5.SONRAKİ GELİŞMELER

Çalıştayın ardından Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Davut Aydın ile görüşülerek sonuç bildirgesi paylaşılmış ve bir “Araştırma Merkezi” kurulması yönünde hazırlıklara başlanmıştır. Kurulacak merkeze ilişkin hazırlanan taslak yönerge ilgili kişilerle paylaşılmıştır. Ancak alınabilen geri bildirimler özellikle Anadolu Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı olarak kurulacak “birimin” bağımsızlığı ve özgür ifade alanının kısıtlı olabileceği noktasında tereddütle karşılanmış; çalışmalar için yeni ve uzman kadro bulmakta ya da almakta görülen sorunlar, bütçe sıkıntısı, kamu kurumları arasında iletişim sağlamının zorluğu, kurulan iletişimin kişilere bağlı kalması ve kurumsal bir kimlik kazanamaması, özellikle de sektördeki gazetecilerin yeterli ilgiyi duymamaları, alanda var olan derneklerin ya da örgütlerin zayıflığı, bu ortamda yeni bir derneğin daha kurulması, proje ekibinin zamanının büyük ölçüde proje raporu ve üniversitedeki görevlerinin yoğunluğu ve ortaya çıkan yeni gelişmeler gibi nedenlerle bu oluşum ilerletilememiştir.


Öte yandan Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Erkan Yüksel, ABD’deki “Association of Health Care Journalists (Sağlık Habercileri Birliği)” tarafından 19-22 Nisan 2012 günleri arasında Atlanta’da düzenlenen “Health Journalism 2012” aldı toplantıda “Health Journalism in Turkey” başlıklı bir sunum gerçekleştirerek hem Türkiye’deki sağlık konulu yayıncılık hakkında hem de kurulması planlanan merkez hakkında bilgi aktarmıştır. Bildiri sunumuna özellikle birliğin yönetici kadrosu ve ileri gelen bazı sağlık gazetecileri katılmıştır. Toplantıda genel hatlarıyla da olsa ABD’deki sağlık gazeteciliği ile Türkiye’dekini karşılaştırma imkânı ortaya çıkmıştır. Amerikalı gazeteciler üniversite bünyesi altında kurulacak bir merkezden çok sağlık gazeteciliği yapan uzman kadroların bir araya gelerek diğerlerine “örnek” oluşturabilecek bağımsız bir grubun oluşturulmasının daha yararlı olabileceği önerisinde bulunmuşlar ve kendi kuruluş tarihçesinden örnekler vermişlerdir. Karl Stark (2012) şöyle demektedir:

-   “Gazeteci gazeteciye destek olmalıdır. Böyle olunca daha iyi olur. Sponsorluk da olmamalı. Reklam vereni desteklersen insanların güvenini kaybedersin. Ancak tıp fakülteleri, üniversiteler, vakıflar, devlet ve özel üniversiteler bu bağımsız gruba sponsor olabilir. Yönetimi şefaf olmalı. Endüstrinin ya da lobilerin parası olmamalı. Biz bu konuda çok dikkatliyiz. Bünyemizde özel üyeliğe sahip yazan doktolar var. Biz buraya (toplantıya) gelen gazetecilerle konuşuyoruz. Hepsi de gazeteci. 800 kişi olduklarını sanıyorum. Hepsi kendi paraları ile bu eğitimi almak için buraya geldi. Onlara sağlık haberlerinde yardım ediyoruz. Nasıl daha iyi sağlık haberi yazsınlar diye. Siz de bunu yapabilirsiniz. Muhabirin fikri oluyor ama daha iyi nasıl yazabiliriz, burada onu konuşuyoruz. Haberlerini daha akıllı (iyi) metinler haline getiriyoruz.  Modeller öneriyoruz. Bazen (yönlendirici) programlarımız var, onlarla birlikte çalışma yapıyoruz. Haber daha iyi nasıl yazılır onu anlatıyoruz. Açık ol, jargon kullanma, uzatma, anlaşılır ol, doğrulatarak yaz, soru sor; bu kuralları öğretiyoruz. Yazının bir müziği olmalı, eğlencesi olmalı, önemli şeylerin bilgisini vermeli. Bir muhabir kendi kendine sormalı: Benim gibi insanları öldüren şey ne? Kalp hastalığı, yemekler, tarımsal ürünler vs. Bunları bu şekilde haber yapmalı.”

