- Mustafa Sütlaş: Bir idealin tanımı var
bir de o ideale dair gazeteciliğin içinde yaptığımız tanım var. Gazetecilik
herhangi bir alana dair bir faaliyeti herkesin anlayabileceği bir şekilde ve
ondan da yararlanacağı bir şekilde dile getirmektir. Hekim yaptığı işlerle
ilgili işlemi, hukuki, etik, ahlaki olması için aydınlatılmış (...). Bütün o
bilgisini ona anlatacak şekilde ifadeyi sürdürür. O ona bir onama olması için.
Hâkim kararını yazarken gerekçeli yazmak zorundadır, gerekçesi hukuki
terimlerle olabilir ama bu kararın adalet duygusuna hizmet edeceğini
kanıtlaması lâzım. Gazeteci de alanının ne olduğunun çok bir önemi yok,
gazeteciliği gerçekten biliyorsa, onun içerdiği konunun vereceği anlatacağı
çerçevedeki bütün bilgisine sahip olduktan sonra bunu yazabildiği zaman, bu
turizm gazetecisidir, sağlık gazetecisidir, aynı anda hepsini yapabilir, ama
ölçü budur. Yani şimdi burada her gün on tane sağlık haberi yaptım, bir ölçüt
alırsak, az önce arkadaşım söyledi, oturduğunuz yerde on tane sağlık haberi
yaparsınız, çok kolay. Sadece sağlık haberi yazmaz, aynı koşulda, bir tane
arkanız olursa sadece bundan üsteki de bir çıkarınız bağlantınız olursa bu da
yapılır bu da sağlık muhabiri bence değildir. Ama yani 2 tane unsur var bir
tanesi sizin kendinizi nasıl gördüğünüz, tanımladığınız. İkincisi
tanımladığınız şeyin birilerince de benzer şekilde tanımlanması. Burada sistem
kendi içinde bir otorite olarak örneğin uzmanlık kuruluşlarını, meslek
kuruluşlarını, daha dar birtakım grupların tanımlamalarını vs. bir şeyler
koymuş, bir araya gelerek yapmışlar, tek başına yapmamışlar. Bu tanımları
gerçekten değiştirmek lâzım. Yani
yazdığı haberde tıbbi bir dili herkesin anlayacağı bir dile çevirme yetisine
sahip olma. Bu yeti açısından bir problemi varsa yapamazsın demek yerine
sertifikasyon süreçlerinde bu eğitim ile beraber o eğitim tamamlanır. O eğitimi
ister bir kişiden alır, ister bir kurumdan alır, isterse belirli aralıklarla
açacağınız kursları takip ederek alır. Ama sonuçta bir sistemin tanımlanması
lâzım ve bu sistemi de onu yapanların tanımlaması lâzım. Ben Eğitim Sağlık
Muhabirleri Derneği’nin çıkışındaki kendi ölçüsünü kendi koyma şeyini bu açıdan
olumluyorum. Üstelik de iyi niyetle yaptılar, birtakım insanları kayıracak
şekilde de yapabilirlerdi bunu. Onun yerine hakikaten belli bir süre gidebilen
bir ölçüyle yaptılar. Ben de işbirliği yapmaktan hekim tarafından gelen birisi
olarak onur duydum, bir sürü bir şeyler yaptık ortaklaşa yani dediğim gibi bir
şeyin kendisine ait kuralları olmalı ama onun da kendisi gibi olanlarla
birlikte belirlediği kurallar olmalı. hâlâ üstüne tek satır bir şey yazılmadı
yani toplantıdan sonra Türkiye’deki sağlık haberciliği bildirgesi bir kuralları
çizen, ortaya koyan metin olarak ortadadır. O bildirgenin esasları bugün sağlık
haberciliği alanında var mıdır? Ölçelim
bakalım. “Yok” diyeceğiz.
- Aslıhan Çobaner: İki çalışmamızda da
kullandık, çok önemli bir rehber oldu bizim için.
- Mustafa Sütlaş: Tabi yani ama bunu
nasıl çıkarttık? Bunu orada çıkardık bir tane Moskova Bildirgesi vardı. Ondan sonra o toplantı içindeki 2 günlük
tartışmaların sonunda çıktı bu. En azından toplantıya katılanlar sonradan da
aldığımız yansımayla o alanın bir şeyleri yapanları itiraz etmediler burada
yanlış yazmışsınız, yanlış düşünmüşsünüz, böyle olmamalı denmedi ama üstüne de
bir şey koymadık 10 senedir. 1997’den bu yana.
- Can Bilgili: Bu tespitlerin hepsi çok
doğru tabi ama temel gazetecilik eğitimi alıp da temel gazetecilik yetisine
sahip olan herkes ister turizm muhabiri, ister sağlık muhabiri, ister spor
muhabiri yapar mı diye baktığınızda; yapar.
