Öte yandan Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Erkan Yüksel, ABD’deki
“Association of Health Care Journalists (Sağlık Habercileri Birliği)”
tarafından 19-22 Nisan 2012 günleri arasında Atlanta’da düzenlenen “Health
Journalism 2012” aldı toplantıda “Health Journalism in Turkey” başlıklı bir
sunum gerçekleştirerek hem Türkiye’deki sağlık konulu yayıncılık hakkında hem
de kurulması planlanan merkez hakkında bilgi aktarmıştır. Bildiri sunumuna
özellikle birliğin yönetici kadrosu ve ileri gelen bazı sağlık gazetecileri
katılmıştır. Toplantıda genel hatlarıyla da olsa ABD’deki sağlık gazeteciliği
ile Türkiye’dekini karşılaştırma imkânı ortaya çıkmıştır. Amerikalı gazeteciler
üniversite bünyesi altında kurulacak bir merkezden çok sağlık gazeteciliği
yapan uzman kadroların bir araya gelerek diğerlerine “örnek” oluşturabilecek
bağımsız bir grubun oluşturulmasının daha yararlı olabileceği önerisinde
bulunmuşlar ve kendi kuruluş tarihçesinden örnekler vermişlerdir. Karl Stark
(2012) şöyle demektedir:
- “Gazeteci
gazeteciye destek olmalıdır. Böyle olunca daha iyi olur. Sponsorluk da
olmamalı. Reklam vereni desteklersen insanların güvenini kaybedersin. Ancak tıp
fakülteleri, üniversiteler, vakıflar, devlet ve özel üniversiteler bu bağımsız
gruba sponsor olabilir. Yönetimi şefaf olmalı. Endüstrinin ya da lobilerin
parası olmamalı. Biz bu konuda çok dikkatliyiz. Bünyemizde özel üyeliğe sahip
yazan doktolar var. Biz buraya (toplantıya) gelen gazetecilerle konuşuyoruz.
Hepsi de gazeteci. 800 kişi olduklarını sanıyorum. Hepsi kendi paraları ile bu
eğitimi almak için buraya geldi. Onlara sağlık haberlerinde yardım ediyoruz.
Nasıl daha iyi sağlık haberi yazsınlar diye. Siz de bunu yapabilirsiniz.
Muhabirin fikri oluyor ama daha iyi nasıl yazabiliriz, burada onu konuşuyoruz.
Haberlerini daha akıllı (iyi) metinler haline getiriyoruz. Modeller öneriyoruz. Bazen (yönlendirici)
programlarımız var, onlarla birlikte çalışma yapıyoruz. Haber daha iyi nasıl
yazılır onu anlatıyoruz. Açık ol, jargon kullanma, uzatma, anlaşılır ol,
doğrulatarak yaz, soru sor; bu kuralları öğretiyoruz. Yazının bir müziği
olmalı, eğlencesi olmalı, önemli şeylerin bilgisini vermeli. Bir muhabir kendi
kendine sormalı: Benim gibi insanları öldüren şey ne? Kalp hastalığı, yemekler,
tarımsal ürünler vs. Bunları bu şekilde haber yapmalı.”
Bir diğer görüş de şu şekildedir:
- “Önce
küçük bir grupla başlanabilir. Birbirine yakın mesafedeki kişiler bir araya
gelebilir. Ortak hikâyeler (haberler) yazsınlar. Gazeteciler birbirini
geliştirsin… Birine bir şey öğretmek, şunu yap, bunu yapma demek, öğretmenlik
yapmak; gazeteciler bunu istemiyor. Gazeteciler bunu sevmez. Ancak beraber
olurlarsa, gazeteciler kendi deneyimlerine birbirlerine aktarırlarsa daha iyi.
O zaman daha iyi öğrenebilirler.”
Farklı bir görüş de şu şekilde alınmıştır: “Asıl soru şu:
Daha iyi sağlık haberi nasıl yazılır? Buna odaklanmak gerekiyor. Geçmişe değil
geleceğe bakılmalıdır. Geçmişteki (olumsuz) haberlerle değil, yazılacak iyi
haberlere odaklanmak gerekmektedir. Hikâyeye sahip olmak da yetmez; daha iyi
nasıl yazarım diye sorulmalı.”
Bu noktada “kötü haber” kavramı tartışmaya açılmıştır.
Gazetecilerin çoğu “kötü haber” tanımının ne olduğu noktasında sorular
yöneltmişlerdir. Sonra da bu tür yayınlara yönelik öneriler gelmiştir:
- “Bizde
bir kontrol mekanizması yok. İyi haber her zaman iyidir ve kötü de kötü. İyi
haber oldukça kötü haberi itecektir. İnsanlar iyi haberleri okumak ister. İyi
haberleri örnek vermek lâzım. Örneğin her haftanın en iyi haberleri seçilerek
işe başlanabilir. İnsanlara iyiyi örnek göstermek lâzım, kötüyü değil. Pozitif
bakmak lâzım. Kötü haberlerin örnek verildiği toplantılara gazetecileri de
dinlemek üzere bulamazsınız. Kimse gelmez.”
Bu arada “HealthNewsReview.org” tarafından hazırlanmış olan,
sağlık haberi yazarken dikkat edilmesi gereken noktalara ilişkin hazırladığı
kontrol listesi, “Mause pad” olarak kimi katılımcılara dağıtılmıştır. Bunu
hatırlatan bir gazeteci “işte tüm kurallar bunlar” demektedir. “Doğruluk, denge
ve bütünlük için kontrol listesi” şu maddeleri kapsamaktadır:
- “Bir
tedavi ya da test hakkında haber yaparken şunlardan emin olun:
o
Maliyetleri ele aldığınızdan,
o
Potansiyel fayda ve zararların ne kadar büyük
(ya da küçük) olduğunu betimlediğinizden,
o
Risk/fayda içeren mutlak (göreceli değil)
bilgileri kullandığınızdan,
o
Yeni fikirleri var olan alternatiflerle
karşılaştırdığınızdan,
o
Çıkar çatışması olmaksızın bağımsız kaynakları
araştırdığınızdan,
o
Haber bülteninin ötesine baktığınızdan,
o
Hastalık tüccarlığından, abartıdan ya da
tıbbileştirmeden sakındığınızdan,
o
Tüm araştırmaların eşit olmadığını hatırda
tuttuğunuzdan (ya da izleyici/okuyucularınıza bunu hatırlattığınızdan),
o
Bunun yeni bir fikir olup olmadığına ya da eski
bir fikrin yeni bir kılıfla sunulmuş hali olup olmadığına dikkat ettiğinizden,
o
Mevcut olma durumunun ne derece yaygın olduğunu
ya da yaygın olup olmadığını açıkladığınızdan (ya da yıllar öncesinden olup
olmadığını) açıkladığınızdan”.
Sonuç olarak bu bölümde proje kapsamında gerçekleştirilen
ilk çalıştayda ortaya çıkan görüş ve öneriler tanımlanarak daha sonra yaşanan
gelişmeler üzerinde durulmuştur. Bundan sonraki bölümde ise medya içeriklerine
yönelik içerik analizi çalışmasına yer verilmektedir.