2.9.Tekrar İdeal Sağlık Muhabirliğine Yönelik Görüşler

Bu noktada konu yeniden ideal sağlık muhabirinin sahip olması gereken niteliklere çekilmiştir. Bu konudaki görüşler şu şekilde devam etmiştir:


-   Mustafa Sütlaş: Bir idealin tanımı var bir de o ideale dair gazeteciliğin içinde yaptığımız tanım var. Gazetecilik herhangi bir alana dair bir faaliyeti herkesin anlayabileceği bir şekilde ve ondan da yararlanacağı bir şekilde dile getirmektir. Hekim yaptığı işlerle ilgili işlemi, hukuki, etik, ahlaki olması için aydınlatılmış (...). Bütün o bilgisini ona anlatacak şekilde ifadeyi sürdürür. O ona bir onama olması için. Hâkim kararını yazarken gerekçeli yazmak zorundadır, gerekçesi hukuki terimlerle olabilir ama bu kararın adalet duygusuna hizmet edeceğini kanıtlaması lâzım. Gazeteci de alanının ne olduğunun çok bir önemi yok, gazeteciliği gerçekten biliyorsa, onun içerdiği konunun vereceği anlatacağı çerçevedeki bütün bilgisine sahip olduktan sonra bunu yazabildiği zaman, bu turizm gazetecisidir, sağlık gazetecisidir, aynı anda hepsini yapabilir, ama ölçü budur. Yani şimdi burada her gün on tane sağlık haberi yaptım, bir ölçüt alırsak, az önce arkadaşım söyledi, oturduğunuz yerde on tane sağlık haberi yaparsınız, çok kolay. Sadece sağlık haberi yazmaz, aynı koşulda, bir tane arkanız olursa sadece bundan üsteki de bir çıkarınız bağlantınız olursa bu da yapılır bu da sağlık muhabiri bence değildir. Ama yani 2 tane unsur var bir tanesi sizin kendinizi nasıl gördüğünüz, tanımladığınız. İkincisi tanımladığınız şeyin birilerince de benzer şekilde tanımlanması. Burada sistem kendi içinde bir otorite olarak örneğin uzmanlık kuruluşlarını, meslek kuruluşlarını, daha dar birtakım grupların tanımlamalarını vs. bir şeyler koymuş, bir araya gelerek yapmışlar, tek başına yapmamışlar. Bu tanımları gerçekten değiştirmek lâzım.  Yani yazdığı haberde tıbbi bir dili herkesin anlayacağı bir dile çevirme yetisine sahip olma. Bu yeti açısından bir problemi varsa yapamazsın demek yerine sertifikasyon süreçlerinde bu eğitim ile beraber o eğitim tamamlanır. O eğitimi ister bir kişiden alır, ister bir kurumdan alır, isterse belirli aralıklarla açacağınız kursları takip ederek alır. Ama sonuçta bir sistemin tanımlanması lâzım ve bu sistemi de onu yapanların tanımlaması lâzım. Ben Eğitim Sağlık Muhabirleri Derneği’nin çıkışındaki kendi ölçüsünü kendi koyma şeyini bu açıdan olumluyorum. Üstelik de iyi niyetle yaptılar, birtakım insanları kayıracak şekilde de yapabilirlerdi bunu. Onun yerine hakikaten belli bir süre gidebilen bir ölçüyle yaptılar. Ben de işbirliği yapmaktan hekim tarafından gelen birisi olarak onur duydum, bir sürü bir şeyler yaptık ortaklaşa yani dediğim gibi bir şeyin kendisine ait kuralları olmalı ama onun da kendisi gibi olanlarla birlikte belirlediği kurallar olmalı. hâlâ üstüne tek satır bir şey yazılmadı yani toplantıdan sonra Türkiye’deki sağlık haberciliği bildirgesi bir kuralları çizen, ortaya koyan metin olarak ortadadır. O bildirgenin esasları bugün sağlık haberciliği alanında var mıdır?  Ölçelim bakalım. “Yok”  diyeceğiz.

-   Aslıhan Çobaner: İki çalışmamızda da kullandık, çok önemli bir rehber oldu bizim için.

-   Mustafa Sütlaş: Tabi yani ama bunu nasıl çıkarttık? Bunu orada çıkardık bir tane Moskova Bildirgesi vardı.  Ondan sonra o toplantı içindeki 2 günlük tartışmaların sonunda çıktı bu. En azından toplantıya katılanlar sonradan da aldığımız yansımayla o alanın bir şeyleri yapanları itiraz etmediler burada yanlış yazmışsınız, yanlış düşünmüşsünüz, böyle olmamalı denmedi ama üstüne de bir şey koymadık 10 senedir. 1997’den bu yana.

