem Pusat’lar vardı, Asuman Aydın’lar vardı başka gazeteci arkadaşlarımız vardı. Onlar gerçek anlamıyla sadece sağlık haberciliği yapan, sistem üzerine çok yoğunlaşan, hastalık haberciliği değil sistem üzerine yoğunlaşan, gazetede sayfası olan. Yani ben biliyordum ki Milliyet’in 2. sayfasında sağlık haberi varsa başka hiçbir haber girmez. Hürriyet’in Meltem Pusat’ın sayfası vardı ve o sayfayı o doldurduğu sürece onun haberi girer, önceliklidir, başka haber ancak o haber yapmadığı zaman girebilir. Yani bir gazetecinin sağlık muhabiri olabilmesi için bir yayın kurumunda yerinin ve zamanının olması gerekiyor. Yer ve zaman vermediğiniz kişiye sağlık muhabiri deseniz ne olacak.

-   Pelin Öğüt: Esra Tüzün ile Hande’nin yapmış olduğu bir görüşmede bunu açıkça dile getirdim ama zaten künyede geçen tek isim. Bu anlamda şöyle bir eleştiri de olabilir mi;  yine sağlık muhabirlerine ya da sağlık editörlerine. Kendilerinin acaba gazete yönetiminden ya da yazı işlerinden böyle bir talebin olması meselesi. Yani ben şununla da karşılaştım, başka gazetelerde de nasıl Esra Tüzün için geçerliyse bu tek başına ya da yanında bir asistanla bu işi hâlâ yürütmekte olan başka isimler de var.  Editör de kendisi, muhabir de kendisi ama künyede değil, böyle bir talebi var mı bu da tartışılır bir şey. Bu da uzmanlaşma deyince kriter olarak konulabilir mi?  Mesleki deneyim belki. Ama bu anlamda talepleri oldu mu?

-   Hande Demiroğlu: Uzmanlaşmayı sadece muhabirlik düzeyinde düşünmesek.

-   Yalçın Yılmaz: Evet editör ve sayfa sekreterinin de eğitilmesi gerekiyor.

-   Hande Demiroğlu: Yusuf bey de söyledi. Tamam, stajyer, stajyer her anlamda. Ben de iletişim mezunuyum, haber yazmaya başladığımız andan itibaren her alanda zaten haber yazma ilkelerine hâkim olmamız gerekiyor. Bunları bilerek, bilinçli olarak, bunun kararları vardır. Yani ekonomi muhabiri de olsanız, spor muhabiri de olsanız sağlık muhabiri de olsanız kriterler aynı, değişen bir şey yok. Bu noktada taleple ilgili bir sıkıntı var gibi geliyor bana. Yani dışarıdan baktığımda insanlar evet muhabir düzeyinde bunun için mücadele ediyorlar, dernekleşme faaliyetleri olabilir ama editoryal, yöneticilik düzeyinde o haber masasında söz sahibi olma anlamında.

-   Mutlu Sereli Kaan: Bence medya kuruluşları, şimdi gelinen noktada bir şeyden bahsediyorum, sağlık haberlerini ya da sağlık haberciliğini reyting ve tiraj kaygısı açısından şu an bir malzeme olarak görüyorlar ama ciddiye almıyorlar. Yani bu anlamda haberin altında ne verdiğinizin medya kuruluşu açısından önemi yok. Yeter ki bir tiraj ya da reyting getirsin gazeteye ya da televizyona. Bu anlamda önce kurumların bence bu alanı ciddiye alması, önemsemesi gerekiyor. Çünkü muhabir açısından da bu bir etkileşim nihayetinde.  Ciddiye alınmayan bir alanda uzun süre muhabirlik yapmak istemezsiniz, ben de öyle başladım. Ben de daha üç aylık stajyerdim. Sağlık alanı boştaydı gazetede ben de kendimi göstermeye çalışırken o boştaki alanı kaptım.  Ondan sonra derdim şey oldu;  buradan bir siyasete baksam keşke diye beni 5-6 ay sonra CHP muhabiri yaptılar. Bir daha sağlık alanı hiç umurumda olmadı çünkü o bir etkileşim. Yani kurum bunu ciddiye almadığı sürece ya da bu alan olarak böyle yaklaşıldığı sürece muhabir tabi ki oradan kendince sıçrama gördüğü yeri hedef alacaktır.

-   Yusuf Ziya Eraslan: Orada bir itibar göremiyor çünkü.

-   Mutlu Sereli Kaan: Yani evet sonuçta oradan çıkmaya bakacaktır.

-   Yusuf Ziya Eraslan: Birçoğu da kendi rızasıyla başka alana kayıyor. Gazetelerde bir inisiyatif var ama birçoğu da sağlık alanında bir itibar göremediği için parlamentoya bakayım da belki orada büro şefi olma ihtimali var ya da Cumhurbaşkanlığı muhabirliği var, o daha prestijli Ankara’da parlamento muhabirliği, Başbakanlık muhabirliği çok prestijli şeylerdir ama sağlık muhabirliği deyince ya işte gibi.

-   Mutlu Sereli Kaan: Bu zihniyeti değiştirmek lâzım.

-   Hande Demiroğlu: Bu noktada söylediğiniz şey çok doğru içini boşaltan şey kurum mu? Muhabir kendisi yazıyor, PR şirketlerinden söz ettik örneğin bu haberi yazan muhabirden başka kişi değil ki.

-   Mustafa Sütlaş: Muhabirin ben sağlık muhabirliği yapacağım sadece diyebilmesi için ya arkasının çok sağlam olması lâzım ya da başka bir yerden bir dayanağının olması lâzım. Böyle biz pazarlık gücünüz yok, ben sadece sağlık muhabirliği yapacağım, sağlık haberi yapacağım deme şansınız yok.

-   Pelin Öğüt: Selma Tükel’lerden 1990’lar öncesinden başlayan dönemde zaten medya yapısı da değişiyor.

-   Mutlu Sereli Kaan: Onu konuşalım, o dönüşümü neden kaynaklandığını konuşalım.

-   Hande Demiroğlu:  90’larda televizyonun yaygınlaşması mıdır sebep mesela?

-   Mustafa Sütlaş: Siz Eyüp Can’a sağlık muhabirliğinin ne kadar önemli olduğunu nasıl anlatabilirsiniz? Anlatamazsınız.

-   Yalçın Yılmaz: Haberi sadece sağlık muhabiri oluşturmuyor, yayın aşamasına kadar sayfa sekreteri, editörler, redaktörler var. Bu redaktörler sizin haberinizi tanınmayacak hale getirebiliyor. Editörler bambaşka bir şekle büründürebiliyor sayfada yerleştirebiliyor, sayfa sekreterleri onun fotoğraflarını ve başlıklarını değiştirirken bambaşka bir hale getirebiliyor. Dolayısıyla sağlık muhabirinden çıktıktan sonra haber çok fazla şekil değiştiriyor. Sağlık haberciliğinde de kendi haberinizi bile tanıyamayabiliyorsunuz ve hatta çalıştığınız bazı yayın organları o kadar değiştiriyor ki sağlık alanında artık itibarınız kalmıyor, görüş alacak insan bulamıyorsunuz.