2.SAĞLIK HABERCİLİĞİ


Genel olarak insan sağlığını ve yaşam kalitesini ilgilendiren her konudaki haberi sağlık haberi olarak tanımlamak mümkünse de daha net bir tanım konusunda literatürdeki çalışmaların da yeterli olmadığı görülmüştür. Öğüt’ün (2013:33) de ifade ettiği gibi bu konudaki literatür daha çok “nitelikli sağlık haberciliğini” ya da “sağlık haberciliğinin nasıl olması gerektiğini” konu almaktadır[1].

Öncelikle Sütlaş’ın (2007a:171) “Sağlık ve tıp alanında yaşanan olaylara ilişkin yazılan yazıların hepsi birer haber niteliğinde değildir” sözünden hareketle şu tanımına dikkat çekilebilir:

-   “Toplumun sağlığının korunması, geliştirilmesi, insan bedeninin gündelik gereksinimleri, hastalıkların tanı, tedavi, bakımı ve rehabilitasyonu, sağlık sistemi ve hizmetleriyle ilgili durum ve sorunlar, sağlık hizmeti verilen kurumlarla ve sağlık çalışanlarıyla ilgili yazılar, tanıtımlar hatta reklamlarla, bu alanda hizmet sunanların, bilgi üretenlerin, hizmet alanların ve yöneticilerin görüş ve düşünce açıklamaya yönelik her türlü aktarımları da bu kapsamda sayılmalıdır.”

Bu doğrultuda sağlık haberinin herhangi bir konuda yazılmış bir haberin genel unsurlarını içermenin yanı sıra bu yönden de yeterli ve doyurucu biçimde bilgi içermesi gerektiği de vurgulanmalıdır (Sütlaş, 2007a:173).
Proje kapsamında desteklenen tezinde Öğüt (2013:36) sağlık haberciliğinin tarihçesinden önce “sağlık haberciliğinin tanımına” odaklanmıştır. Proje kapsamında gerçekleştirilen görüşmelerden de hareketle Öğüt, sağlık haberciliğini “sağlık profesyonellerine yönelik sağlık haberciliği” ve “halka yönelik sağlık haberciliği” olmak üzere iki ayrı başlık altında değerlendirmektedir.

1)       Sağlık profesyonellerine yönelik habercilik; medikal dergiler ve gazeteler aracılığıyla gerçekleştirilmekte ve bu yayınlar belli kriterlere göre yayın yapan bilimsel dergilerin yanı sıra güncel olayların ve sağlık alanının yeniliklerinin sunulduğu popüler medikal dergileri de kapsamaktadır. Dil, üslup ve ele aldığı konular itibarıyla farklı nitelikler taşıyan bu yayınlar daha çok sağlık alanındaki sivil toplum kuruluşları ile özel girişimciler tarafından çıkarılmaktadır. Türk Tabipleri Birliği tarafından 15 günde bir ücretsiz olarak yayımlanan Tıp Dünyası gazetesi, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) tarafından yayımlanan Sağlık-Sen Dergi ve Sağlık-Sen gazetesi, Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Türk-Sağlık Sen) yayını Türk Sağlık Sen Dergisi bu tür yayınlara örnek verilebilir. 1999 yılında “sağlık profesyonelleri arasındaki iletişimi kuvvetlendirmek ve onları değişen sağlık sistemi hakkında bilgilendirmek” amacıyla kurulmuş olan Medi-Magazin haftalık tıp gazetesi de bu yayınlar arasında haftalık 20 binlik baskı sayısı ile öne çıkmaktadır (Öğüt, 2013:36-37).

2)       Halka yönelik sağlık haberciliği ise sağlık konusunda halkın anlayabileceği dil ve üslupta bilgi veren, halkın ilgisini çekebilecek türdeki konulara daha çok yer veren yayıncılık anlayışına karşılık gelmektedir. Bu tür habercilikte muhabirin rolü daha çok “hekimden aldığı bilgiyi halkın geniş kesimlerinin anlayabileceği bir dille, eksiksiz ve doğru bir şekilde anlatmakta” gizlidir. İşin zor yanı da budur; çünkü bu anlatımın nasıl olması ya da olmaması gerektiğine ilişkin muhabirin dikkat etmesi gereken pek çok görüş ve ilkeden söz edilebilir. Bunun için halka yönelik sağlık haberciliği yanlış ya da eksik anlaşılmaların toplumda neden olabileceği sonuçları bakımından daha fazla özen gösterilmesi gereken bir alan olarak gösterilebilir (Öğüt, 2013:37-38).

Bu çalışmada üzerinde durulan sağlık haberciliği ise daha çok halka ya da kamuoyuna yönelik sağlık konulu içerikleri kapsamaktadır.



[1] Projenin içerik analizi uygulamasında da “hangi haberin sağlık haberi olduğu” ya da “neden olmadığı” sorularıyla karşılaşılmıştır. Bu konuda bir takım kriterler oluşturmak için literatürden elde edilen kaynaklar yeterli gelmeyince düzenlenen ilk çalıştayın ilk oturumunda bu sorular gündeme alınmıştır. Proje raporunun çalıştaya yönelik bulgularının sunulduğu beşinci bölümde çalıştayın ayrıntılarına ve “bir haberin sağlık haberi sayılabilmesi için gerekli unsurlara” yer verilmektedir. Öte yandan aynı soru “sizce sağlık yayıncılığı nasıl tanımlanabilir?” şeklinde, projenin görüşmeler aşamasında medya ve sağlık profesyonellerine de sorulmuştur. Onlardan alınan yanıtlar da dördüncü bölümde ayrıntılarıyla tanımlanmaktadır. Aşağıda ise literatürde karşılaşılan unsurlar bağlamında konuya ilişkin görüşler üzerinde durulacaktır.