-   Can Bilgili: Bu tespitlerin hepsi çok doğru tabi ama temel gazetecilik eğitimi alıp da temel gazetecilik yetisine sahip olan herkes ister turizm muhabiri, ister sağlık muhabiri, ister spor muhabiri yapar mı diye baktığınızda; yapar.  Türkiye ölçeğinde her şeyi düşünürseniz yapar. Ama bizim artık Türkiye ölçeği olarak bakmamamız lâzım, global dünyada yaşıyoruz, Avrupa Birliği’nin sağlık politikaları konusunda yeterli donanımı, bilgisi olmayan bir kişinin sağlık muhabirliği yapması günümüz koşulları açısından çok realistik değil. Ya da Avrupa Birliği’ne üyelik süreci içinde olan bir ülke olduğumuz için söylüyorum bunu.  Sadece o değil Dünya Sağlık Örgütü’nün niteliğini, organizasyonunun, uygulamalarını, yapısını, çalışmasını, ne yapmak istediğini, neleri dünyada yaygınlaştırmak için politikalar geliştirdiğini bilmeyen bir kişinin sağlık muhabiri olmasını ben çok doğru bulmuyorum.

-   Mustafa Sütlaş: Onları bilmezse haber yazamaz bu konularda.

-   Can Bilgili: Onları zaten bilecek, tabi ki temel gazetecilik eğitimi alacak,  tabi ki haber yazımıyla ilgili her türlü teknolojiyi, her türlü donanımı bilecek. Ama üstüne spesifik, bu konunun uzmanlığının gerektirdiği eğitimleri de alması gerekiyor. Bu sadece bu alanla ilgili değil turizm ve kültürle de ilgili. Avrupa Birliği 2005’den beri kültür politikaları üzerine inanılmaz kararlar alıyor, yaratıcı endüstriler üzerine inanılmaz kararlar alıyor, teşvikler geliştiriyor bizim Türkiye’de bu konudan bihaber bir Kültür Bakanlığımız var. Yani bu toplum maalesef kapasite geliştirme dediğimiz boyutta baktığımızda bunlar mutlaka olması gerekiyor ama mutlaka bence uluslararası düşünmesi gerekiyor bu yetişen arkadaşlarımızın yani gazetecilik misyonunun vizyonunun ötesinde uluslararası düşünmeli, mutlaka bir yabancı dile sahip olmalı, mutlaka uluslararası politikaları, sağlık politikalarını, gelişmelerini, rekabeti, ticaretiyle hepsiyle beraber yani bir bütün olarak dünyadaki ülkelerin yatırımları, bakışları o bütünü görebilecek şekilde kullanılması gerekiyor. Yoksa sağlık muhabiri olup da kendi haber yazım yeteneğiyle sadece bu işi yapıyor olmuş olması gerçekten bir bakanlığı mülakat esnasında neyi sorup neyi sıkıştıracağını bilmeli, çok daha donanımlı olmak zorunda.  Hepsine katılıyorum ama artı böyle olmak durumunda olduğunu düşünüyorum.

-   Aslıhan Çobaner: İletişim fakültelerinin sağlık iletişimini önemli bir istihdam alanı olarak görmeleri gerekiyor. Sadece sağlık muhabirliği olarak düşünmeyelim burada gerçekten istihdam alanı var ve bunun keşfedilmesi gerekiyor mezunlarımız açısından. Sağlık kampanyaları mesela bakanlık olarak çalışacağınız, sizinle aynı dili konuşan bu alanda kendisini geliştirmiş PR şirketleri bulamıyorsunuz maalesef. Çok piyasanın içerisinde başka başka işler yapan insanlarla sağlık konusunda bir iletişim kampanyası yürütmek zorunda kalıyorsunuz ve ne kadar zor bir süreç yani bunu tahmin edemezsiniz. Bu anlamda yani sağlık iletişimi alanında yetişmiş halkla ilişkiler, PR olabilir aynı dili konuşabileceğimiz mezunlarımız olmalı piyasada ve onlarla çok daha güzel, iyi işler yapılabileceğini düşünüyorum bu alanda.

-   Erkan Yüksel: Sağlık iletişimi kavramı belki tanımı da değişmeli; çünkü sağlık iletişimi deyince bence herkes aynı şeyi anlamıyor. Ben bu kavramı ilk duyduğumda, sağlığın iletişimi nasıl bir şey diye kafa karışıklığı yaşadım. Orada kastedilen şey aslında halkla ilişkiler faaliyeti….


-   Aslıhan Çobaner: Yani muhabirlik dediğimiz şeyi de bunun içerisine koyabiliriz. Daha geniş bir çerçeveden bakıp bunu bu anlamda yerleştirme de belki daha kolay olacak. Belki insanlar mezun olduklarında gidip muhabir olarak çalışmayacak ama yine sağlıkla ilgili bir PR şirketinde kampanya yürütücüsü olacak.