Türkiye ölçeğinde her şeyi düşünürseniz yapar. Ama bizim artık Türkiye
ölçeği olarak bakmamamız lâzım, global dünyada yaşıyoruz, Avrupa Birliği’nin
sağlık politikaları konusunda yeterli donanımı, bilgisi olmayan bir kişinin
sağlık muhabirliği yapması günümüz koşulları açısından çok realistik değil. Ya
da Avrupa Birliği’ne üyelik süreci içinde olan bir ülke olduğumuz için söylüyorum
bunu. Sadece o değil Dünya Sağlık
Örgütü’nün niteliğini, organizasyonunun, uygulamalarını, yapısını, çalışmasını,
ne yapmak istediğini, neleri dünyada yaygınlaştırmak için politikalar
geliştirdiğini bilmeyen bir kişinin sağlık muhabiri olmasını ben çok doğru
bulmuyorum.
- Mustafa Sütlaş: Onları bilmezse haber
yazamaz bu konularda.
- Can Bilgili: Onları zaten bilecek, tabi
ki temel gazetecilik eğitimi alacak,
tabi ki haber yazımıyla ilgili her türlü teknolojiyi, her türlü donanımı
bilecek. Ama üstüne spesifik, bu konunun uzmanlığının gerektirdiği eğitimleri
de alması gerekiyor. Bu sadece bu alanla ilgili değil turizm ve kültürle de
ilgili. Avrupa Birliği 2005’den beri kültür politikaları üzerine inanılmaz
kararlar alıyor, yaratıcı endüstriler üzerine inanılmaz kararlar alıyor,
teşvikler geliştiriyor bizim Türkiye’de bu konudan bihaber bir Kültür
Bakanlığımız var. Yani bu toplum maalesef kapasite geliştirme dediğimiz boyutta
baktığımızda bunlar mutlaka olması gerekiyor ama mutlaka bence uluslararası düşünmesi
gerekiyor bu yetişen arkadaşlarımızın yani gazetecilik misyonunun vizyonunun
ötesinde uluslararası düşünmeli, mutlaka bir yabancı dile sahip olmalı, mutlaka
uluslararası politikaları, sağlık politikalarını, gelişmelerini, rekabeti,
ticaretiyle hepsiyle beraber yani bir bütün olarak dünyadaki ülkelerin
yatırımları, bakışları o bütünü görebilecek şekilde kullanılması gerekiyor.
Yoksa sağlık muhabiri olup da kendi haber yazım yeteneğiyle sadece bu işi
yapıyor olmuş olması gerçekten bir bakanlığı mülakat esnasında neyi sorup neyi
sıkıştıracağını bilmeli, çok daha donanımlı olmak zorunda. Hepsine katılıyorum ama artı böyle olmak
durumunda olduğunu düşünüyorum.
- Aslıhan Çobaner: İletişim
fakültelerinin sağlık iletişimini önemli bir istihdam alanı olarak görmeleri
gerekiyor. Sadece sağlık muhabirliği olarak düşünmeyelim burada gerçekten
istihdam alanı var ve bunun keşfedilmesi gerekiyor mezunlarımız açısından.
Sağlık kampanyaları mesela bakanlık olarak çalışacağınız, sizinle aynı dili
konuşan bu alanda kendisini geliştirmiş PR şirketleri bulamıyorsunuz maalesef.
Çok piyasanın içerisinde başka başka işler yapan insanlarla sağlık konusunda
bir iletişim kampanyası yürütmek zorunda kalıyorsunuz ve ne kadar zor bir süreç
yani bunu tahmin edemezsiniz. Bu anlamda yani sağlık iletişimi alanında
yetişmiş halkla ilişkiler, PR olabilir aynı dili konuşabileceğimiz mezunlarımız
olmalı piyasada ve onlarla çok daha güzel, iyi işler yapılabileceğini
düşünüyorum bu alanda.
- Erkan Yüksel: Sağlık iletişimi kavramı
belki tanımı da değişmeli; çünkü sağlık iletişimi deyince bence herkes aynı
şeyi anlamıyor. Ben bu kavramı ilk duyduğumda, sağlığın iletişimi nasıl bir şey
diye kafa karışıklığı yaşadım. Orada kastedilen şey aslında halkla ilişkiler
faaliyeti….
- Aslıhan Çobaner: Yani muhabirlik
dediğimiz şeyi de bunun içerisine koyabiliriz. Daha geniş bir çerçeveden bakıp
bunu bu anlamda yerleştirme de belki daha kolay olacak. Belki insanlar mezun
olduklarında gidip muhabir olarak çalışmayacak ama yine sağlıkla ilgili bir PR
şirketinde kampanya yürütücüsü olacak.