Bir diğer görüş de şu şekildedir:

-   “Önce küçük bir grupla başlanabilir. Birbirine yakın mesafedeki kişiler bir araya gelebilir. Ortak hikâyeler (haberler) yazsınlar. Gazeteciler birbirini geliştirsin… Birine bir şey öğretmek, şunu yap, bunu yapma demek, öğretmenlik yapmak; gazeteciler bunu istemiyor. Gazeteciler bunu sevmez. Ancak beraber olurlarsa, gazeteciler kendi deneyimlerine birbirlerine aktarırlarsa daha iyi. O zaman daha iyi öğrenebilirler.”

Farklı bir görüş de şu şekilde alınmıştır: “Asıl soru şu: Daha iyi sağlık haberi nasıl yazılır? Buna odaklanmak gerekiyor. Geçmişe değil geleceğe bakılmalıdır. Geçmişteki (olumsuz) haberlerle değil, yazılacak iyi haberlere odaklanmak gerekmektedir. Hikâyeye sahip olmak da yetmez; daha iyi nasıl yazarım diye sorulmalı.”
Bu noktada “kötü haber” kavramı tartışmaya açılmıştır. Gazetecilerin çoğu “kötü haber” tanımının ne olduğu noktasında sorular yöneltmişlerdir. Sonra da bu tür yayınlara yönelik öneriler gelmiştir:

-   “Bizde bir kontrol mekanizması yok. İyi haber her zaman iyidir ve kötü de kötü. İyi haber oldukça kötü haberi itecektir. İnsanlar iyi haberleri okumak ister. İyi haberleri örnek vermek lâzım. Örneğin her haftanın en iyi haberleri seçilerek işe başlanabilir. İnsanlara iyiyi örnek göstermek lâzım, kötüyü değil. Pozitif bakmak lâzım. Kötü haberlerin örnek verildiği toplantılara gazetecileri de dinlemek üzere bulamazsınız. Kimse gelmez.”

Bu arada “HealthNewsReview.org” tarafından hazırlanmış olan, sağlık haberi yazarken dikkat edilmesi gereken noktalara ilişkin hazırladığı kontrol listesi, “Mause pad” olarak kimi katılımcılara dağıtılmıştır. Bunu hatırlatan bir gazeteci “işte tüm kurallar bunlar” demektedir. “Doğruluk, denge ve bütünlük için kontrol listesi” şu maddeleri kapsamaktadır:

-   “Bir tedavi ya da test hakkında haber yaparken şunlardan emin olun:
o    Maliyetleri ele aldığınızdan,
o    Potansiyel fayda ve zararların ne kadar büyük (ya da küçük) olduğunu betimlediğinizden,
o    Risk/fayda içeren mutlak (göreceli değil) bilgileri kullandığınızdan,
o    Yeni fikirleri var olan alternatiflerle karşılaştırdığınızdan,
o    Çıkar çatışması olmaksızın bağımsız kaynakları araştırdığınızdan,
o    Haber bülteninin ötesine baktığınızdan,
o    Hastalık tüccarlığından, abartıdan ya da tıbbileştirmeden sakındığınızdan,
o    Tüm araştırmaların eşit olmadığını hatırda tuttuğunuzdan (ya da izleyici/okuyucularınıza bunu hatırlattığınızdan),
o    Bunun yeni bir fikir olup olmadığına ya da eski bir fikrin yeni bir kılıfla sunulmuş hali olup olmadığına dikkat ettiğinizden,
o    Mevcut olma durumunun ne derece yaygın olduğunu ya da yaygın olup olmadığını açıkladığınızdan (ya da yıllar öncesinden olup olmadığını) açıkladığınızdan”.

Sonuç olarak bu bölümde proje kapsamında gerçekleştirilen ilk çalıştayda ortaya çıkan görüş ve öneriler tanımlanarak daha sonra yaşanan gelişmeler üzerinde durulmuştur. Bundan sonraki bölümde ise medya içeriklerine yönelik içerik analizi çalışmasına yer verilmektedir.